Okumak…

Latif Demirtaş

Kitap okumak yüzyıllardır yapılan bir eylem. Kitap okumanın önemli olmasının temelinde zihinsel, duygusal ve psikolojik gelişim yatar. Kitap okumak kişiye farklı dünyaların kapısını açar. İnsanın kişisel gelişimini etkileyen en önemli etkenlerden biri olarak karşımıza çıkar.

Sözcük ve kelime anlamları bunlar olsa da okumak, gerçekten en önemli unsur. Günümüzde okumaktan, öğrenmekten uzak yaşamaya başladık. Duyulan, sosyal medya mecralarında görülen bilgiler bize yeterli gelmeye başladı. Okumak oldukça zor ve sıkıcı gelmeye başladı. Hâlbuki bizim zihnimizi açan, farklı düşünmemizi sağlayan, herkesin aynı düşündüğü konulara farklı bakış açısından bakmamızı sağlayan şeydir okumak.

Kimse için değil, kendimiz için okumamız gerekiyor. Bilgilerin aynı olduğu yerlerde farklı bakabilmek gerekiyor. Bu farkındalığı görmek, yaşamak eminim ki çok daha farklı olacaktır. Vaktimiz her şeye bulunuyor. Saatlerce bir telefon ekranına bakabiliyoruz. Saatlerce aynı videoları izleyip, aynı insanları dinleyebiliyoruz. Ama 10 dakikamızı bile bize fayda sağlayan bir şeye ayıramıyoruz. Bu kötülüğü biz, kendimize yapıyoruz. Göz göre göre kendimizi cahil bırakıyoruz.

Diğer bir yandan ise yapılan araştırmalara göre kitap okuma alışkanlığı hangi yaşta olursa olsun kişinin kelime dağarcığının gelişmesini sağlıyor. Neurology dergisindeki bir araştırmaya göre, kitap okuma alışkanlığı olan kişilerde hafıza kaybı daha az görülüyor. Kitap okumak alzheimer riskini önemli ölçüde düşürüyor ve yaşlanmanın olumsuz etkilerini azaltıyor. Aslında her şeyimizi olumlu yönden etkilediği çok net ortada.

Umuyorum ki, biz, ailemiz, sevdiklerimiz, büyüklerimiz, özellikle de gelecek nesillerimiz bu alışkanlığı kazanır. Kişisel gelişimimiz, ülkemiz, ilişkilerimiz, sağlığımız için bunları yapmalıyız. Bunu bir zorluk olarak görmeden, keyifle yapmalıyız. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Kitapsız yaşamak kör sağır dilsiz yaşamaktır.” Bu imkanlara sahipken, böyle yaşamayı tercih etmeyelim.

Şu bilgilere de yer vermek istiyorum; Türkiye İstatistik Kurumuna göre Türkiye’de kitap, ihtiyaç maddeleri sıralamasında 235 sırada yer almaktadır. Ancak gün içerisinde insanlarımız ortalama 5 saat televizyon seyretmektedir. Kitap okumaya ise yılda sadece 6 saat vakit ayırıyoruz. Yapılan araştırmalarda, ortalama altmış senelik bir ömürde, kişinin on yılı televizyon başında geçmektedir. Ülkemizde kitap ve dergi okuma oranı %4 olurken, gazete okuma %22, televizyon izleme oranıysa %95’tir. Kütüphane sayımız 1434 iken, kahvehane sayımız altı yüz bin civarındadır.

Hz. Peygamberimiz “İlmi beşikten mezara kadar tahsil ediniz.”“İlim öğrenmek kadın-erkek herkese farzdır.” diyor. Bizler ilk emri oku olan bir dinin mensubuyuz. Bunun değerini iyi bilmeliyiz. Okumalıyız ve okutmalıyız faydalı işler yapan, hayırlı eserler bırakan, arkamızdan dualar eden çocuklar yetiştirmeliyiz ve geleceği onlara teslim için çalışmalıyız.