Rahmi Koç 5000 lirayı ne yapacak?

Ömer Kocabaş

Devletin görevi vatandaşına karşı adil olmak, adaletli davranmaktır. Eşitlik ve adalet çoğu zaman birbirine karıştırılıyor. Adaletin olmadığı bir yerde eşit davranmak mevcut haksızlığı daha da büyütmekten başka bir şeye yaramaz. Devletin görevi vatandaşın sorunlarını gidermektir. Zayıf durum da olana daha fazla destek sağlarken diğerleri ne der diye düşünülmeden hareket edilmelidir. Yöneticiler, devleti yönetmenin sorumluğuyla hareket edip sırf herkese şirin görüneyim diye popülizm tuzağına düşmemelidir. Hükümetimiz bilerek veya bilmeyerek bu tuzağa düştü, bir türlü de çıkamamaktadır.

Hükümet temmuz ayında zam yaparken mağdur ettiği emeklilerin gönlünü almak için bir adım attı. Kasım ayında çalışmayan emeklilere bir sefere mahsus 5 bin lira ödenecek. Yeterli olmasa da yerinde bir karar. 5 bin lira kış günü ihtiyacı olan için fena bir rakam değil. Burada sihirli kelime ihtiyaç. Bu ikramiye formülünü hazırlayanlar çalışan emeklileri devre dışı bırakınca her şeyi hallettik, büyük iş başardık diye düşünmüş olmalılar(!) Kusura bakmasınlar ama hem devletin bütçesinden daha fazla para çıkacak hem de ihtiyaç sahiplerinin cebine girecek meblağ azalmış olacak. 12 milyondan fazla emeklinin yararlanacağı söylenen bu ikramiyenin devlet bütçesine maliyeti 61 milyar liradan fazla olacakmış.

Gelelim başlıktaki sorumuza. Rahmi Koç ismini ülkemizin en zengin insanlarından birisi olduğu için sembol olarak seçtim. Emin olun yerine binlerce isim yazılabilir. Şimdi devletimizin eşitlikçi ama adil olmayan ikramiye paylaşımına göre Rahmi Koç’ta 5 bin lira ikramiye alacak. Kök maaşı 7 bin 500 liranın altında olup da en düşük emekli aylığını alan vatandaşta. Adalet bunun neresinde. Devlet bu ikramiyeyi şanım yürüsün, bütçem fazla verdi, emeklime jest olsun diye vermiyor. Tam tersi ülkenin mevcut ekonomik koşullarında geçinmekte zorlanan insanlara destek olsun diye bu ikramiye verilecek.

Aslında yapılması gereken şey çok basit. Koskoca bakanlıkta bunu düşünebilecek birilerinin olmaması üzücü. İkramiye ödenecek kişiler belirlenirken şöyle bir kriter konulabilirdi. Emekli maaşı asgari ücret ve altında olanlara bu ikramiye ödenecektir. Sadece Rahmi Koç değil, emekli bakanlar, milletvekilleri, yüksek bürokrasiden emekli olanlar vb. milyonlarca kişi bu kriterle devre dışı kalırdı. Emekli memurların büyük bir kısmının maaşı asgari ücretin üzerinde, onlar da ikramiyeden yararlanmamalı. Hatta karıkoca emekli olanlardan sadece birisi, pozitif ayrımcılıkla hanımlar bu ikramiyeden yararlanmalı. Adaletli olmak bunu gerektirir. Hükümetin işi akla ilk geleni uygulamak değil, etraflıca düşünmek olmalı.

Teknoloji sayesinde hükümet herkesin malını, mülkünü birkaç tıkla görebiliyor. Bugün 7 bin 500 lira emekli maaşı almasına rağmen üç, dört tane evi, köyde onlarca dönüm tarlası olan binlerce insan var. Emekli maaşı düşük olmasına rağmen iki evden fazlasına sahip olanlar da ikramiye almamalı. Bana kalırsa daha fazla kriter de sayabilirim. Geri kalanı bir zahmet bakanlıkta çalışanlar bulsunlar. Bu kriterler şablon haline getirilip bayram ikramiyelerinde de kullanılmalı. Çünkü aynı saçmalık orada da var. İhtiyaç sahibi olmayan milyonlarca kişiye devlet boş yere ikramiye veriyor. Hükümet madem bütçesinden 61 milyar lirayı çıkarmayı göze aldı. Ortaya koyduğumuz kriterler uygulanacak olursa emin olun ikramiyeyi hak edecek emekli sayısı en az yarıya düşer. Bütçeden aynı para çıkarken ihtiyaç sahibi emeklilerin cebine en az 10 bin lira girmiş olur.

5 bin lira Rahmi Koç veya emekli milletvekilinin arabasının aylık yakıt masrafı bile değildir. Lakin sadece 7 bin 500 lira alan emekli, beş bin lira ile kışlık kömürünü alabilir. Geçen kışa göre ortalama üç aylık doğalgaz faturasını ödeyebilir. İkramiyenin ödenmesi için önümüzde bir ay var. Bakanlık istese bir hafta içerisinde önerdiğimiz kriterlere göre yeni bir liste oluşturabilir. 5 bin lira, 10 bine çıkarsa gerçekten ihtiyaç sahibi emeklilerimiz hiç olmazsa rahat, sıcak bir kış geçirmiş olurlar. Bürokrasiden böyle bir düzenleme yapmasını beklemek fazla iyimserlik gibi görünüyor. Yaptığımız öneriler genellikle davulcu yellenmesi gibi pek duyulmaz. Yanılmak en büyük dileğimizdir…