Özgürlük Neydi?

Büşra Aksakbağı Ay
Artık gelişen teknoloji, değişen dünya sayesinde gündemi sosyal medya belirliyor. Sosyal medyada ise yine bir akım başladı. #10yearschallenge akımı. Bu akımdan sonra sosyal medya kullanıcıları 10 yıl önceki fotoğrafı ve şimdi ki fotoğraflarını paylaşmaya başladı.
 
Bu fotoğraflarda en çok ilgi görenler ise önceden tesettürlü olup şuan tesettürsüz olanların fotoğrafları idi. Bu fotoğraflar “büyüdük, güzelleştik, özgürleştik” gibi sloganlı sözlerle taçlandırılmıştı.
 
Paylaşanların yanı sıra gelen yorumlar insanı hayrete düşüren cinsteydi. Ülkenin yüzde 99’u Müslüman diyoruz ya bence bu bir daha düşünülsün. Tesettürden çıkmayı, prangalarından kurtulmak olarak gören Müslümanlar..
 
Ben her zaman tesettürlü yada tesettürsüz kimsenin giyim kuşamına karışılmaması gerektiğini düşünüyorum. Hele ki hadsiz ve saygısız yorum yapılmaması gerekiyor. Kalplerdekini yalnız Allah bilir. Geri kalanı sadece bizim önyargılarımız.
 
Yeni tesettüre girmiş birisiyim. 1 sene bile olmadı. Aldığım tepkiler enteresandı. Eski güzelliğimin kalmadığını söyleyenler, bu kadar kapalılığın çok fazla olduğunu söyleyenler, neden böyle birşey yaptığımı hayretle sorgulayanlar, hiçbir şey demese bile acıyarak bakanlar... Gerçekten yıpratıcıydı. Psikolojim bozulmuştu. Anlam veremiyordum. Çok şükür bu süreçte nefsime yenik düşmedim. Rabbim düşürmesin. Peki ya düşseydim? Peki ya düşersem? Bana bu şekilde yaklaşanlar bunun vebalini nasıl taşıyacaktı?
 
Peki tesettürden çıkanlara neden tam tersi tepkiler veriliyor? Neden tesettüre girene açılırken, tam tersini yapana devrimci deniliyor?
 
Bunları yapanlar kimler? Kendilerine özgürlükçü diyenler. Özgürlük tam olarak nedir? Kendi belirlediğiniz çizgilerde yaşamak mıdır özgürlük? Kendi iradesiyle tesettüre girene özgür değil, mutlaka birisi baskı yapmıştır gözüyle bakılırken, tesettürden çıkana bu kadar güzelleme yapmanın anlamı nedir?
 
Daha da acısı bunları Müslüman olmayanlardan görmüyoruz, duymuyoruz. Bunları Müslümanım diyenlerden duyuyoruz.
 
Bu iki yüzlülükten illallah ettik. Herkes etrafı ile oyalanmayı bıraksın. Kendi içine, kendi işine dönsün.
 
Bu sosyal medya akımında gördüklerimden sonra şunu da anladım. Hiçbir muhafazakar çoluğunu çocuğunu karısını kardeşini tesettüre girmesi için zorlamamalı. Evet söylemeli, öğüt etmeli. Ama zora koşulan hiçbir şey anlamlı ve değerli kalmıyor. Tam tersi böyle dinimize zarar verecek şekilde geri dönüşler yaşanıyor.
 
Benim ailem asla baskıcı bir aile değildi. Bana öğüt verirken aynı zamanda son derece özgür bırakan bir ailem vardı. Tesettür konusunda da hiçbir zaman tesettüre girmem yönünde talepleri olmadı. Fakat ben bu yola döndüm. Rabbim hakkıyla taşımayı nasip etsin. Dönmeseydim de bu beni kötü bir insan yapmazdı. Fakat demek istediğim baskı ve zorlamayla olmuyor maalesef bu işler. Kısa vadede oluyor gibi görünüyor sadece.  Biz, çocuklarımıza önce iyi bir insan olmayı öğretmeli, öğüt etmeli ve örnek olmalıyız. Sonra hayatımız boyunca her yönden iyi birer örnek olmaya devam etmeliyiz. Bu şekilde yetişen her çocuk elbet yolunu buluyor.