PKK gerçeği!

Prof. Dr. Erdal Arslan

Ülkemiz tam 40 yıldır, İngiltere başta olmak üzere sözde “müttefik” ABD ve AB’nin de desteğiyle saldırılarına devam eden PKK terör örgütü ile yurtiçinde ve yurtdışında kesintisiz mücadele ediyor.

1973 yılında Ankara’da “Apocular” olarak örgütlenen ve 27 Kasım 1978’de Diyarbakır’ın Lice ilçesi Fis köyünde PKK adını alan kanlı terör örgütü, saldırılarına ilk olarak bölgedeki Kürt dernek temsilcileri ve siyasetçilerini yani Kürt vatandaşlarımızı öldürerek başlamıştı.

PKK’lı teröristlerin devletimize ilk kurşunu ise 15 Ağustos 1984 akşamı Siirt’in Eruh ve Hakkâri’nin Şemdinli ilçelerinde gerçekleştirdikleri Onbaşımız Süleyman Aydın’ın şehit düştüğü ve 9 askerimiz ve 3 sivil vatandaşımızın yaralandığı saldırı ile olmuştu.

Bu saldırı sonrası bölgede yaşayan Kürt kökenli vatandaşlara karşı toplu katliamlara başlayan PKK bölgede yaşayan vatandaşlarımız üzerinde bugün bile devam eden bir korku dünyasını inşa etti.

40. yılını geride bıraktığımız PKK terörü ile mücadelede, Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu askerlerimiz, Emniyet mensubu polislerimiz ve Güvenlik Korucularımız ile vatandaşlarımızdan yaklaşık olarak 15 bin insanımız şehit 33 bin resmi görevli ve sivil vatandaşımız ise gazi oldu.

Yine Millî Savunma Bakanlığımızın verilerine göre yaklaşık 50 bin PKK’lı öldürüldü, 7 bini yaralı yakalandı, 9 bini teslim olurken 12 bini ise yaptığımız operasyonlar sonucu yakalanarak toplamda 75 bine yakın terörist etkisiz hale getirildi.

NATO üyesi İngiltere başta olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinin desteği ve korumasıyla ağırlıklı olarak Suriye’de PKK/PYD/YPG adıyla ABD’nin açıktan, İngiltere başta olmak üzere birçok AB ülkesinin ise gizliden maddi ve silah desteği verdiği PKK terör örgütü, bölgede SDG ismi ile faaliyet göstererek ülkemize saldırmaya devam etmektedir.

40 yıldır ülkemizi uğraştıran bu terör örgütünün ülke ekonomimize maliyeti ise 2 TRİLYON DOLARI bulmuştur.

40 yıldır 75 bin militanı etkisiz hale getirilmesine rağmen bu lanet terör örgütünün bir tehdit olarak bitirilmemesinin iki önemli nedeni vardır.

Birincisi bu terör örgütünün İngiltere başta olmak üzere ABD ve Avrupa gibi yabancı ülkeler tarafından desteklenmesi.

İkincisi ise yurtiçindeki siyasi desteğidir.

PKK terör örgütü devlete ilk kurşunu sıktığı 15 Ağustos 1984’ten 6 yıl sonra SHP aracılığıyla yani bugünkü CHP aracılığı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giriş yapmıştır.

İçinden çıktığı kendi halkına ve 1000 yıllık kardeşliğe sahip olduğu TÜRK milletine silah sıkan bu terör örgütü dünyada hiçbir örneği olamayacak şekilde HEP, ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP adları ile Anayasa Mahkemesi’nin kapatılmasını yılan hikayesine çevirdiği HDP sonrası ise YSP adıyla TBMM’de temsil edilerek siyasi alanda faaliyet göstermeye devam etmektedir.

PKK’nın siyasi ayağını ilk olarak TBMM’ye milletvekili olarak sokan SHP’nin devamı olan CHP, son seçimlerde yine PKK’nın siyasi ayağı olan HDP ile açık işbirliği yaparak teröristleri cesaretlendirmeye devam etmiştir.

İşin en ilginç yanı ise sözde Türk Milliyetçisi olduğunu iddia eden bazı partiler ise CHP ile ittifak yaparak bu yapıya gizli destek vermekten geri kalmamışlardır.

Onun için MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli Beyin son gurup toplantısındaki yaptığı açık çağrı çok önemlidir. PKK’yı bitirmenin yolu olarak içerdeki destekçilere bu sürecin sonunun olmadığını anlatarak devletin şefkatli kollarına teslim olmak gerektiğini ifade etmiştir. “Apocular” olarak yola çıkmış bu kanlı örgüte yine “Apo” tarafından yapılacak bir çağrı ile silah bırakarak teslim olmaları çağrısını yapmıştır.

Bunu başka yerlere çekmek, ömrünü ülkesine adamış bir insana olmadık sözler söylemek hiç yakışık alır bir durum değildir.

Ülkemiz çok tehlikeli bir süreçten geçmekte ve hiç olmadığı kadar sıcak savaşa yakın bir durumdadır. Bu süreçte güçlü olmak için içeride birlik olmak gerekliliği vardır. Yapılmak istenen içeride birliği sağlamaktır.

Bu çağrı sonrası Ankara Kahramankazan’daki milli savunma sanayi tesisimiz TUSAŞ’a saldırı düzenlenmesi ayrıca bu tespit ve tezlerimizi doğrulamaktadır.

Sözde milliyetçilikten kurtulup özde milliyetçiliğin ve İslam kardeşliğinin gereğini yapan ya da yapmaya çalışanlara destek olmak zamanıdır.

Öncelikle Kahramankazan’daki 5 Şehidimiz başta olmak üzere tüm şehitlerimize Allah’ımdan rahmet ve yine başta bu saldırıdaki 19 yaralımız olmak üzere tüm yaralılarımıza ve gazilerimize acil şifalar diliyorum.

Rabbim ülkemizi oy kaygısı ile rezil siyaset yapanlar başta olmak üzere tüm hainlerden ve hainliklerden korusun.

Özellikle ve özellikle de okumuş cahiller den muhafaza eylesin inşallah.