Domates büyütür gibi çocuk büyütür olduk. Çocuk “yetiştirmek” pek yok gündemimizde. Bütün derdimiz çocuklarımıza iyi bir kariyer sağlamak. Üstelik elalemden “aferin” almamızı sağlayacak bir proje gibi bakmaya başladık evlatlarımıza. Çünkü bize verili bir ana-babalık rolü var. Onun dışına çıkarsak şaşkınlıkla karşılanıyoruz.
Aileler genellikle evlatlarına yetiştirilecek, şekil verilecek bir varlık olarak bakarlar. Bu gerçekten böyle midir? Ben de, biz de bir mülküz ve diğer her şey üzerinde sadece emanetçiyiz. Evet, bizim zannettiğimiz çocuklarımız bizim değildir, bize sadece birer emanettirler. Oysa, biz onları sahipleniriz, onlar üzerinden kendimizi gerçekleştirmeye çalışırız, kendi yırtıklarımızı onlardan aldığımız yamalarla kapatmaya çalışırız. Bu durum, onları bizim gözümüzde bir proje, bir kariyer mi ?
Çoğu kez çocuklarımızın; eğilip bükülecek bir balmumu, şekil verilecek bir heykel çamuru, yontulacak bir heykel olduğu yanılgısına kapılırız. İşin acı yanı Bu durumu günümüz çocuk eğitimi telkinleri, psikoloji kuramları pedagojik yaklaşımların bunca yaygınlaşan görüşleri daha da körüklüyor malesef. Lütfen çocuk eğitimi kitaplarına, klasik psikoloji kültürüyle şartlanmış teknisyen zihinli saha elemanlarının telkinlerine bir de bu yönden bakınız.
Oysa, çocuk eğitimi diye bir şey yoktur, sadece kendi nefsimizin terbiyesi (eğitimi demiyorum) vardır. Onların fiziksel yüklerini omuzlarız ki cılız omuzlarımız kas yapıp güçlensin. Sabrı, tahammülü, fedakarlığı, digergamlığı, irade hakimiyeti, duygu eğitimini, yani insan olmanın inceliklerini böyle öğrenir, insan olmanın sarp yokuşunu böylelikle tırmanırız. Yani ki çocuklarımız bizim projelerimiz değil dualarımızdır, yontulacak heykellerimiz değil kendi aksimizi seyrettiğimiz aynalarımızdır. “Mümin müminin aynasıdır” şerefli hadisini bir de bu yönden düşünsek… En saf en berrak haliyle halis, fıtri bir mümin olan çocuk aynası, nefsimizin terbiyesinde kendisiyle hizaya girip, kendimize çeki düzen verdiğimiz yansımalar alemidir…
Yani aslında çocuğumuzu terbiye ederken terbiye olmak mümkün…
“Biz mi çocuğumuzu büyütürüz, çocuğumuz mu bizi?” cümlesini bu yüzden kullandım
Çocuğa kuvvetli gıdalar verirsiniz, uykusuna dikkat edersiniz, fiziksel gelişim aşamalarının hakkını verirsiniz ve “büyütürsünüz”… Hatta hormonlu büyümeyle boylu boslu, endamlı varlıklara dönüşebilirler. Fakat “yetiştirmek” öyle mi bunu bir kez daha düşünelim...Neyse, söz uzun ömür kısa, “Arif olana bir işaret yeter” demiş eskiler… Bu kavil üzere burada sükut ediyoruz. Kalın efendim sağlıcakla ...