Şunu kabul edelim, Konyaspor ligde 10 haftayı teknik direktörsüz geçirdi. Bu hafta takımın başında gerçek bir hoca vardı. Lige hocasız başlayan yönetim hoca arayışına girdiğinde ismi geçen adaylar içinde gönlüm Recep Uçar'dan yanaydı. Futbolculuktan bozma medyatik hoca adaylarına sıcak bakmıyordum. Recep Uçar bana göre kariyerinde kısıtlı kadrolara iyi futbol oynatmış, alaylı yani kendini geliştirerek kariyer basamaklarını tırmanan, potansiyeli olan, çıkış arayan gerçek bir teknikadam. Konyaspor ile birlikteliğinin iyi sonuçlar vereceğine inanıyorum.
Nitekim daha ilk maçtan Recep Hoca'nın takıma dokunuşu çok belli oldu. Bir kere takımın savunma duruşu doğru. Takım ceza sahası yay çizgisi ile orta saha çizgisi arasına blok olarak yerleşti. Top rakipteyken çizgi savunmayı zaman zaman beşleyip hatta altılayıp savunma arkasına top atılmasını engelledi. Yine alanı daraltıp rakibin bahsettiğim bloğun içine girmesine izin vermedi. Ali Çamdalı takımı geride beklettiği için takım hücuma çıkamıyordu. Recep Hoca takım savunmasını doğru yerde kurduğu için takımın kontraya çıkması da kolaylaştı.
Ayrıca penaltı dışında Konyaspor ilk 45'te hiç pozisyon vermedi. Penaltı da bence penaltı değildi. Klasik Uğurcan sakarlığı yaşandı. Uğurcan dengesini kaybedip yere düştü rakibe bir müdahalesi yok. Ayrıca ilk yarıda Yusuf Erdoğan'ın bir pozisyonu var ki, Yusuf Erdoğan 'ın asistinde hakem Konyaspor'lu oyuncunun boş kaleye vurmasını engelleyerek Yusuf Erdoğan'ın faul yaptığı gerekçesiyle düdüğünü çaldı. Oyunu oynatması gol vuruşuna izin vermesi gerekirdi. Belki VAR' dan gol kararı verilecekti.
Recep Uçar'ın takımı ayağa pasla oyun kurmaya çalışıyor, oyun daha gelişecek ama bu durum oldukça olumlu. Ayrıca Konyaspor, Başakşehir maçında ikinci yarıya topa hakim olarak ve rakibi baskı altına alarak başladı. Böylece iki farklı oyun tarzını da oynayabileceğini gösterdi. Konyaspor'un skor dezavantajına düşmediği halde rakibi baskı altına alarak golü bulması aslında bu sezon hiç alışık olmadığımız bir durum. 2-1'den sonra oyun yine ilk yarıdaki oyuna döndü. Başakşehir'in Konyaspor'un savunma bloğunu itip Konyaspor'u kendi kalesine yakın oynamaya zorladığı bölümlerde rakip pozisyon buldu. Buna karşılık Konyaspor doğru geçiş hücumları yaptı. Anladık ki Alessane Ndao kötü değilmiş, adama top gelmiyormuş. Oyuncuya saha içinde doğru rol verilmesi gerekiyormuş. Ndao üç gol attı bir topu direkten döndü. Bu maçta dört ya da beş gol bile bilebilirdi.
Bir diğer nokta da Aleksic Pedrinho birlikte oynamaz söyleminin doğru olmadığı ortaya çıktı.
Aleksic 8, Pedrinho 10 numara pozisyonunda oynadı. Ali Çamdalı ısrarla bu dizilimi denememekte inat ediyordu. Pedrinho'yu kanada kıstırıp Aleksic'i de Başakşehir'den alışık olduğu 8 numara pozisyonunda oynatmayıp iki oyuncunun da etkinliğini azaltıyordu. Recep hoca ilk maçta oyuncuları doğru pozisyona çekti ve birlikte oynamaz denen iki oyuncunun pekala birlikte oynayabileceğeni gösterdi.
Başakşehir takımı Konyaspor'un savunma bloğunu iterek Konyaspor'un kendi kalesine yakın oynamak zorunda kaldığı anlarda savunma zorlandı ve bazı hatalar yaptı. Ancak ilk maç için görüntü genel olarak olumlu ve zaman içinde daha iyi olacaktır.
Bu sezon ilk defa bir Konyaspor maçını izlerken keyif aldım. İlk yarı 1-1 bittiğinde Konyaspor'un maçı kazanacağından emindim. Çünkü takım futbolun doğrularını yapıyordu . Belki bir maçta belki her şey değişmez ancak geleceğe dönük ışık vermesi takımın doğru kişiye emanet edildiğini gösteriyor. Bugün takımın iki pivot santraforu (Kramer ve Umut Nayır) yine gol bulamamış olabilir ancak hoca önümüzdeki haftalarda bu problemi de çözecektir. Kaldı ki Blaz fizik gücü ile bugün rakibi çok zorladı. Konyaspor santrafor lanetini (alınan son üç yabancı sartrafor'un da gol atamaması) Recep Hoca ile kıracaktır.
Bu galibiyet hem Konyaspor'un orta - üst sıralarda kalmasını sağladı hem takımın özgüvenini artırdı, daha da önemlisi oynanan oyun gelecek için ümit verdi.
Şimdi Konyaspor maçları izlenir.