Türkiye tarihinin çok önemli dönüm noktalarından birinden daha geçiyor. Yeni Anayasa ve Başkanlık sistemi son günlerde ülke gündeminin en önemli konusu durumunda bulunuyor.
18 maddelik Anayasa değişikliğinin ilk tur oylaması firesiz bir şekilde meclisten geçti. Oldukça yoğun geçen görüşmeler sırasında başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere HDP’nin ayak oyunların provokasyonlarına rağmen geçti.
Anayasa maddeleri görüşülürken Mecliste zaman zaman tansiyon yükselirken, özellikle CHP milletvekillerinin nahoş hareketlerine de şahit olduk.
Sosyal medyada bir görüntü sizin de dikkatinizi çekmiştir. CHP Konya İl Gençlik Kollarından bir arkadaş tramvayda bir açıklama yapıyor. Telefonundan okuduğu metinde bu genç arkadaş başkanlık sistemini eleştiriyor.
Halkın oylarıyla seçilmiş Cumhurbaşkanına diktatör yaftasını yapıştırıp ağza alınmayacak sözler söylüyor.
Bunun dışında 15 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin anayasa değişikliğiyle Cumhuriyeti ve demokrasiyi hedef alındığını, anayasanın değiştirilemez değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerini hedef aldığını iddia ediyor. Başbakan Binali Yıldırım’ın anayasanın ilk 4 maddesinin kesinlikle değiştirilmeyeceğini açıklamasına rağmen…
“Her gün patlayan bombalara ekonomik sıkıntılara bizim olmayan bir savaşta toprağa verdiğimiz evlatlarımıza dur deme vaktimiz gelmedi mi?” diyor.
Suriye’de hayatını kaybedenlerin bizim din kardeşimiz olduğunu, din kardeşliğinin de ötesinde bunun insani bir vazife olduğunu ve sınırımızın hemen yanı başında oluşan bataklıktan ülkemizin de etkileneceğini düşünmeden.
Geriliminden dayatmadan güç alan bu başkanlık dayatması ifadesi ise en komik olanıydı. Keza savunduğu partisinin temel dayanağı gerilim ve dayatma ama bunun farkında değil.
Görüntüde ilginç olan bir başka nokta da açıklamanın tam merkezde Zafer tramvay durağında yapılmış olması ve açıklama biter bitmez sözde yolculuk eden bir grubun kalkarak alkışlarla tramvaydan inmesi oldu. Anlaşılan sözde basın sözcüsü arkadaşı, kendi arkadaşları bir koruma kalkanına almış.
Tramvayda yapılan bu açıklamanın bir provokasyona oldukça açık.
Biri kalkıp sen diyorsun kardeşim dese ne olacak?
Bu konuda özellikle böyle hassas bir süreç içinde bulunduğumuz dönemde yetkililerin daha fazla dikkatli olmaları ve önlem almaları gerekiyor.
Bu gençler de yaptıkları eylemin sonuçlarının nerelere gidebileceği hatırlatılarak uyarılmalı…
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Gençlik Kolları da büyüklerinin yolundan gitmeye çalışıyor anlaşılan.
Bir parti düşünün ki isminde halk kelimesi olacak ancak halkın iradesinden de bir o kadar da uzak olacak. Halkın iradesine saygı duymayacak.
Büyük bir ihtimalle Nisan ayının başında halkın önüne sandık konacak ve yapılan yeni anayasa değişikliğine de cumhur evet ya da hayır diyecek. Bundan bu kadar korkmanın, çekinmenin, olayı provoke etmenin ne anlamı var.
CHP’nin korktuğu Cumhuriyetin temel niteliklerinin kaybedilecek olması değil, kendi statükolarını kaybedecek olmalarıdır.
Türk halkı her zaman olduğu gibi önümüzdeki aylarda yapılacak referandumda da en doğru kararı verecektir. Ancak bu süre zarfında içerdeki ve dışardaki provokatörlere karşı son derece dikkatli olunması gerekiyor.