Konya’da yaşanılan otopark sıkıntısı ve belediyenin bir şirketi olan KONBELTAŞ tarafından işletilen otoparklar hakkında o kadar çok haber yapıldı, yazı yazıldı ama bir milimlik bir ilerleme yaşanılmadı. Konyalı mevcut saçma uygulamaları bir süre sonra kabullendi lakin şehir dışından gelen ziyaretçilere rezil olmaya devam ediyoruz.
Alâeddin-Adliye tramvay hattının yapılmasının ardından yeniden düzenlenen kışla caddesine Mevlana Türbesine yakın noktaya yol kenarı otoparkı yapıldı. Tramvay yolunun da yapılması ile iyice daralan caddenin hem de başlangıç kısmına yapılan tek şeritli otoparkın trafiği riske etmesi ayrı bir garabet ama şuan için konumuz o değil. Konumuz şehir dışından gelen bir ailenin isyanı. Mevlana müzesini ziyaret edip, öğle yemeğinin ardından biraz da alışveriş yapıp arabalarına binen aile 3 saatlik bir parka 12 buçuk lira vermeyi doğal olarak mantıklı bulmadı. Arabalarını bırakırken parkın tarifesine dikkat etmemişlerdi. İlk yarım saatin ücretsiz olması iyiydi, sonraki fiyat artışı genelde saat bazlı olurdu ama bizim uyanık şirketimiz cadde kenarındaki otoparkların fiyat artışını yarım saati 2 buçuk lira şeklinde belirlemişti. Otoparkçıya derdini anlatmaya çalışan şoför elbette ikna edemedi ve 12 buçuk lirayı kuzu kuzu ödedi. Eminim içinde yetkilileri hayırla yâd etmiştir(!) Bu ve benzeri örnekler gün içersinde çok sayıda yaşanıyor. Son yıllarda artan araç sayısı ile birlikte yaşanılan otopark sıkıntısına birde fahiş ücret saçmalı eklenince de sürücüler doğal olarak araçlarını gelişi güzel bir şekilde boş buldukları alana park ediyorlar ve trafiği iyice içinden çıkılmaz bir hale sokuyorlar. Bu noktada normal olan belediyenin devreye girererk daha fazla otopark yapıp, bu otoparklara da sembolik ücret belirleyerek vatandaşı otoparka teşvik etmek olmalı ama bizde durum tam tersi. Ankara bile Konya’ya göre daha fazla araç barındırmasına rağmen yol kenarındaki otoparkları ücretsiz hale getirdi. Biz ise bırakın ücretsiz yapmayı kelime oyunu ile daha fazla para derdine düştük. İllaki Ankara’daki gibi otopark kavgasında birilerinin ölmesini mi bekleyeceğiz düzenleme yapmak için? Toplu ulaşım, otopark vb. uygulamalar sosyal belediyeciliğin bir gereğidir. Belediyeler zaten saçma sapan kalemler altında (sokağa yaptığı asfaltın bile parasını almak gibi) çok sayıda vergi topluyor. Şehrin trafiğini rahatlatma adına otopark ve toplu ulaşımı ücretsiz yapmıyorsa bile sembolik, makul rakamlara çekmesi gerekiyor. Anladık Konyalı insanlar yetkililerimizin pek umurunda değil ama en azından otogar, gar, havaalanı, Mevlana çevresi gibi turistlik alanlardaki otoparklar için bir düzenleme yapılsın da şehir dışından gelenlere rezil olmayalım.
Sosyal belediyecilikten bizim belediyelerin anladığı sadece umumi tuvaletleri ücretsiz hale getirmek oldu. Bu uygulama elbette güzel, küçümsemiyoruz ama diğer alanlarda da benzer uygulamaları beklemekte hakkımız. Örneğin toplu ulaşımda biraz daha toleranslı davranılabilir. Geçenlerde şahit olduğum bir olayı aktarayım. Alâeddin-Adliye tramvay hattını kullanıyordum. Ara durakların birinde bir öğrenci orta kapıdan bindi ve el kart tutmadan sessizce boş bir yere oturdu. Görev aşkıyla dolu vatmanımız mikrofonla seslenip onca yolcu içerisinde öğrenciyi rezil edip el kart tutması için uyardı. Elbette sivil vatandaşlar toplu ulaşımda ücreti ödesinler ama özellikle şu soğuk kış günlerinde bu vb. öğrencileri görmezden gelse belediye ne kadar zarar edecek ki.
Tramvaya vereceği para ile alacağı simit arasında tercih yapmak zorunda kalan öğrenciler var. Maddi durumu iyi olsa kimse durduk yere birkaç lira için kendini rezil etmez. Bir tramvaya 5-10 öğrenci ücretsiz binse herhalde belediye batmaz. Sosyal belediyecilik adına en azından bu kadarını bari yapalım.