Operasyon üzerine operasyon yiyen FETÖ’nün ( Fetullah Terör Örgütü) artık takati kalmadı.
Özellikle Koza ve Kaynak Holding’e atanan kayyumlar sonrası bütün gardları düştü.
Tüm gücünü insan kaynağı ve paradan alan bu örgütün para kaynakları kesilince doğal olarak hareket alanı da kısıtlanmış oldu.
Geriye acil neşter atılması gereken iki alan kaldığını daha önceki yazılarımda söylemiştim.
Bunlardan ilki FETÖ’ye ait üniversiteler.
İkincisi ise yine bu örgüte ait okullar.
Bu örgütün toplum içinde hareket etmesini sağlayan ve hala insan kaynağı devşiren sistemi tamamen iflas etsin isteniyorsa üniversitelerine el konulmalı, okulları da devletleştirilmeli.
YÖK’ün bu çerçevede önemli bir adım attığını geçen hafta yazdığım yazıda dile getirmiştim.
Yeni kabul edilen vakıf üniversiteleri yönetmeliğiyle birlikte FETÖ’ye ait üniversitelere teker teker el konulacağını tahmin edebiliyorum.
Bu aşamadan sonra sıra okullara geliyor. FETÖ’ye ait okullarında benzer yöntemle devletleştirileceğini tahmin ediyorum.
Nitekim onlarda bu tahmini yapıyor olsa gerek okullarda bazı önlemler almaya başladılar.
Öncelikle okullarına FETÖ ile özdeşleşmiş isimlerin yerine farklı isimler vermeye başladılar. Ardından okullarında ki tüm sözleşme türlerini değiştirmeye başladılar.
Ne demek istediğimi biraz daha açayım.
Eskiden özel okullarda çalıştırdıkları öğretmenlere 1 yıllık sözleşme imzalayan FETÖ, bu sözleşmeleri iptal ederek 5 yıllık yeni sözleşmeler imzalıyorlar.
Sadece bu mu?
Elbette hayır…
Sözleşme imzaladıkları idareci ve öğretmenlerin işlerine son verilmesi halinde “30 ila 50 Bin TL okul tarafından işten çıkartılan personele verilir” türünde sözleşme maddelerine de yer veriyorlar.
Peki, bunu neden yapıyorlar?
Öyle görünüyor ki aslında bizim düşündüğümüzü onlarda düşünüyor.
Yani bu okullara el konulacağının farkına varmış durumdalar.
Bugüne kadar “merak etmeyin galip geleceğiz, kaçacak yer arayacaklar, onlar kaybedecek” türünden sloganlarla kandırdıkları müritleri artık bu laflara itibar etmiyor.
FETÖ’nün nasıl bir çöküşte olduğunu bizim gibi onlarda görüyor.
Yaşanacak olan el koymalara önlem olarak da uzun ve yüksek tazminatlı sözleşmeler imzalatıyorlar çalışanlarına.
Devlet bu okullara el koyduğunda, muhtemelen personelin işten çıkartılmasını önlemek yahut işten çıkartırken yüksek tazminat almalarını sağlamak olduğunu düşünüyorum amaçlarının…
Bakanlığın kriterleri arasında şu anda bu durumu, yani uzun süreli öğretmen sözleşmesi yada sözleşmelere tazminat maddesi koymalarını engelleyen bir yönetmelik görünmüyor.
Ancak bu konuda hızla önlem alınması gerektiğini düşünüyorum ben.
Zira çocuklarımız arasında dolaşan bu örgüt elemanlarının çocukları devşirerek itaatkar bir ajan olmalarının tohumlarını atmasını engellemek adına bu konuda bir sınırlama getirilmesinde fayda var düşüncesindeyim.