Oruç tutuyor diye işten çıkarıldı deseler inanmazdım. Üzülerek öğrendim ki oluyormuş. Konya’da bir yurtta çalışan Ayşe Gökmen, oruç tuttuğu gerekçesiyle patroniçesi tarafından işten çıkarılmış. Hatta Ayşe hanımın anlattığına göre bu yurdun sahibi hemde müdiresi F.Y. kendi çapında hocalardan fetva falanda almış. Ağır işte çalışan kişilerin oruç tutmasına gerek yok diyormuş. Kendini elit tabaka olarak gören bu medeniyetten nasibini almamış tipler Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışıyorlar. Oruç İslamın 5 şartından biridir. Bizim dinimiz zorlama dini değildir. Tutmayan kişinin günahı boynunadır. Fakat dini görevini yerine getiren orucunu tutan bir kişiye de bu yapılan zulümdür. Müslümanlar oruç tutuyor diye gavurun saygısından oruçlunun yanında yeyip içmediğini gördük. Bizim sözde Müslümanlar ise yol ortasında yeyip içebiliyor. Tutmuyorsan bile saygı duymasını bileceksin. Bizim Ayşe ablamız oruç tutarken Allah’ın kendisine güç kudret verdiğini söylüyor. Oruç tutarken çalışmanın kendisine hiç zararı olmadığını söylüyor ama bizim patroniçe kendi kendine rahatsız oluyor ve zulüm çektirmekten hiç çekinmiyor. Ayşe abla 5 çocuğuyla birlikte yaşıyor. Çocuklarının hepsi pırıl pırıl, efendi ve mütevaziler. En büyük oğlu bilgisayar işiyle uğraşıyor, diğerleri İmam Hatip öğrencisi. Bu tür haberlerde iftira endişesi yaşanır. Bu endişeyi bende görüşmeden yaşadım. Ama Ayşe abla ve ailesini tanıyınca hiçbir şüphem kalmadı. Bu kadar mütevazi ve dindar bir ailenin bu şekilde çamur veya iftira atarak birini karalayacağına inanmadığım için bu haberi yaptım. Ailede o samimiyeti ve içtenliği gördüm. Ayşe abla olayı anlatmaya bile çekindi. Bu tür bir olayın Konya’da yaşanması ayrı bir skandal. Huzur ve maneviyatın tavan yaptığı şu aylarda yaşanan bu olay hepimizi muhakkak üzdü. Umarım bundan sonra bu tür olaylar yaşanmaz ve gündeme gelmez. Yurt Patroniçesine tavsiyem, kafa yapısını değiştirmesidir. Oruç tutmayana gösterilen saygıdan daha fazlası oruç tutana gösterilmelidir. Allah kimseyi doğru yoldan ayırmasın
ANKARA İFTARLARI MODA OLDU
Geçtiğimiz hafta sonu yine bir Ankara programında yine iftardaydık. Bu 2. İftar programıydı. Konya Platformu ve STK’lar tarafından Kombassan sponsorluğunda bir program düzenlenmişti. Başkent’e Meclisin olduğu şehre iftara gittik ama 1 tane Bakan bu iftara katılmadı. Oysa biz ayaklarına kadar gitmiştik. Bu programa bir Bakanın dahi gelmemesi, bizim programı düzenleyenlerin zayıflığı mı yoksa Bakanların umursamaz tavırları mı onu da anlamadık. Yine Ankara’ya gittik, kendimiz çaldık kendimiz oynadık. Konya Belediye Başkanımız, Valimiz, Milletvekilimiz konuştu. Bu program çok sönüktü diyebiliriz. Zaten Ak Parti İl Başkanımız Ahmet Sorgun sinirlenmiş. Ankara iftar programı neden 2 defa ayrı ayrı yapılıyor, tek seferde geniş bir şekilde yapılsın, yoksa bir daha katılmam demiş. Haklılık payı çok yüksek. Çünkü buradan yüzlerce adam trenlerle, otobüslerle Ankara’ya taşınıyor. Bir tabak yemek yeniliyor, 2 protokol erbabı konuşuyor ve trenlere, otobüslere binilerek hurraaa hadi Konya’ya. Ne yaptınız Ankara’da sorusuna ise 1 tabak etli düğün pilavı yedik cevabından başka verilecek cevap olmuyor. Biz programa Kombassan’a bağlı KOMYAPI’nın 1600 konutluk projesinin temel atma programına katılacağımız için otobüsle geldik. Konya’dan kalkan hızlı trende Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Akyürek’te varmış. Geçtiğimiz iftar programına özel makam aracı ile gelmesini yazmıştık. Bu programda trene binmiş ama bu seferde o trende gazeteciler yoktu. Neyse ki trendeki dostlarımız bizi haberdar etti. Başkanın halkın arasına girmesi beni neden mutlu ediyor anlamıyorum ama mutluluk hormonlarım tavan yapıyor. Bayramdan sonra seçim hareketliliği daha da artacak. Bakalım süreç neyi gösterecek. İzleyip göreceğiz… Sağlıcakla kalın.