Bugünlerde, ‘’Paris’i çağdaş uygarlığın kıblesi olarak görenler’’ açısından büyük şaşkınlığa sebep olan Fransa’daki olağanüstü hal uygulamasına tanıklık ediyoruz…
Paris’de birçok noktadaki eş zamanlı saldırılarda 130 civarında kişinin hayatını kaybetmesiyle birlikte, Fransa sokaklarına askerler indi, 3 ay sürecek olan olağanüstü hal ile birlikte güvenlik güçlerine geniş yetkiler verilmesiyle, özgürlüğü esas olan bakış açısından güvenliği temel alan uygulamalara geçildi…
Tüm bu uygulamaları Ankara’daki saldırı sonrasında Türk hükümeti yapmış olsaydı nasıl bir tepki olurdu peki?
En büyük tepkiyi içimizdeki gayri millilerin vereceğinden kimse kuşku etmezdi, zaten Ankara saldırısı sonrası yaşanılanlara baktığımızda bunu rahatlıkla görmemiz mümkün.
Dış dünyadan da ülkemize yönelik tepkiler, uyarılar arka arkaya gelirdi ve en nazik olanı, ‘’Hükümetin aldığı özgürlükleri kısıtlayıcı güvenlik tedbirlerinden kaygılıyız’’ ifadesi olurdu…
Paris’de yaşanan saldırıları birinci sayfasının tamamında 10 dilde kınayan Zaman gazetesi, Ankara saldırısında, ‘’göz göre göre geldi’’ diye nitelerken, Fransa gibi güvenlik tedbirleri alınmış olsaydı, ‘’muhalefeti susturmak için yapılıyor, demokrasi katlediliyor’’ şeklinde naralar atardı…
Ülkemizde yaşanan en ufak bir olumsuzlukta ‘’KAYGILIYIZ’’ diye imzalar toplayıp gazeteye ilanlar veren aydınlar, Fransa’daki OHAL için de ‘’KAYGI’’ duyarlar mı acaba? Bu ‘’aydınların’’ tek amacı özgürlük demokrasi değil mi?
Hemen belirtelim ki, Kesinlikle kaygı duymazlar… Çünkü en başta söylediğimiz gibi Paris onlar için ‘’ Çağdaş uygarlığın kıblesidir’’ ve orada yapılan ne varsa, hangi karar alınırsa doğrudur… Bundan dolayıdır ki, en ufak bir kaygı duymazlar…
Doğu ve Güneydoğuda bazı ile ve ilçelerde özyönetim ilan etme girişimleri, hendekler kazılarak kurtarılmış bölge çabalarına karşı operasyon yapan güvenlik güçlerimizi hedef haline getirmeye çalışan, bu çalışmaları itibarsızlaştırmaya ve farklı amaçlarda olduğuna yönelik içerikler üretmeye gayret eden medya kuruluşlarının Fransa’daki OHAL’i gayet normal olarak görmesi, içlerindeki Türkiye düşmanlığının bir tezahürü olarak görmek gerek…
Son zamanlarda yaşanan bu terör saldırılarının amacına gelince, bu tür saldırılar özellikle Orta Doğu da yaşanan paylaşma mücadelesinin bir sonucudur… Terör örgütleri ise hedeflenen bölgelerdeki amaçları yerine getirmek için kullanılan bir maşadan ibarettir…
Orta Doğudaki ülkelerin sınırlarını, kendi menfaatleri için yeniden dizayn etmek isteyen ülkeler, önce bu ülkelerde suni bir sorun yada terör ortaya çıkarmakta sonra bu kendi çıkardıkları terörü bitirme iddiasıyla bölgeye gelip yerleşmekte ve dil-din-ırk-mezhep ayrımlarını körükleyerek kamplaşmalara sebebiyet verecek her türlü hareketi yapmakta veya destek vermektedir…
Aynı devlet çatısı altında bir araya gelemeyecek kadar düşmanlaşan (düşmanlaştırılan) halklar-gruplar üzerinden ‘’bunlar artık aynı devlet içinde yaşamaları mümkün değil’’ söylemleriyle yeni devlet oluşumlarına zemin hazırlamaktadırlar… Son zamanlarda yaşanılan sorunlar emperyalistlerin bu planlarından kaynaklamaktadır…
Tüm bu yaşanılan oyunlara karşı koymanın tek yolu birlik olmak kardeş olmak ve İslam sancağı altında toplanmaktan geçmektedir…
Rabbim bizlere, bir tespih tanesi gibi dağılan İslam dünyasını yeniden toplamayı ve tüm dünyaya adaleti, huzuru ve barışı İslam ile yeniden tesis etmeyi nasip etsin inşallah..
Selametle…