Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can DÜNDAR ve Ankara Temsilcisi Erdem GÜL ‘ün geçen hafta içerisinde İstanbul Çağlayan Adliyesin ’de yapılacak olan yargılama 4 Nisan tarihine ertelenmiş..
Yargılama başlamadan evvel sosyal medya hesaplarından yabancı dış temsilcilik İngiltere, Hollanda ;Fransa ve daha diğer dış temsilciler koşarak mahkeme koridorlarında şüpheli /sanıklarla selfiye yaptıklarına şahit olduk..
Son derece gayri hukuki ve gayri diplomatik bir yaklaşım bu elçilik görevlilerinin tutumu..
Gayri Hukuki diyorum çünkü ;
Bu diplomatların görev tanımı içerisinde Viyana Sözleşmesinin özü; yani bu sözleşmenin imza altına alınmasının amacı uluslar arası barışın tesisi; güvenliğin tesisi; dostane ilişkilerin geliştirilmesi amaçlanmıştır iş bu sözleşme ile.
Peki ya bu diplomatlar sizce bu eylemleri ile ;söz ve davranışları ile ülkeler arası barışa ve dostluğa mı hizmet ediyorlar.?
Tabi ki HAYIR..Çünkü eylemleri bu Viyana Sözleşmesinin ruhuna aykırı.
Aziz Türk Milleti oynanan bu büyük oyunun farkında beyler siz kimi kandırıyorsunuz.
Bu ülke artık istediğiniz gibi at koşturacağınız ve istediğinizi yapacağınız ve söyleyeceğiniz ülke olmaktan çıktı siz hala farkında değil misiniz yoksa.?
Herkes haddini bilsin.
53 Madde den ibaret olan Viyana Sözleşmesi’nin aslında 9.maddesi oldukça açık bir düzenlemeyi ihtiva etmektedir.
‘Kabul eden devlet( diplomatı ülkesine kabul eden manasın da)her hangi bir zaman ve kararının gerekçesini açıklamak zorunda kalmaksızın gönderen devlete misyon şefinin veya misyon diplomatik kadrosunun her hangi bir üyesini istenmeyen bir şahıs (PERSONA NON GRATA) olduğunu ,veya misyon kadrosunun herhangi bir başı veya üyesinin kabule şayan olmadığını bildirebilir.
Bu takdirde gönderen devlet ilgili görevlilerin görevine son verir.
Bu yapılmadığı takdir de kabül eden devlet ilgili şahsı misyon üyesi olarak tanımayı ret edebilir ‘
Sözleşmenin hükümleri son derece açık.
İlgili diplomatların bu sözleşmenin özüne ve ruhuna dokunan ve iç işlerimize açıkça müdahale olarak algıladığım ve adete yargılamayı yapan mahkeme üzerinde de psikolojik mana da baskı kurmaya yönelik bu tarz davranışlar ilgili sözleşmenin açıkça ihlali anlamına gelmektedir..
Diğer bir nokta ise diplomatik teamüllere de uygun olmadığını meselenin ilgilileri açıkça beyan ettiler.
Şimdi devletin istihbarat kurumunun müştekisi olduğu ve müdahili olduğu, devletin Başkanı’nın müştekisi olduğu ve müdahili olduğu bir dava da adliye koridorlarından selfiye görüntüsü paylaşmak açıkça millete meydan okumak manasına geldiğini düşünüyorum..
Orta da büyük bir oyun oynanmakta ve bizlere de bu oyunu izleyin denilmekte.
Artık bu millet oynanan oyunları elinin tersi ile ters düz edebilecek olgunlukta ve basirette.
Yine bu kapsam da bir kısım hünerli algı operasyoncularının ve doğuştan Erdoğan karşıtlarının ki bana göre psişik bir vakıa halini almış Anti Erdoğancıların iddia etmiş oldukları bir husus daha var .
Neymiş efendim Sayın Cumhurbaşkanını da ABD Baş Konsolosu ziyaret etmişmiş..
Ne varmış bunda..
El insaf..
Gözümüzün içine baka baka nasıl söylersiniz bunları..
ABD Başkonsolosu Sayın Erdoğan’ı NEREDE ZİYARET ETTİ?
Diyarbakır DGM’de mi..?
Tabi ki HAYIR.
İstanbul Büyükşehir Belediyesin de.
Ne Zaman ziyaret etti?
29 Eylül 1998 ‘de..
Ne önemi var diyebilirsiniz bu tarihin .
Haklısınız.
Hukuken önemi şudur ki ABD Başkonsolosunun Sayın Erdoğan’ı ziyaret ettiği tarihte Sayın Cumhurbaşkanımızın Siirt’te okumuş olduğu şiirden dolayı verilen 10 aylık hapis cezası Yargıtay aşamasından bile geçmiş dosya kesinleşmiş idi..
Sayın Erdoğan’ın aleyhinde verilen kararın kesinleşme tarihi 24 Eylül 1998 tarihidir.
Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanı o dönem Diyarbakır DGM ‘de düşünce özgürlüğünden yargılandı.
Unutanlara hatırlatmak isterim..
Öyle kimse gerçeği saptırmasın…
Neyse Sözün özü diyorum ki bu büyükelçilere PERSONA NON GRATA…