Torku Konyaspor bu sezon oynadığı futbolla, taraftar desteği ile kendisinden oldukça söz ettirmeyi başaran bir ekip haline geldi.
Bundan sonra rakip kim olursa olsun maçtan önce Torku Konyaspor yenilir diyemiyorlar. Önce bir düşünüyorlar. Bu maçta gene bunu gördük.
Ev sahibi Galatasaray maça kesin favori olarak çıktı, son maçlarda çok da iyi performans ortaya koyamasa da hem geçmiş maçlarda kurulan üstünlük hem ev sahibi ve büyük takım olmanın getirdiği avantaj doğrultusunda yeşil beyazlıları rahat geçeceğini düşünenlerin sayısı bir hayli fazlaydı.
İlk düdükten itibaren kendi ceza sahası önünde bütün futbolcuları ile yeşil beyazlıların savuma yapacağını düşünenler yanıldıklarını anlamaya başladılar.
Torku Konyaspor belki ezici güç değildi ama ev sahibi karşısında top yapamayan, maçı geçirmeye çalışan, defansa çekilmiş bir takım görüntüsü de vermedi. Hücumsal anlamda da etkin olarak gözüken Torku Konyaspor’un taraftarları ilk yarıyı berabere bitirmenin mutluluğunu yaşadı diye umanların aksine ilk yarıyı gol atamadan kapattı diye üzgündü.
İkinci yarıda ilk yarıdaki hücumsal etkinliği o kadar göremesek de hiçbir dakikada maçtan kopmayan yeşil beyazlılar rakibine tam anlamda boyun eğmedi.
Bu maçı mağlup olmadan kapatmak Torku Konyaspor için önemliydi. Kupada ve ligde hiç de kolay olmayan maçlar oynayacak olan yeşil beyazlılar zorluk derecesi ağır olan böyle bir deplasmandan beraberlikle dönerek önemli bir şeyi başardı. Belki “Neden galibiyet almadık sonuçta ortada geçen bir maçtı” diye düşünenler olabilir ama maçın zorluk derecesini düşünecek olursak yeşil beyazlıların önemli olanı başardığını söyleyebiliriz.