Peygamber Efendimizden (sav) Nasihatler

Ramazan Köroğlu

İnsan her zaman bir kılavuza, bir yol göstericiye ihtiyaç duyar. Kılavuzu olmayan insanın nefsini kontrol etmesi, oldukça zordur. Allah’u Teâlâ, yarattığı insanlara, peygamberleri bir kılavuz olarak göndermiştir. Bu kılavuzlar insanlara maddi ve manevi yolları göstermişledir.

En son kılavuz olarak gönderilen Peygamber Efendimiz(sav) hem kendinden önce gelenlerin, kılavuzu olmuş hem de kendinden sonra gelenlere kılavuzluk yapmıştır. Evrensel sözleriyle İnsanlığın saadete nasıl ulaşması gerektiğini söylemiştir.

***

Kâinatın efendisi(sav) sadece yaşadığı çağa değil şuan bizlere de büyük nasihatler vermektedir. Şu an aç olduğumuz bazı nasihatlerini şöyle sıralaya biliriz;

Sizden biriniz kendisi için arzuladığı şeyi din kardeşi için de istemedikçe (tam) iman etmiş olamaz.”

Hadisi şeriften anlaşılacağı üzere kendine istediklerini din kardeşi içinde istemen, imani bir meseledir. Hep kendisini düşünen insan; bencillik ve cimrilik hastalığına yakalanır. Bu hastalıklar insanı cemaatten alıkoyar. Sadece kendini düşünen insan, başkaları ile paylaşmayı bilmediği için küçük kalmaya ve yalnızlığa mahkumdur. İnsanlığın kılavuzu(sav), insanları bu cüce duygulardan kurtarıp, yüceltmek ve yükseltmek için; “Kendi nefsi için istenilen şey”in diğer insanlar için de istenmesi prensibini getirmiştir.

Başka bir hadisi şerifte; İnsanlığın rehberi(sav) şöyle buyuruyor;

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi Allah (CC) için sevmedikçe iman etmiş olamazsınız!” 

Müslüman kardeşini Allah rızası için sevenler her daim kazanırlar. Fakat malı, mülkü, makamı için sevenler, her daim hayal kırıklığına uğrarlar ve bazen sevgileri nefrete dönüşür.

Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav) bizlere, Allah için sevmemizin de imani bir mesele olduğunu söylüyor. Başka rivayetlerde hadisi şerife ek olarak; aramızda selamı yaymamızı, din kardeşlerimize hatır sormamızı ve birbirimize emin olarak muamele etmemizi tavsiye ediyor.

Bir başka nebevi nasihatte;

 "Kişinin kendisini ilgilendirmeyen (mala yani) şeyleri terk etmesi iyi bir Müslüman olmasının alametlerindendir."

Günümüzde ki problemlerin, ana kaynaklarından biriside kişinin boş işlerle uğraşmasıdır.

Literatürde mala yani olarak geçen boş işler, en başta insanın zamanını öldürüyor. Boş zaman geçirmesine sebebiyet veriyor. Meşhur bir hikaye vardır;

Nasrettin hocaya, biri; ‘Hocam bir tepsi baklava bizim mahalleye gidiyor’ demiş, Hoca da Bana ne? demiş. Yine aynı şahıs; ‘Hocam ama sizin eve doğru gidiyor’ demiş.

Nasrettin hoca da; o zaman ‘Sana ne?’ demiş.

Teşbihten de anlaşılacağı üzere; bizi ilgilendirmeyen işlerler ilgilenmemeliyiz. Ama nasıl olsa bizi ilgilendirmiyor diye Müslüman kardeşimizin dertlerine kulak vermemezlik yapmamalıyız. Ne diyor Peygamber efendimiz(sav);

‘’Mü’minlerin derdiyle dertlenmeyen bizden değildir.”

Kendimizi hesaba çekmeliyiz; en son hangi Müslüman kardeşimizin derdini düşündük. Belki bize anlatmakta çekinebilirler. Ama biz, arayıp sormalıyız, dertleriyle dertlenmeliyiz. Çözüm bulamayabiliriz ama yanın da olduğumuzu kendisine hissettirmeliyiz.

***

Yukarıda ki her bir nebevi ilke belki sayfalarca açıklanabilir. Hatta kütüphaneler dolusu Nebevi ilke vardır. Her ilke bize kılavuzluk etmekte, bizi doğru yola iletmektedir. İnsanlık bu ilkelerle özüne dönmeli ve dirilmelidir.

Rabbim her birimize bu ilkeler, anlamayı ve yaşamayı, yaşamımızla başkalarının yaşamasına vesile olmayı nasip eylesin.

Amin.