Ömeroviç’in dokunuşları

Kasım Göçer

Konyaspor ligde zor günler geçiriyor. Antalyaspor karşılaşmasından bir puanla ayrıldı. Bu maç özelinde hem olumlu hem olumsuz görünen durumlar vardı. Bu yazımda iki perspektiften de Konyaspor’un durumunu değerlendirmek istiyorum. Genel olarak takımın İstanbulspor maçındaki çökmüş görüntüsünden bir nebze olsun kurtulduğunu söyleyebilirim. Yine aynı şekilde Ömeroviç’in daha önce Hakan Keleş’in yapamadığı dokunuşları yaptığını, takımın hem oyun hem de mental anlamda Fenerbahçe maçındaki yıkımdan sonra düzelme belirtileri gösterdiğini de söyleyebiliriz. Yeni hocayla birlikte umut veren yönler de var, kötümser durumlar da.

KOCAMAN FUTBOLU

Antalyaspor karşılaşmasında her iki 45 dakikayı da ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor. İlk 45’te adeta bir Aykut Kocaman takımı izledik. Takım boyunun kısa olması olumlu. Yine aynı şekilde takımın dar alanda pres yaparak, rakibe rahat oynama imkanı vermemesi de bir artı. Takım mümkün olduğunca topa sahip olmaya çalıştı. Bu topa sahip olma olgusu Aykut Kocaman’ın oyununda olduğu gibi sadece ofansif atraksiyonların bir parçası değil aynı zamanda rakibin temposunu düşürme, rakibi koşturma ve yorma amaçlıydı. Duran toptan Konyaspor’un golü bulması da yine aynı oyun planının bir parçasıydı. Oyunu kontrol et, rakibi kontrol et, duran toplarla gol ara, rakibin hatasını kolla. Bu plan ilk yarı tıkır tıkır işledi.

İKİNCİ 45’TE OYUN DEĞİŞTİ

Konyaspor ilk yarıyı önde kapatınca topu kontrol etmekte zorlandı. Daha geriye yaslanmaya başladı. Daha çok geçiş oyununa döndü. Bunun Ömeroviç’in planı dahilinde olduğunu düşünmüyorum. Takımın sıralaması, skoru koruma stresi etkili oldu. Antalyaspor yapılan bir kenar ortasında beraberliği yakalayınca Ömeroviç risk almaya başladı. Moreno ve Oliveıra’yı oyuna alarak çift forvete döndü. Rakip alanda çok adamla gol ararken beraberlikten sonraki periyot ağırlıklı olarak doldur boşalta döndü.

YUNUS MALLI, MORENO MU?

Ömeroviç’in Yunus Mallı tercihi herkes için bir sürpriz oldu diyebiliriz. Aslında Yunus Mallı taraftarın beklentisini kaybettiği önceki hocaların gözden çıkardığı bir oyuncuydu. Yönetimin transfer yapamadığı bir ortamda hocanın her oyuncudan verim almaya çalıştığı, Yunus’un performansını artırmaya çalıştığı anlaşılıyor. Tabi Yunus’un pas oyununa daha yatkın olduğunu da düşünmüş olabilir. Ancak Moreno önceki haftaların adeta çöken Konyaspor’unda kaleci Deniz, Guilherme ve Çikalleshi ile ayakta kalan, direnç göstermeye çalışan ender oyuncularından birisi. İlk kesiği yiyecek oyuncu kesinlikle değil. Bana göre oyuna da daha erken dahil olmalıydı. Özellikle Konyaspor öndeyken oyuna girseydi daha tehlikeli olabilirdi. Zaten oyuna girdikten sonra iki sarı kart aldı. Adam eksilterek Antalyaspor savunmasını zorladı. Oyuna müdahalede geç kalması Ömeroviç’in tüm bu artılarının yanına eksi olarak yazılabilir.

NZONZİ PARANTEZİ

Aslında futbolun Nzonzi’yi bıraktığını düşünüyordum. Yaşı ilerlemiş ve bu fizikte bir oyuncunun da kolay kolay form tutmasını beklemiyordum. Öyle ki yönetim ilk transferini O’nun mevkiine yaptı. İlginç bir şekilde Ömeroviç, Nzonzi’nin de performansını yukarı çekmiş görünüyor. Stoper hattı güven vermeye takıma savunma anlamında da güven verdi. Hocanın Cicildau’yu kesmesi de olumlu. Çünkü oyuncu ne at ne de deve. Savunma katkısı veremiyor, ofansif katkısı da mevkiisi itibarıyla yok denecek kadar az. Ancak stoper hattına acil takviye gerekiyor. Metehan’ın hem fiziksel dezavantajı hem hamle yapmakta geç kalması Buksa’nın golü bulmasına sebep oldu. Aslına o zamana kadar iyi gidiyordu. Genel anlamda Konyaspor ilk yarıdaki oyun disiplinini koruyabilseydi bu maçtan üç puanla da ayrılabilirdi.

TRANSFER ACİLİYETİ

Ekonomik kıskaç altında yönetim transfer yapmakta çok zorlanıyor. Calvo’nun gidişinden sonra stoper hattına lider özellikli, geri dönüşleri hızlı, oyun kurabilen ayakları düzgün bir stopere ihtiyaç var. Yine aynı şekilde Oliveira’nın sözleşmesinden çıkılıp bir forvet transferi yapılmalı. Bugün Konyaspor’un Oğulcan, Nzonzi, Soner orta saha üçlüsü ile oynadığını düşünürsek orta sahada top yapan bir oyuncuya (Cicildau’nun bu işi kotaramayacağı belli) ihtiyaç olduğu da aşikar. Yeni transferlerin bir an önce yapılması, takıma adaptasyon sürecinde ise artık takımın kazanmaya başlaması şart.