Türk tarihi incelendiğinde kurduğumuz devletlerin veraset sisteminden dolayı çıkan taht kavgaları sonucunda parçalandığı görülür. Olumsuz bir hadise, yani kardeş katli, 600 yıl devam edecek büyük bir imparatorluğun gerçekleşmesindeki en önemli köşe taşlarından biridir. Birliğini sağlayıp tek hükümdar otoritesini kuran Osmanlılar, bu sayede asırlarca devam eden bir devlet inşa ettiler
Türklerde, devlet başkanı seçiminde bir sistem yoktu. Hanedanın her üyesinin devlet başkanı olma hakkı vardı. Bu durum tarih boyunca devamlı olarak kaosa yol açtı. Oğuz töresine göre devletin, hanedanın ortak malı olduğu söylenir. Ancak bu yanlıştır. Ortak olan devlet değil, yönetimdir. Türk geleneğine göre devlet, hanedan üyeleri tarafından ortak olarak idare edilir
Tarihe baktığımızda, Osmanlı Devletinin yıkılış sebeplerini incelediğimiz zaman hiç şüphesiz I. Ahmed saltanatında hanedan veraset sistemini değiştirip kardeş katli kanununu kaldırmıştır. Yerine ailenin aklı başındaki en büyük üyesi padişah olur sistemini (Ekber ve erşad sistemi) getirmiş, buda diğer kardeşlerin oda hapsine maruz kalmasına yol açmıştır Ve zamanla tahta aklını yitirmiş ve delirmiş bazı padişahların çıkarak devlet yönetmesine yada devleti hain vezirlerin yada kadınlar yönetmesine kadar yol açmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'ndan önceki bütün Türk devletlerinde devlet başkanı seçiminde bir sistem oluşturulmaması devamlı olarak taht kavgalarını beraberinde getirdi. Genellikle hanedan üyelerine, isyan etmedikleri sürece dokunulmadı. Hatta isyan edenler birçok defa affedildiler. Ancak bu durum on binlerce insanın ölümüne sebep oldu.
Büyük Selçuklu Devleti kurulduğunda, Tuğrul Bey hükümdar oldu, ancak ülke hanedan üyeleri arasında yönetim sahalarına bölünerek idare edildi. Tuğrul Bey'in zamanında kardeşi İbrahim Yinal isyan etti. Daha sonra da tahta çıkan Sultan Alparslan, kardeşi Kavurd Bey, babasının amcası Musa Yabgu ve amcazadesi Kutalmış Bey'le mücadele etti. Büyük Selçuklular döneminde isyan etmedikleri müddetçe şehzadeler öldürülmedi.
Türkiye Selçukluları'nda da ilk başlarda isyan etmedikçe şehzadelere dokunulmadı. Ancak Anadolu'da isyan ve taht kavgaları bitmek bilmedi. Daha öncekinden farklı olarak Türkiye Selçukluları'nda isyan etmemiş şehzadeleri öldüren hükümdarlar oldu.
Osmanlı da ilk kardeş katli 1362 yılında tahta çıkan I. Murad (Hüdavendigar) döneminde olmuştur. Osmanlı Hakimiyetinden çıkan Ankara tekrar geri alınınca Eskişehir civarında kendisine İsyan eden ve fetihlere sorluk çıkaran Halil ve İbrahim isimli iki kardeşini ortadan kaldırdı.
Yıldırım Bayezid'ın Timur'a esir düşmesi ve ölmesi ve oğulları arasında 11 yıl süren taht kavgası ve mücadeleleri Devletin Fetret dönemine girmesine yol açarak çok acı tecrübeler edinmesine ve devletin toprak kaybetmesine sebebiyet verdi ve bu dönem, Osmanlılar'da kardeş katlinin meşrulaşmasının zeminini hazırladı.
II. Murad, küçük yaştaki iki kardeşi Yusuf ve Mahmud'un gözlerini kör ettirerek etkisizleştirdi. Hamidili'nde sancakbeyi olan kardeşi Mustafa'ya ise dokunmadı. Ancak Mustafa Çelebi, Anadolu beyliklerinin kışkırtmaları sonucunda isyan edince yakalanarak öldürüldü. Yaşayan her şehzade, Osmanlı saltanatı için bir tehlike oluyordu.
II. Mehmed (Fatih Sultan) tahta çıktığında Osmanlı İmparatorluğu, Fetret Devri'nin sarsıntısını daha atlatamamıştı. Bizans'ın elinde muhtemelen Mehmed Çelebi'nin oğlu olan Şehzade Orhan potansiyel tehlike olarak duruyordu. II. Mehmed tahta çıkar çıkmaz hayattaki tek kardeşi olan ve daha kundakta bulunan Şehzade Ahmed'i öldürttü. Ve Osmanlı Devletinin ilk yazılı kanunnamesi olan 4 maddelik "Kanun-i ali Osman" ile Kardeş katlini devletin bekası için kanunlaştırdı.
Fatih'in kanunnameye koydurduğu maddenin ne kadar haklı olduğu ölümünden hemen sonra anlaşıldı. II. Mehmed'in ölümünden sonra iki oğlu II. Bayezid ile Cem Sultan arasındaki mücadele yıllarca sürdü. Mücadeleyi kaybeden Cem Sultan, Hıristiyanlar'ın eline geçti. Yıllarca Osmanlı İmparatorluğu'nun dış siyasetini etkiledi.
Yavuz Sultan Selim'in saltanatının ilk yılları taht için kardeş kavgasının zirveye çıktığı bir dönem oldu. II. Selim (1566-1774) devrinden itibaren büyük şehzade haricindeki şehzadelerin vali olarak görevlendirilmesine son verildi. Bu da taht kavgalarına son verdi. Ancak tahta çıkan Osmanlı padişahı, isyan etmeye fırsat bulamayan kardeşlerini öldürttü.
I. Ahmed, 1603'te tahta çıktığı zaman 15 yaşındaydı ve çocuğu yoktu. Bu yüzden önceki padişahların tahta çıkışlarında yapılanın aksine kardeşi Mustafa öldürülmedi. I. Ahmed, 1617'de öldüğünde yerine devlet ileri gelenlerinin mutabakatıyla, o zaman 14 yaşında bulunan büyük oğlu Osman değil de ölen padişahın hayattaki kardeşi Mustafa geçirildi.
Bu zamana kadar saltanat babadan oğula geçerken, artık ailenin en büyüğü (ekberiyyet sistemi) tahta çıkmaya başladı. Böylece Osmanlı veraset sisteminde yeni bir yöntem başlamış oldu. Ancak kardeş katli hemen sona ermedi. Padişahlar kardeşlerini yaşadıkları müddetçe kendileri için tehlike olarak gördüler.
Kardeş katli, özellikle de küçük yaştaki şehzadelerin öldürülmesi bugün bize vahşet gibi geliyor. Ancak her şeyi döneminin şartları içerisinde değerlendirmek gerekir. Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan kardeş katli bütün Türk tarihinin meselesidir. Bunun temelinde de devlet başkanının seçiminde bir sistemin olmayışı, veliahtlık kurumunun oluşturulmayışı yatar.
Kardeş katlini ortadan kaldırmak için veraset sisteminin oluşturulması gerekliydi. Veraset sistemi, uzun süre oluşturulamadı, ancak 17. yüzyılın başlarından itibaren ekberiyyet, yani hanedanın en büyüğünün tahta geçmesi sağlanabildi. Ancak şehzadelerin sarayda "şimşirlik" adı verilen dairede hapis tutulması olumsuz sonuçları da beraberinde getirdi. Hayatı ve devlet idaresini tanımadan sarayda hapis hayatı yaşayarak yetişen padişahların önemli bir kısmı silik şahsiyetler oldular.
Kardeş katlinin meşrulaştırılıp şehzadelerin isyan etmeden öldürülmeleri, Osmanlılar'ı bütün Türk tarihi içerisinde farklı bir konuma taşımıştır. Bu sayede önceki Türk devletlerinde olduğu gibi Osmanlılar'da bölünme yaşanmadı. Türk tarihi incelendiğinde devletlerin taht kavgaları sonucunda parçalandığı görülür. Birliğini sağlayıp tek hükümdar otoritesini kuran Osmanlılar, bu sayede asırlarca devam eden bir devlet kurdular. Olumsuz bir hadise, yani kardeş katli, 600 yıl devam edecek büyük bir imparatorluğun gerçekleşmesindeki en önemli köşe taşlarından biridir.
Osmanlı tarihinde kardeş katlinin yanı sıra saltanata ortak çıkmaya çalışan şehzadeler de öldürüldü. İlk şehzade isyanı çok erken bir dönemde I. Murad (1362-1389) zamanında oldu. Bu dönemde çok ilginç bir isyan meydana geldi. I. Murad, 1385'te isyan eden beylere haddini bildirmek amacıyla Anadolu'ya sefere çıkmıştı. Bizans İmparatoru V. Ioannes de dostluk antlaşması gereği Sultan Murad'ın yanındaydı. Bizans İmparatoru ile Osmanlı hükümdarı seferde iken bu durumdan istifade eden Savcı Bey ve Bizans İmparatoru'nun oğlu Andronikos, birlikte isyan ettiler.
Babalarının henüz Anadolu'ya geçmiş olduklarını ve geri dönünceye kadar idareyi çoktan ele geçireceklerini düşünüyorlardı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Durumu takip eden I. Murad tedbirini almıştı. Derhal geri dönerek isyanı bastırdı.
I. Murad, Bizans İmparatoru V. Ioannes'ten asi oğlunun gözlerini oydurmasını istedi. İmparator bu işe taraftar olmamasına rağmen sultandan korktuğu için oğlunun ve torununun gözlerine mil çektirdi. Ancak yine de hafif mil çektirdiği için Andronikos'un sadece bir gözü kör oldu. I. Murad da Şehzade Savcı Bey'in gözlerine mil çektirdi, ancak oğlunun bu hareketini bir türlü hazmedemiyordu. Sonuçta oğlunu boğdurttu.
Babasına karşı isyan edip başarıya ulaşan tek şehzade Yavuz Sultan Selim oldu. Babasıyla yaptığı mücadeleyi kaybetmiş olmasına rağmen, askerin baskısıyla tahta çıktı
Kanuni, kardeşi olmadığı için tahta rahat çıkmıştı. Ancak yaşlanıp sefere çıkmamaya başlayınca dedikodular başladı. Şehzadelerin çevresindekiler, onları babalarından daha iyi hükümdar olacaklarına dair kışkırttılar. Bunun sonucunda da Kanuni, oğulları Şehzade Mustafa ve Şehzade Bayezid'i öldürttü.
III. Mehmed devrinde ilginç bir gelişme meydana geldi. Dışarıyla irtibat kurarak babasının yerine geçmek için faaliyet gösteren Şehzade Mahmud boğularak öldürüldü.