Kahramanmaraş'taki yıkıcı depremlere Hatay'daki evlerinde yakalanan 50 yıllık evli ve 6 çocuk sahibi Şakir Çakmak (75) ile Feriz Çakmak (66) çifti, torunları Ayberk Çakmak sayesinde enkaz altında kalmaktan kurtuldu. 4 katlı İnan Apartmanı'nın ikinci katında oturan Çakmak ailesi, depremde hem evlerini hem de eşyalarını kaybetti. Böbrek yetmezliği nedeniyle 1,5 yıldır haftada iki gün diyalize giren Şakir Çakmak, tam diyalize gitmek üzere hazırlandığı sırada depremin meydana geldiğini anlattı. Üzerine devrilen eşyalar nedeniyle yerinden kalkamayan ve torunu sayesinde dışarı çıkabilen Çakmak, "Diyalize girmek üzere hazırlanmıştım. Servis gelip beni alacaktı. Telefon etmelerini bekliyordum. 4.17'de deprem oldu. Gürültü oldu ve bir uğultu geldi. Sarsıntı başladı. Pencereler üzerime düştü. Eşime seslendim. Ev biz içindeyken yıkılmaya başladı ve zemine oturdu. Duvarlar yıkıldı. Üzerime bir şeyler düştü. Torunum beni çıkardı. Yağmurun altında bir gün kaldık. Cehennemden çıkmış gibiydik" diye konuştu.
Hatay'da evleri ve bir düzenleri olduğunu ancak şimdi hiçbir şeylerinin kalmadığını belirten Çakmak, İzmir'deki kızının evine sığındıklarını belirtip, burada bir düzen kurmaktan başka çarelerinin kalmadığını anlattı. Haftada iki gün diyalize girmesi gerektiğini dile getiren Şakir Çakmak, gözyaşlarını tutamayıp, "7-8 yaşında çocuk felci geçirdim. 1,5 yıldır böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giriyorum. Gözümün biri görmüyor. Biri de yüzde 30 görüyor. Torunum yaklaşık 1 yıldır bizimle yaşıyordu. Depremde torun beni sırtına aldı, dışarı çıkardı. Dışarı çıkana kadar büyük korku yaşadık. Şiddetli yağmur vardı. Saçak altına sığındık. Günlerce pisliğin içinde kaldık. Barınacak yer, tuvalet yoktu. Engelli arabam vardı. Göçük altında kaldı. Hayırseverlerden akülü tekerlekli sandalye istiyorum. Evden haftada 2 gün diyaliz için çıkıyorum. Bana bir akülü tekerlekli sandalye verseler başka bir şey istemem" ifadelerini kullandı.
OĞLUNUN ÇEYİZİ İÇİN ALDIĞI EŞYALARA AĞLIYOR
Deprem anında yaşadığı korkuyu gözyaşlarıyla anlatan Feriz Çakmak (66) ise şunları söyledi:
"Dilim tutuldu. Dışarı çıkamayacağız, diye düşündüm. Kapıya koştum. Kapı kilitlendi. Sonra han gibi açıldı. Bir oğlumu evlendirecektim. Dişlerimi yaptırmayıp, ona eşya aldım. Canımız sağ çıktı ama neye yarar. Oğlum için aldığım bütün eşyalar gitti. Burada kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Hep orasını istiyorum. Orda doğdum büyüdüm. Hatay'a, yerimize gidelim istiyorum."
DEDESİNİN AYAKLARI ÜŞÜMESİN DİYE TEKRAR EVE GİRMİŞ
Anne, babası ayrıldığı için 1 yıldır babaannesinin yanında kalan ve bekar amcasıyla kuru temizleme işi yapan Ayberk Çakmak da depremin olduğu gece dedesinin sesiyle uykudan uyandığını anlattı. Üzerine bir şeyler düşünce kapının önünde yere kapandığını ve önce sarsıntının bitmesini beklediğini vurgulayan Çakmak, "Dolaplar düşmüştü. Dedemin üstündekileri kaldırdım. Babaannemin yardımıyla dedemi çekip çıkardık. İkinci kattan çökmeyle birlikte zemine indik. Her yerden imdat sesleri geliyordu. Dışarı çıkınca dedemin ayakları üşüyordu. Islaktı ve yalın ayak çıkmıştı. Ona ayakkabı almak için içeri girdim. Ayakkabı, battaniye alıp çıktım. Başımı sağa çevirdiğimde mutfak, banyo ve tuvalet birbirine girmiş iç içeydi. Oturduğumuz apartmanda hayatını kaybedenler oldu" ifadelerini kullandı.
Amca Mert Çakmak (29) da o gece ailesinin yanında olamadığını ve depremden sonra geldiğinde büyük üzüntü yaşadığını dile getirdi. Çakmak, İzmir'de bir düzen kurmanın kendileri için zor olsa da şartları zorlayacağını belirterek, "Gönlüm ister ki memleketimizde eskisi gibi yaşayalım ama bu şartlarda zor. Allah bizim ve diğer bütün illerdeki depremzedelerin yardımcısı olsun " diye konuştu.
Annesi, babası, kardeşi ve yeğenini evinde ağırlamaya başlayan Hatice Çulha (45) da "Beni o gece ağlayarak kız kardeşim aradı. Sonra birden telefonlar kesildi. Ulaşamadık. Biz de gidip alamadık. Deprem sonrası 1 hafta orada soğukta kaldılar" dedi.