Pazartesiler bizim bayramımızdır.
Aslında Pazartesiler bizim ikinci günümüzdür.
Siz bakmayın haftanın ilk günüymüş gibi olduğuna…
Bizim kadim kültürümüzde haftanın ilk günü Pazar günüdür.
Ve Pazar günü tatil günü değildir aslında.
Sonradan oldu bunlar…
Şairin dediği gibi;
“Bize bir nazar oldu;
Ne olduysa azar azar oldu.
Cumamız Pazar oldu”……
Biz pazartesileri seviyoruz.
Zira pazartesi günü dünyanın en özel insanı dünyayı şereflendirmiştir.
Sevgili peygamberimizin şereflendirdiği günü sendrom olarak görmeyiz biz….
Çalışmayı ibadet olarak görürüz biz….
Cenab-ı Hak’ın rızasına uygun olmak kaydıyla….
"BİLMEK"
Kişi kendisini başkasından daha geç tanır. Kişinin kendisini tanımasının en hızlı yolu biz olmaktan geçer.
Biz olabilmek egoistlikten kurtulmaktır.
Yunus Emre boşuna dememiş;
"İlim ilim bilmektir.
İlim kendin bilmektir.
Sen kendin bilmezsiz,
Ya nice okumaktır....."
Kendini bilen haddini bilendir.
Kendimizi bilmek temennisiyle....
SEVGİ
Kalp sevgi merkezidir, beyin hesap....
Sevgiden mahrum olana kalpsiz,
Hesabı kitabı bilmeyene beyinsiz derler.
Kalp sadece sevgi merkezi değil aynı zamanda tasdik merkezidir. İman lisan ile telaffuz edilir kalp ile tasdik edilir…
Kalben tasdik edilmeyen iman, makbul değildir. Kişinin kalbini ise ancak kendisi bilir. Bir de her şeyi bilen Allah (CC)…
Demek ki, sevginin merkezinde iman da vardır. Yani iman ile sevgi aynı mekânda bulunmaktadır.
Sevginin diğer adı muhabbettir.
Muhabbetin olmadığı yerde husumet oluşur.
Buz gibidir husumet…
Türk milleti tarih boyunca büyük devletler kurarken sevgiyi meselenin merkezine koymuşlardır.
Onun için halâ Balkanlarda “devlet” denilince akla “Osmanlı” geliyor.
Neredeyse Osmanlı siyaset sahnesinden çekileli yüz yıla yaklaşıyor.
İçimizde Osmanlı’ya şifa bulmaz düşmanlar olsa bile.
Kayı Boyunun kurmuş olduğu Osmanlı Devleti bir cihan devletiydi.
Ve Oğuz neslinden geldiğinin şuurundaydı.
İslam’dan aldığı sevgi temeldi kurduğu devletin…
İnsan merkezli bir devletin elbette temeli sevgi olurdu.
Ne diyordu “insanı yaşat ki devlet yaşasın” diyen Osmanlı’nın kurucu iradelerinden olan Şeyhedebali;
“Sevgi, davanın esası olmalıdır. Sevmek ise sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez. Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez.”
İnsan önce kendini tanımalı değil mi?