“Sözlük anlamı "ölçüyü aşmak" anlamına gelen Fıkhi terim olarak tuğvân (tuğyân) kökünden türeyen bir isim/sıfat olup müfred-cemi ve müzekker-müennesi aynı şekilde kullanılır.” İslam’da Allah (c.c) ve O’nun koyduğu hükümlere uymayan başka hükümlerle hükmedilen ve başka hükümlerle amel etmemek tağut kapsamında değerlendirilir.
Son zamanların en büyük sorunlarından, özellikle yerel seçimlerin yaklaştığı şu günlerde yine Harici düşüncesindeki kişiler “Oy kullanmak, askere gitmek ve devletin imamlarının arkasında namaz kılmak vs. haramdır” diyerek başta genç zihniyetlerin beynini yıkamakta, arkasına sığındığı daha doğrusu cımbızlayarak seçtiği ve seçtiği ayetlerin arkasına önüne bakmaksızın hüküm vermek büyük bir dalalet hatta İslam’a İhanettir. Saten bu Hariciler Kur’an da toplasan 8 ayet (Tağut kelimesi geçen ayetler) geçmekte bütün İslam’ı da bu ayetler üzerine inşa ederek, diğer ayet ve hadisleri hiçe sayıp evrensel din olan İslam’ı sadece 8 ayete sıkıştırmaya çalışmaktadırlar.
Haricilerin sığındığı en büyük ayet “Allah Teâlâ'nın indirmiş olduğu ile hükmetmez ise işte onlar kâfirlerin kendisidir.” (bk. Maide 44) bu ayeti kendilerince yorumlar diğer ayet ve hadislerle veya kıyas ve icmaya gerek duymadan direk oy kullanmak, devlete askerlik yapmak ve devlet tağuttur demektedir. Hiçbir dini bilgileri olmadan bu cesareti göstermeleri ispata muhtaç cümlelerdir ama yaptıkları sadece iddia olmakta ispata gelince sadece susmaktadırlar.
“İslam Hukukunda (Fıkıh) Diğer Konu ise; Sadece bir ayet ve hadise çekilerek ya da bir Naas çekilerek hüküm bina edilemez yani hüküm verilemez.” Bir hüküm verebilmek için; Kur’a’a, hadislere, kıyasa ve icmaya mahruti bir şekilde yani geniş kapsamlı bakılması gerekir, ki bu maruti şekilde bakmak saten herkesin yapabileceği bir iş değildir. Yani İslam kahve köşelerinde “sence, bence ile başlayan” sözlerin mahiyeti değildir. “Kur’an da asıl anlatılmak, bahsedilmek istenen yani meali tefsirine yoğurarak baktığımız zaman; Allah’ın indirdiği ile amel etmemekten kasıt İmkanı varken inanmayan yada İnkar edenler Kafirdir.
O zaman Ayetin Kafir olanlar ifadesinde ki hitaba muhatap olmak için;
1) İmkan varken amel etmez isen, içinde bulunduğun yönetim tarzı buna el veriyorken alt yapısı oluşturulmuşken iman etmiyor başka yöntemi seçiyorsan tağut olur Örneğin; İngiltere’de Şeriat mahkemeleri de mevcuttur. Yaşayan Müslüman çokluğu nedeniyle. Şimdi böyle bir imkanın varken ben şeriat değil İngiltere kanınları ile yargılanmak istiyorum dersen Tağut olmuş olunur.
2)İnkar eder isen; İslam’ın yönetim tarzı Kur’an-ı azimüşşan da geçtiği üzere Allah’ın koyduğu kurallardır yani Şeriattır. Bunu inkar etmek ile imkan bulunmadığından dolayı amel etmemek farklıdır. Örneğin Namaz var ama kılamıyorum diyen günahkar olur lakin namaz yok diyerek inkar eden kafir olur. “İşte bu iki seçenek ayetin tefsiri olarak mealen anlamaya yöneltmekte ve Kur’an’ın Kafirlerdir derken ne anlatmak istediğini bizlere aktarmaktadır.
PEKİ SEÇİMLERDE OY KULLANMALIMIYIZ?
Bizler Yönetim şeklimizin İslam’ın yani Allah’ın koyduğu kurallara uymak istemekte ve bunu inkar etmemekteyiz. Ama içinde bulunduğumuz yönetim şekli Cumhuriyet olduğu için ve alt yapısı olmadığı için maalesef bu mümkün değil bize düşen vazife “Oy kullanarak islamı en rahat yaşamamıza imkan ve ortam sağlayan kişiyi seçmektir. Bizler gitmezsek tarihin daha önce bizlere gösterdiği gibi başa yanlış kişiler geçer değil İslam’ı yaşamak, adını dahi anamayacağımız hale gelir, Allah muhafaza İslam’ın yaşanamadığı Filistin, Mısır Doğu Türkistan gibi olmak kaçınılmaz hale gelir.
Rabbim “Hakkı hak bilip hakka ittiba Batılı batıl bilip batıldan ictinab etmeyi cümlemize nasip eylesin” İslam’a ve Müslümanlara yardım etsin. İslam’a tekrar dünyaya hükmetme gücü ihsan eylesin (Amin)