Her ne kadar gün gün örselense de sağduyusu yüksek bir toplumuz. Hasta, yolda kalmış, ihtiyaç sahibi insanlara yardım etmeyi bir borç bilir, ne gerekiyorsa yapmaya çalışırız. Biri bizden bir şey istedi mi imkânımız varsa zor hayır deriz. Bu mevzuyu teyit edecek birçok örnek görmüşsünüzdür. Misal olarak şu aralar meşhur olan sosyal deneylerde de bu mevzuyu doğrular niteliktedir. Toplumun birçok ferdi sağduyusuyla övünür, zaten övünülmeyecek bir şey de değildir. Dünyanın birçok yerinde özellikle batıda bu tür sağduyulara pek rastlanmaz. Hatta bize şaşırırlar bile!
***
Şimdi gelelim asıl konumuza;
Sağduyumuzu bilip bunu menfaati için kullanan bir zümre var; dilenciler…
Sokak başlarında, trafikte, otobüs duraklarında veya Cami çıkışları gibi mekanlarda bu dilencilerle karşılaşırız. Hemen aklımıza iki fikir gelir; acziyetine bakarak yardım etmek ya da ‘bunların yardıma falan ihtiyacı yok’ deriz muhtemelen. İlk fikrin gelmesinde çocukların rolü büyüktür. Çünkü çocuk dilencilere daha çok acırız ve direk düşünmeden yardım ederiz. Hatta isteyen küçük bir kız çocuğuysa…
İşte en tehlikeli nokta da burası: Bu çocukların dilenme konusunda önüne geçilemezse ileride daha profesyonel, alanında uzmanlaşmış dilencilerle karşılaşırız. Yani toplum olarak profesyonel dilenci yetiştirmiş oluruz.
***
Her yaptığımız yardım dilenciyi daha motive eder daha iştahlandırır daha azimlendirir.
Ee kardeşim ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyelim mi? Diye akıllara soru gelebilir. İşte bende bundan bahsediyorum dilenciler sağduyumuzu kullanıp bizi daha temkinli yaptılar hatta çoğumuz sağduyumuzu susturup vermiyoruz. Olan da arada ihtiyaç sahiplerine ve dilenmeye çocukken alışan genellikle zorla çalıştırılan çocuklara oluyor. Bunun önüne geçmemiz lazım; ilk başta devletin bu konuya kesin çözümler sunması lazım; mesela dilenen çocukların ailelerine yüksek bir meblağ ceza kessin bu cezayı da çocuk aynı faaliyeti bir daha yaparsa o zaman ödemek zorunda bıraksın. Tabi aile ihtiyaç sahibi değilse…
Bu ufak bir fikir…
Toplum olarak dilenciyi görünce para yerine yemek vs. ısmarlaya çalışalım. Gerçek ihtiyaç sahibi teklifimizi kabul edecektir ama dilenciler kabul etmeyecektir.
Fikrin gelişmesi ve değişik fikirler için bir çalıştay yapılıp olayın bir an önce çözülmesi gerekmektedir. Yoksa milletimizde var olan sağduyu, yardımlaşma, komşusu açken tok yatamama duygularının hepsi birer birer yok olur. Elimizde yüzsüzlüğü yüksek seviyede olan profesyonel dilenciler ve vicdanını yitirmiş bizler kalır.