'Türkiye'nin tahıl ambarı' olarak bilinen, 2 milyon 200 bin hektarlık ekim alanına sahip Konya Ovası'nda tarım arazilerinde açılan su kuyularının derinlikleri 400 ile 450 metreye ulaştı. Bu durumun ovayı tehdit ettiğini belirten Altınekin Ziraat Odası Başkanı Bekir Kağnıcıoğlu, "30 yıl önce, buradaki su seviyeleri yaklaşık 8 ve 10 metreydi, kuyular 30 veya 50 metre civarında kazılırdı. Bugün çiftçilerimiz 400, 420 metre hatta kazabilse 500 metre de kazacaklar ama sondaj makineleri bunu yapamıyor" dedi.
Başkan Kağnıcıoğlu’nun bu çağrısı bizim için artık rutin hale geldi.
Neredeyse her iki ayda bir bu konuyu gündeme getirmeyi kendimize görev edindik. Sürekli haberini yaptığımız, köşe yazısı olarak gündeme getirdiğimiz bu konu gittikçe vahim bir hale geliyor.
Altınekinli bir gazeteci olarak çekilen sıkıntının birebir şahidiyim. Çünkü aynı sıkıntıyı biz de bizzat yaşıyoruz. Daha geçtiğimiz gün dedemin bahçesinde uzun yıllardır hizmet veren kuyu da kurudu. Ben çocukken tulumbayla su çıkarttığımız bu kuyudan şimdi dalgıç pompalarla bile su çıkarılamıyor.
Bölge inim inim inliyor, yok olmak üzere.
Altınekin, Cihanbeyli ve Kulu’da çok yakın bir gelecekte artık tarım yapılamayacak. Bırakın tarımı insan bile yaşamayacak.
Türkiye’nin en verimli toprakları artık atıl bir halde, çölleşmiş, kuş uçmaz kervan geçmez duruma gelecek.
Köyden kente göçün önü alınamayacak. Dolayısıyla şehir merkezinde had safhada olan konut, ulaşım ve beslenme sıkıntıları bu sebeplerle daha da katlanacak.
Ortaya çıkacak olan işsizliği söylemiyorum bile.
Yine Buğday, şeker pancarı, arpa, baklagil türleri yetiştirilemeyeceği için başta un ve şeker gibi ürünlerde kıtlık yaşamaya başlayacağız.
Trakya bölgesi yetersiz kalırsa aynı sıkıntıyı yağ konusunda da yaşayacağız.
Bu söylediklerim bir kıyamet senaryosu değil, Konya Ovası’nın çok yakın gelecekte yaşaması muhtemel olaylar zinciridir.
Konya Ovası’nda su kaynakları bu hızla tükenirse bundan farklı şeyler yaşamayacağız.
O sebeple aynı çağrımızı bir kez daha yineliyoruz!
Devlet Su İşleri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Konya siyasetinin önde gelenleri, tarımdan ekmeğini yiyen odalar, borsalar, kuruluşlar, hatta tarımsal üretim sektöründe yer alan fabrikalar ve iş dünyası kafa kafaya verip bu sıkıntıyı bir an önce çözmeli.
Bu konuya bu kadar duyarsız kalınması gerçekten normal değil.
Mersin Anamur üzerinden Akdeniz kıyılarına, oradan da 80 kilometrelik asma boru ile Akdeniz'i geçip Kıbrıs'a ulaşan Asrın Projesi ‘can suyu’ projesini başarıyla tamamlayan bir Türkiye’nin en verimli ovasına su getirememesi akıl alır bir şey değil.
Eğer istenirse çok kısa bir sürede Konya Ovası’na Akdeniz’den bile su getirilebilir. Ama bunun için dertlenecek birileri lazım…