Oy vermeyeceklere tavsiyeler!

Ahmed Çelik

24 Haziran’da “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy vereceğim ama AKP’ye oy vermeyeceğim asla” diye koca puntolarla paylaşım yapmış adam, sosyal medyada. “Bugüne kadar AKP’ye oy vermiş hep” demese olmaz tabi. Yalanına tüküreyim. Keşke onca yıldır oy verdiği partinin önce jargonunu öğrenseymiş!  AKP değil AK Parti o. AKP diyenlerde de genel de ona oy verenler değil, karşısındakiler oldu bugüne kadar…

Hangi partiye oy verdiğin belli. Yapmaya çalıştığın şey daha çok belli. Kasma kendini.  

***

Tabi bu gerçek böyle düşünenleri olmadığı anlamı taşımıyor.

Var bunlardan;

“Reis’e oy vereceğim! Kadrosuna (Listesine) vermeyeceğim!” diyenler.

Kadro sanki benim kadrom. Yada o listeyi Temel ile Kemal belirliyor sanki.

“Beğenmiyormuş” listeyi. Daha açıklanmadan hem de… Bir açıklansaydı. Neyini beğenmedin ki bugüne kadar ayrıca…

Şunu bilmelisin; ‘Senin kafandaki listeyi de başkası beğenmeyecek’

‘Onun beğendiğini de ben beğenmeyeceğim’

Bu iş böyle uzayıp gidecek…

Reis’i ‘asansördeki partililerine hakim olamayacak biri mi sandın sen?’

Reis asansörüne alacağı adamları da bilir… İndireceği adamları da… Alacağı adam sayısını da…

Merak etme…

Galatasaraylıyım ama transferleri beğenmedim, bu yıl Fenerbahçe’yi tutacağım denilir mi hiç?

Hemen gülüp ukalalık taslayacaklar; “Oy vermek takım tutmak mıdır kaaardeşim?” Tabi bugüne kadar kendileri parti programlarına bakarak oy verdiler ya hep.

Parti programlarına bakarak oy verseler zaten ne Ak Parti’den, ne Tayyip Erdoğan’dan vazgeçerler… 

Bir dostumun dediği gibi ‘Verecek adam her halükarda verir, vermeyecekte bin bahane bulur!’

***

Muhalefet kızıyor bazen Reis’e.

Ülke böyle mi yönetilir diye?

Ülkeyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gibi değil de Muharrem İnce gibi yönetirsen, asansörden kendin inmek zorunda kalırsın. Yanında binenler ise hiç istifini bozmazlar. Sen asansörden inerken ‘Islık’ çalmaya devam ederler… Bakarlar öyle mal mal. Sonra şikayet edersin ‘Bu parti neden iktidar olmuyor belli’ diye…

İşte Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi bu sebeple iktidarda.

Asansörden inmediği için değil.

“Patron kim?” herkes bildiği için.  

Liderlik tamda budur…

Bindiği asansöre ve içindekilere hakim olamayanlara ülkemi teslim edeceğiz.

Maazallah. 

***

Şu iktidar işi oyun gibi olsaydı keşke.

Şöyle birkaç ay başka listelerin tadına bakabilselerdi mesela. Başka Cumhurbaşkanlarının 15 yılda yapılanları 15 günde nasıl yerle yeksan ettiklerini de... 3 ayda 3 yıl, 3 yılda 30 yıl nasıl geriye gidilir bir görselerdi.

Bu kadar basit mi? Evet basit. Bir anayasa kitapçığının batırdığı bir ülkeden söz ediyoruz. Şakası yok. Kararını iyi ver.

Sonra koşa koşa gidip omuzlarında geri getirirlerdi. Reis’i de, ekibini de… Ha o zaman o ikna olur muydu bilmiyorum…

Cilt cilt kitaplar basılırdı, ‘Bir ülkenin mahfoluş süreci’ni anlatan…

Tabi gaybı yalnız Allah bilir. Haşa! Gaybı bilmek değil bu. İyimser bir tahmin sadece.

Görünen köy kılavuz istemez nihayetinde.

***

Kemal Kılıçdaroğlu’na kızmamak gerek.

‘Üslup fukarası çünkü’

Reis’in ‘Cumhurbaşkanı adayımız Abdullah Gül kardeşimdir’ sözünü taklit etmeye kalktı.  

Sıvadı resmen ; o güzelim tarihi söz “ Muharrem gel buraya” şekline dönüştü.  

Yani Kemal’in Muharrem’e ve diğer partililere ‘Patron benim’ gösterisi falan değildi o. Muharrem İnce’yi aşağılamak içinde söylemedi Kılıçdaroğlu o sözü.  

Şirin görünme çalışmasıydı. Reis’i taklit etme çabası.

Recep Tayyip Erdoğan gibi sıcak, samimi bir görüntü vermeye çalıştı. Olmadı tabi. Alışmadık yerde durmuyor söz. Eğreti oluyor… 

Kulaktan kulağa oynar gibi “Cumhurbaşkanı adayım Abdullah Gül kardeşimdir” sözü döndü dolaştı Kemal’in ağzından ‘Muharrem gel buraya’ şeklinde çıktı.

Ya yakışmıyor bu adamlara siyaset.

Emekli olup Marmaris’te balık tutsalar keşke… Resim bile yapmasınlar.

Türkiye işte o zaman çok şey kazanır!