İki defa işgal edilmiş Kudüs’e ve Filistin İslam topraklarına gitmek nasip oldu. Bunlardan birisi mübarek ramazan ayı idi. Mescid-i Aksa’nın avlusundan hilale bakmıştım. Orayı da aydınlatıyordu, ışıl ışıl. Hey İslam’ın sembolü hilal, demiştim. Sen bütün dünyanın acılarına, bütün dünyanın sevinçlerine, bütün dünyanın kalleşliklerine, bütün dünyanın günahlarına tanık olduğun gibi bu kutsal topraklarda işlenen cinayetlere de tanık oluyorsun.. Bu harem bölgesinde acıları yaşatanlara karşı yine de ışığını eksik etmiyorsun.. Herhalde tanık olarak kıyamet gününde sen de Arasat meydanına getirileceksindir, diye ramazan hilaliyle halleşmiştim.
Bugün işgal edilmiş Filistin topraklarında, özellikle soykırımın uygulandığı Gazze ‘den acaba hilalimiz Siyonist İsrail’in sis bombalarından, füze saldırılarından ve fosforlu varil bombalarından görülebiliyor mu? Ben inanıyorum ki, varlıkta her şey, o gün geldiğinde tanıklık yapacaktır. Ramazan hilalimiz de.. Bu Siyonist katiller her sene ramazan ayını Müslümanların burnundan getirdikleri gibi bu sene daha katmerlisini yaşatıyorlar kardeşlerimize, bizlere…
Ramazan ayı.. Kudüs’te, Eriha’da, el-Halil’de, Ramallah’ta, Nablus’ta.. Kısaca bütün Filistin şehirlerinde adeta coşkuya dururdu. Bütün zamanı ve mekânı ramazan ayının rahmeti, bereketi ve cömertliği kaplardı. Onca ihtiyaçlarına, onca mahrumiyetlerine, onca mazlumiyetlerine rağmen Filistinli kardeşlerimiz, iftar ve sahur sofralarından misafirlerini eksik etmezlerdi. Başta Kudüs olmak üzere Filistin’in bütün şehirleri Kur’an sesiyle yankılanırdı.. Öylesine coşku, öylesine muhabbet, öylesine cömertlik… hayatın tüm alanlarını sarardı, Filistin’de. Ben oralarda yaşanan Ramazan coşkusunu başka bir yerde görmedim desem, hilaf olmaz. Böylesine dinlerine, inançlarına ve örflerine bağlı bir millet.. Osmanlı döneminden kalan alışkanlıkları hayatlarının bütün alanlarına yansıtıyorlar.. Osmanlı ramazanlarını görmek isteyenler, Filistin’e, Balkanlara gitsin…
Mescid-i Aksa’da namaz kılmak.. Her Filistinlinin en büyük isteği.. Oraya, can atarlar ve orası için can verirler.. Aksa Tufanının kopması da Aziz Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın özgürleştirilmesi içindi.. Gazze’deki analar, şehit olan yavruları hakkında feda olsun Mescid-i Aksa’ya.. Onlar onun için şehit oldular demiyor mu? Şu Gazze’de yaşayan 7’den 70’e her Filistinli kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla genciyle ne kadar mütevekkilundan olan mü’minler.. İslam ümmeti adına, onur savaşı veriyorlar.. Arada bir sitemlerini de gönderiyorlar, biz kardeşlerine.. Sonuna kadar haklıdırlar.. Yiğitçe topraklarına sahip çıkıyorlar, enkaza dönmüş evlerinden ayrılmıyorlar, çağın neronlarına, katiller sürüsüne imanlarıyla mukavemet gösteriyorlar.. Dünyaya metanet ve direniş dersi veriyorlar.. Her birisi ne kadar güzel yetişmiş insanlar…
Bütün yıkımlara, bütün ölümlere ve bütün acılara rağmen Gazze sokaklarında Kur’an sesi yankılanıyor. Onlar da ramazanı kan, barut, füze ve kurşun sesleri içerisinde karşılıyorlar. Selahattin Eyyubi, Aksa camileri enkazları arasında Cuma namazı, teravih namazı kılıyorlar.. Onların ameliyatlarında narkozları; Kur’an tilaveti, Resulullah Efendimize salatü selam okumak… Muazzam bir şekilde mümince dersler veriyorlar, tüm insanlığa.. Aynı dinden olan dünya kardeşleri, onların acılarını uzaktan seyrediyor, hayıflanarak.. Duadan başka bir şey yapamamanın ıstırabını duyuyor.. Açlıktan ölüme mahkûm edilen çocuklarımıza yanıyor, yüreklerimiz. İftar sofraları hüzünle kuruluyor, lokmalar düğümleniyor, boğazlarımıza,, Sensiz, sizsiz olmuyor, ey direnişin kutlu evlatları..
Ah kalpsiz dünya.. Filistinli mazlumlar kadar bir zulüm görmedi, dünya.. Ukrayna için el birliği, güç birliği eden dünya, Gazze, Batı Şeria ve tüm işgal edilmiş Filistin topraklarında işlenen cinayetlere karşı sessiz.. Adil değil.. İslam ülkeleri liderleri de harekete geçse olmaz mı? Bütün dünya Siyonistlerin imdadına yetişmek için her türlü savaş ve cinayet makinalarıyla Gazze sahillerine demir atmış durumda. İslam dünyası yeter artık diyemiyor mu? Biz de Gazze’nin yanındayız her türlü desteğimizle ve yardımımızla deme iradesi gösteremiyor mu? Bu gidişle de diyemeyecek, ne yazık ki!
Ey Gazzeli kardeşim! Batı Şerialı anacığım? Sen bütün zulümlere rağmen, Siyonistlerin yağmur gibi füze ve bomba yağdırmasına rağmen, bu toz-toprak bulutu arasından acaba hilali görebilir miyim diye bakıyorsun, semaya? Sen görevini yapıyorsun. Mücrim Siyonistler gibi, bu vahşete ve soykırıma fiili dualarıyla dur diyemeyen biz Müslümanlar, acaba mahşerde suç ortağı olarak yargılanacak mıyız? O gün bizler müstezaftık mı diyeceğiz? Özrümüz indi İlahide kabul edilir mi? Gazzeli, Batı Şerialı kardeşim! Bu Mübarek ramazan sensiz, sizsiz olmuyor? İnanın çaresizlikten yüreklerimiz parçalanıyor, oruçlarımız buruk.. Buruk girdik, ramazana.. İnanın dualarımızla, sevgimizle yirmi dört saat sizlerle birlikteyiz. Bir şey yapamamanın acısını hissediyoruz, iliklerimize kadar. Her an sizinle birlikteyiz, bunu bilin.. Ümmetimizin en zayıf düştüğü zamanlardayız.. İnşallah sizin kıyamınız ümmetin üzerindeki ölü toprağının atılmasına vesile olur. Sensiz ramazanların tadı yok, inanın kardeşlerim…