ÖNCE KENDİN DENETLE

Esra Akyol

Alışveriş yapmak için bir markete gittiğimizde aldığımız hangi ürünün içindekiler kısmını okuyoruz? Sanırım benim gibi sizin de cevabınız hiçbir ürünü okumuyoruz. Ürünlerin son kullanma tarihlerine bakanlarımız vardır elbette. Ancak aldığı her ürünün içindekiler kısmını inceleyen tüketici sayısı bir elin parmaklarını geçmez herhalde.

Genelde içindeki tatlandırıcılar ve koruyucu maddelerden dolayı zararları bilinen, fakat içindeki yağdan dolayı insan sağlığına bu kadar zararlı olacağı akla gelmeyen bir sürülebilir çikolata markası Nutella, son günlerde çok tartışılıyor. Dayanıklı ve ucuz olduğu için gıda, kozmetik gibi sanayi alanlarında tercih edilen palm yağı, çikolatanın içinde 200 derecede ısıtılınca kanserojen madde içerdiği için insan sağlığına büyük zararı olduğu ve raflardan toplatılması gerektiği tartışılıyor. Doktorlar konuyla ilgili her gün televizyonlara, gazetelere açıklama üstüne açıklama yapıyorlar. Bu çikolatanın çocuklar için çok zararlı olduğu, hatta bir kimyasal bomba gibi olduğunu söylüyorlar.

Madem bu çikolata daha doğrusu bu yağ bu kadar zararlıydı da niye bu zamana kadar tüketiciyi uyarmadınız?

Nutellanın içinde bu yağın olduğunu ilk ortaya atan EFSA (Avrupa Gıda Otoritesi) bunu açıklamak için neden bu zamana kadar bekledi?

Sonuçta bu marka uzun yıllardır çok satan bir marka. Öyle ki, Prof. Dr. Canan Karatay “Bir nesil bu çikolatayla büyüdü” diyor. Burada bir ekonomik çıkar, bir ticari manipülasyon olabileceğini düşünmeden edemiyor insan.

Ayrıca bu yağ sadece nutellada değil, çocuk mamaları, krem, sabun gibi birçok üründe kullanılıyor. Zaten sorun palm yağının az ya da çok kullanılması değil, maruz kaldığı ısı derecesi. Palm yağı kullanıldığı üründe işlenirken 80 dereceye kadar ısı görürse hiçbir zararı yok, fakat bu ısı 200 dereceyi bulursa işte o zaman kanserojen madde içeriyor. Firma bu çikolatanın üretim aşamasında 80 derecede ısıtıldığını savunuyor.

Televizyonlarda her gün bangır bangır bağıran medyatik doktorlarımız, bu çikolatanın çok zararlı olduğunu söylemek için Avrupa Gıda Otoritesi’nin böyle bir açıklama yapmasını mı beklediler acaba?

Yoksa bu konu üzerinden yapılan rating mücadelesinin birer aktörü mü oldular?

Keza Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in yaptığı açıklamaya baktığımızda ortada medyanın gösterdiği gibi korkunç bir durum olmadığını anlıyoruz. Bakan Faruk Çelik, konuyla ilgili inceleme başlatıldığını, ancak söylenenin aksine Nutella’nın hiçbir ülkede satışının yasaklanmadığını, Dünya Sağlık Örgütü’nün de bu yönde bir kararının olmadığını açıkladı.

 

Türkiye’de gıda güvenliği zaman zaman tartışmaya açılan bir konu. Bu tartışma, bazen açık süt mü, kutu süt mü, bazen de tesislerde üretilen tavuklar hormonlu mu değil mi gibi konularda yapılıyor. Anne sütünün bile kimyasallardan uzak kalamadığı günümüzde bu tartışmaların ne kadar gereksiz olduğunu anlayabiliriz. Ancak medya rating uğruna aynı tartışmaları ısıtıp ısıtıp halkın önüne getirip halkı huzursuz ediyor.

Gıda güvenliği ile ilgili yapılan araştırmalara baktığımızda Türkiye kalite ve güvenlik alanında 113 ülke arasında 45. sırada yer alıyor.

Türkiye’de yapılan bir ankete göre de vatandaş gıdada her zaman bir tehlike olabileceğinin ve tüketicinin kendi önlemlerini alması gerektiğinin farkında. Sonuçta her ürünün bir etiketi var ve içinde kullanılan her madde orada yazıyor. Biraz bilinçlenirsek zararlı maddeleri öğrenir ve bu maddelerin bulunduğu ürünleri tüketmeyiz.

Bu kadar açıklamaya rağmen yine de ‘benim içim rahat değil artık bu yağın bulunduğu ürünleri kullanmak istemiyorum’ diyorsanız, bir üründe palm yağının olup olmadığını anlamak için içindekiler kısmında şunlara bakın: palmeate, palmitic asit, palm.

Türkiye’de merdiven altı üretimin çok olduğunu ve bağımsız güvenilir bir gıda otoritesinin olmadığını söyleyenler, unutmayın ki en büyük denetçi tüketicinin kendisidir.