Bugün size Prof.Dr.Eberhard Richter’in Hasta Aile isimli eserinde 7 yaşında bir erkek çocuğa uygulanan terapiyi özetlemeye çalışacağım. Olay yeri Almanya ve kişilerin de Alman olduğunu hatırlatmış olayım.
Bir kalorifer tesisatçı yardımcısının karısı 7 yaşındaki oğlunu muayeneye getirir. Çocuk çok az konuşmakta konuştuğu da anlaşılmamaktadır.
Zekası yaşına göre birkaç yıl geridir. Sadece birkaç oyuncağın ismini söyleyebiliyor. Konuşmasını tedavi için götürüldüğü okulda da sonuç alınamaz.
Anneyi asıl rahatsız eden onun davranışlarındaki bozukluktur. Okulda arkadaşlarıyla kavga ediyor sınıfın düzenini bozuyor Annesine öğretmenine ve arkadaşlarına çirkin yüz ifadeleri yapıyor. Kızdığı zaman tabak çanak ne varsa kırıp dökmektedir.
Okul yönetimi çocuğun okuldan alınmasını istemektedir. Fakat evde de çekilecek gibi değildir. Çocuğun üvey babası onu evde tutmak istemiyor.
Duygulu anne olayları anlatırken göz yaşlarına boğulmuştur.
Olaylara girilince çocuğun evlilik öncesi bir ilişkiden doğduğu anlaşılır.
Çocuğun öz babası aylağın biridir ve düzenli nafaka ödememektedir. Bu yüzden anne çocuk bürosundan yardım almak zorunda kalmıştır.
Çocuğun şimdiki yani üvey babası iyi niyetli ama sert bir adamdır. Çocuğun bir an önce çocuklar yurduna verilmesinde ısrarcıdır. Hatta bir seferinde anneye ‘’bu evden ya ben giderim ya da çocuğun’’ diyecek boyuta taşımıştır.
Okul yönetimi de üvey babanın fikrini desteklemektedir.
Fakat anne bu düşüncede değildir ve kocasını sevdiği halde bu teklifine çok kırılmıştır. Aslında çocuğunun çok iyi bir çocuk olduğunu, ruhsal engeli yüzünden herkesçe itildiği için böyle davrandığı kanaatini kocasıyla paylaşır ama geçmişte yapmış olduğu bir hatanın bedelini kocasına ödetmiş olmaktan dolayı da ağır bir sorumluluk duymaktadır. Kocasını sevdiği için evliliği tehlikeye atmak istemiyor ama ne yapacağını da bilemiyor.
Çocuk gerçekten hastadır. Rahatsızlık sadece nevrotik bir aile çatışmasının sonucu değildir. Çocuğun beyin elektrosu (EEG)bozuktur. Doğuştan veya çok erken çocukluk döneminden kalma bir beyin zedelenmesi vardır. Yüz çizgileri çarpık ve şekil bakımından bozuktur.
Bilgileri toplayıp anneyi dinleyen terapist çocukla görüşmeye başlar.
Görüşme esnasında, çocuğun kendisine yaklaşmaya ve onu hoşnut etmeye çalıştığını sezer. İnsana düşmanca sırıtıyor gibi görünen yüz ifadesinin aslında yüz sinirlerini kontrol edemediğinden ileri geldiğini de keşfeder.
Yapılan testler sonucunda hareket becerisinde gösterdiği gerilikle zeka geriliğinin hemen hemen eşit derecede olduğu anlaşılır.
İkinci görüşmede çocuğun, terapiste daha güven duyduğu ve korkularından uzaklaşmış olduğu fark edilir. Sert davranmadığı ve müdahale etmediği için terapiste teşekkür etmek ister gibidir.
Anne de son derece mutludur ve kendine güven gelmiştir. Gelecek için bir o kadar umut doludur. Annenin çok duygulu ve hassas yapısı, çocuğunun kaderini değiştirmekteki azim ve kararlılığı terapisti etkilemiştir. Tedavide kendisinden tahmin edilenden daha fazla yararlanılabileceğini düşünür.
Yapılan yorucu ve uzun birkaç seanstan sonra üvey baba görüşmeye çağrılır.
(Devam edeceğiz inşallah)