Recep, şaban derken üç ayların sonuncusu, on bir ayın sultanı ramazanı uğurluyoruz bugün. Yarın da bayrama merhaba diyeceğiz.
Nefsimiz, "Bu uzun, sıcak yaz döneminde yaklaşık on yedi saat nasıl oruç tutacaksın? Üstelik bu yıl yirmi dokuz değil, otuz tutacaksın, açlık ve susuzluğa nasıl dayanacaksın? Zor mu zor!" şeklinde içimize bir iğva düşürürken, bazıları "Ramazanı eylül veya aralık ayına sabitleyelim" diye bir tartışma başlatırken inananlar, "Ne olursa olsun, bu ibadeti yerine getireceğiz, doymak bilmeyen nefsimizi dizginleyeceğiz, zira Rabbimizin bir emridir. Biz hele bir tutmaya başlayalım. Zira bu emri veren mutlaka bize bir kolaylık gösterecektir" diyerek bundan bir ay önce 'Allah'ım! Senin için oruç tuttum, sana inandım, sana tevekkül ettim ve senin vereceğin rızıkla iftar edeceğim' diyerek "bismillah" demişti oruca. Sayılı günler çabuk geçer derler ya...işte öyle oldu. İşte bugün otuzuncu, yani son günü orucun.
Nefsin isteksizliğe ve "Ne yapar, ne edersin" şeklindeki felaket tellallığına rağmen "Semi'nâ ve a'taynâ" yani "İşittik ve itaat ettik" diyen inanan milyonlar, nefsin heva ve hevesine bir set çekmek suretiyle oruç ibadetlerini yerine getirdi. Kur'an'ını okudu, fitre ve zekatını verdi, eşiyle-dostuyla iftarını açtı. Sonunda nefse galebe çalmanın ve sabretmenin bir sonucu olarak yarın bayram yapmaya hazırlanıyor. Doğrusu hak ettiler de. Üstelik içinde bir ömrü barındıran "bin aydan daha hayırlı Kadir gecesini" de ihya ederek Kur'an ayı ramazanı değerlendirdi. Ne mutlu onlara ki imtihanın zorunu başardılar. Analarının ak sütü gibi helaldir onlara bayram yapmak.
Zoru başarıp ramazana elveda deyip bayramı yaşayacak olan milyonların yanında hiçbir mazereti olmadığı halde namazda ve oruçta gözü olmayan ve güpegündüz herkesin gözü önünde, aleni bir şekilde, göstere göstere oruç yiyenler de hak etmedikleri halde bizimle birlikte bayram edecekler. Oruç tutmadık, bayramı hak etmedik deyip karalar bağlayacak değiller elbet! Elbette onlar da bayram edecekler. Ama onların bayramı buruk bir bayram olacak inanın. Onlar günlük on yedi saat oruç tutup bayrama girenlerin arasında "Biz ne yaptık, keşke tutsaydık, baksana tutanlardan hiçbiri açlık ve susuzluktan dolayı ölmedi, vah bize!” diyecek içinden, hem de derinden bir of ve ah çekerek.
Sabredince "Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem azabından kurtuluş" olan ramazanı alnımızın akıyla uğurladığımıza göre bir imtihan dünyası olan bu dünyada altından kalkamayacağımız hiçbir yükün altında kalmayız evelallah! Yeter ki ramazanda oruç tutmada gösterdiğimiz irademizi diğer alanlarda da gösterelim. Zira azmin zaferinden hiçbir şey kurtulamaz. Yeter ki cüzi irademizle sebepleri işleyelim. Ramazanda yaşadığımız manevi iklimi, yardımlaşmayı, kötülüklerden uzak durmayı diğer aylarda da samimiyetle yerine getirelim. Sonunda gülen mutlaka bizler olacağız.
Bu vesileyle ramazanı uğurlarken ve bayrama merhaba derken Rab Teala; tuttuğumuz oruçlarımızı, kıldığımız namazlarımızı, yaptığımız yardımlarımızı kabul etsin. Okuduğumuz Kur'anla amel etmeyi nasip etsin. Nice oruç ve bayramlara huzur, mutluluk ve sağlık içerisinde girmeyi göstersin. Bayramın başta ülkemiz olmak üzere tüm İslam alemine birlik ve beraberlik getirmesini ve her şeyin bayram tadında olmasını niyaz ederim. Tüm Müslümanların bayramı mübarek olsun! Nice bayramlara inşallah!