Selamün Aleyküm. Mübarek Ramazan ayının sonlarına yaklaşırken psikolojik olarak çok etkilendiğimiz korona dualarımızın başında yer alıyor. Ramazan ayı Müslümanlar için manen temizlenme ayıdır.Bu ayın kıymetini bilmeden neredeyse geçip gidiyor.
Biz Müslümanlarimanımız sayesinde inanmanın gücüyle herşeyin Rabbimizden geldiğini biliyoruz.Fakat korkutma psikolojisini herkese öyle adapte etmeye çalışıyorlar ki aç kalacağız, susuz kalacağız diye 17 günlük tam kapanmayı mazeret edip marketleri pazar yerlerini talan ettiler. Çuvallarla ekmek, kasalarla sebzeleri evlerine götürdüler.Bizler Müslümanız elhamdülillah diyoruz.Dilimizle söyleyip yaşantımıza dökemiyoruz. Peygamberimiz bir tane hurma yiyerek oruç tutuyormuş.
Ahiret hayatımızda nasıl bizlere şefaat etmesini bekleyeceğiz. Bu konuda yazılmış çok güzel bir yazıyı sizlerle paylaşayım. Üzerinde çokça düşünülmesi gereken bir yazı olmuş:
Allah’ım bu asırda hastalıklar sadece bedenlere değil kalplere sirayet etmeye başladı.
Alıştığımız rutinlerden “bugünde bir değişiklik olmadı” diye şikâyet ediyoruz.
Evde 3 günlük değil aylık yiyecek varken “açlık, yokluk” tasasındayız.
“Ben sokağa çıkmadan duramam ki deliririm” diyoruz gezmelere alışmaktan.
Alıştığımız konfor ve lüks bizi “sabretme” noktasında zorluyor.
Hayır değil şer konuşuyoruz.
Tam olarak önünü arkasını bilmediğimiz meseleler için fitneye sebep olacak cümleler kuruyoruz.
Planların üstünde kurulan kader planını unutuyoruz. Allah’ın tuzak kuranların ve kader planının sahibi olduğunu es geçiyoruz.
Şu süreçte bizlere Hz Eyüp Peygamberin sabrı, duası gerek.
Elbette yaşadığımız hadise Eyüp as gibi zor değil ama o sabrın zerresi dahi kalmadı artık. Zerresine sahip olsak sabır, metanet, dua...
“Ya Rabbi bana zararı dokundu ve Sen, merhametlilerin en merhametlisisin.”
Bu asırda sabredemediğimiz, göremediğimiz, kalbimize yuvalanmış günahlarımızı kalbimizden söküp atması için Allah’a dua etmemiz gerek.
Farkında değiliz manen ağır bir hastalık halindeyiz. Herkes pandemi/plandemi diyor ama herkes bu sürecin dahi sahibinin Allah olduğunu unutmuş gibi konuşuyor. Belliki nefislerimizin biraz inzivaya çekilip terbiyeye ihtiyacı var. Ramazan ayındayız belliki itikafa ihtiyacımız var.
Şu süreçte akrabayı, mahalledeki komşuyu maddi olarak gözetmek en güzeli olacaktır. Maddi durumu iyi olmayan kişilerin kapılarına yiyecek/destek bırakmak hepimize şifa olacak. Herkes kendi akrabasını, komşusunu gözetse birbirimize yeteceğiz.
Evlerimize kapanmayı bir bunalma kapısı görmek yerine bir içe çekiliş görmek belki gezmelerin, alışverişlerin, lüks yaşamların tedavi edemediği ruhları tedavi edecek. Manaya yoğunlaşır, anlarız belki..Sorgularız geldiğimiz ve gideceğimiz yeri...
Belki gözümüzün önünde uzak kaldığımız eşimize evladımıza yakın oluruz. Elbette herkese farklı tesir edecek. Belki bazılarımızıda evlerinden uzaklaştıracak. Herkes farklı halde imtihan olacak, neyden sıkılacaksan şu süreçte kırılma noktan orası. Oradan terbiye olmamız gerek, tam oradan tövbe edip manayı düşünmek gerek!
Bugünün duası; Rabbim son günlerde Ramazan’ı Ramazan gibi yaşayıp itikaf niyetiyle ibadetlerimizi yapıp kabul olunan ibadetlerden eylesin.