Bir kez daha hatırlatayım hikayeyi…
Mental yorgunluğu bu kadar iyi anlatan başka bir hikaye yoktur sanıyorum;
…
Şehirli bir kızımız köye gelin gider.
Köy evi bu, hemen yanında ağıl, ahır… Malum kötü koku, eve de sirayet etmiştir…
Kokudan rahatsız olan gelinimiz başlar hemen temizliğe ‘Bu kokuda nasıl yaşıyorsunuz’ diyerek…
Bir gün, iki gün, üç gün sürer temizlik… Ve nihayet çıkar gelinimiz kaynanasının, kayınbabasının karşısına;
‘Bakın nasıl mis gibi oldu, evimiz. Temizleyince koku falan kalmıyormuş. Keşke daha öncede temizleseymişsiniz…’
Kokuda herhangi bir değişiklik yoktur oysa… Ahır hala aynı yerinde nereye gidecek koku. .. Sadece gelinimiz de alışmıştır o birkaç gün içinde o kokuya. Artık duymuyor, hissetmiyor oda aynı diğerleri gibi…
İşte Ak Parti’deki yeniden yapılanmanın temelinde da bu var. Kokuyu artık sıradanlaştığı ve alıştığı için almamaya başlayan isimlerin ya değiştirilmesi ya da damarların yeniden açılması hareketiydi bu değişiklikler…
Yönetimler ve Belediye Başkanlarında kazasız belasız sürdürülüyor bu yeniden yapılanma…
…
Peki ya milletvekilleri?
Onlar sıranın kendilerine hiç gelmeyeceğini sanıyorlar…
Tüm bu kargaşa bittiğinde, toz duman dağıldığında sıra onlara da gelecek oysa.
İsimler ile o isimlerin yaptıkları-yapmadıkları tartışılmaya başlanacak…
Tabi ki istifaları falan istenmeyecek…
Darwin’in doğal seleksiyon kuramında söylediği “İçinde bulundukları doğal şartlara uygun olan ve uyum sağlayan güçlü canlılar hayatta kalabilecekler” tezinde olduğu gibi bir sonraki seçimde doğal yollardan elenecekler. Doğal süreç de tabii ki; 2019 seçimleri…
…
Ama sadece;
Vatandaşla bir köprü kurabilmiş,
Şehrinden kopuk bir dört-beş sene geçirmemiş,
Sokaktaki vatandaşa da temas edebilmiş,
Sadece temas etmekle kalmayıp dertlerini de dinlemiş,
Hatta dinlemekle kalmayıp çözüm üretebilmiş,
Ak Partinin ideolojisini benimsemiş, onun düşmanlarına düşman, dostlarına dost kalabilmiş,
Sadece Ankara siyasetinin değil, şehir siyasetinin de nabzını tutabilmiş,
Yani milletvekilliğinin gereğini yapanlar kalacak, yapamayanlar gidecek bu süreç sonunda…
…
Ama çoğu ‘Şehirden gelen gelinimiz gibi evde hiç koku’ kalmadığını sanıyorlar.
Nedense?
Ama işin sokaktaki yansıması hiçte öyle değil… Sokaktaki o yansımayı merak eden var mı ondan da emin değiliz…
…
2019 seçimleri öncesi şu ana kadar çizdikleri tabloya gelince. Zaten herkes biliyor ya hatırlatmakta yarar var;
Konyalı milletvekillerinden bazıları daha ilk dönemlerinde yoruldular…
Konyalı, vekilleriyle bir bağ kuramamaktan yakınıyor…
Konyalı, Ankara’da yeterince güçlü olamamaktan şikayetçi…
Konyalı, vekillerin hiçbir süreçte yani basında yer alan anti-Konya haberlerinden yerli otomobile kadar hangi konu olursa olsun hiçbirinde hiçbir şekilde sorumluluk almadığının farkında…
Konyalı siyasette ve bürokraside yalnız kaldığını düşünüyor…
…
Ayrıca; Organizasyonda da bir yanlışlık var sanki;
Ankara’da olması gerekenler Konya’da,
Konya’da olması gerekenler yoklar,
Bazıları ilçelerinin dışından bihaberler, bazıları ilçelerden bihaber,
Sonuç olarak;
Gazeteci olarak bizim bile hiç görmediğimiz vekiller var, sokaktakiler n’apsın…