ÖFKENİ YEN! ERKEKSEN…

Sümeyra Arslan Kasap

Görür görmez dikkatimi çekmişti bu enteresan slogan: ‘’Erkeksen Öfkeni Yen’’...

Hayır yani anlamadığım öfkesini yenen neden sadece erkek olsun ki?

Kadın da yenmeli bence... ’’Öfke şeytandandır’’ dediğine göre demek ki  burada cinsiyet ayrımı yapmıyor Allâh-u Teâla... İnsana söylüyordu, erkek ya da kadın demiyordu… Öfkenin insana verdiği zararın boyutu tartışılmaz nitelikte bunu her olgun insan iyi bilir. Ayetler, hadis-i şeriflerle uyarılmış ve atasözlerimiz ile bilgilendirilmişiz, ama işte insan fıtratında var olan bu duyguyu bir türlü kontrol altına alamıyoruz hiçbirimiz maalesef...

Görmekteyiz ki cinayet, yaralama gibi neticesi en ağır suçların altında, insanın anlık gazabı ve öfkesi yatmakta… “Öfke ile kalkan, zararla oturur” sözü, konuyu en veciz şekilde ifade etmiştir benim için. Öfke hemen her insanda olan ve tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğundan bundan kurtulmanın yolları aranmalıdır. Dinimiz insanı çok zaman telafisi mümkün olmayan zararlara sokan öfkenin yutulmasını ve kontrol altında tutulmasını tavsiye eder. Peygamberimiz de hadislerinde, müminlere bu çıkmaz yola hiç girmemeyi yumuşak başlılıktan ayrılmamayı tavsiye eder.

Dolayısıyla ‘’insan psikolojisinin belki de hakimi olan bu duygunun ayırımı olmaması gerekiyor’’ diyerek araştırmak istedim, bu özel “sloganı…”

Sloganın öyküsü de en az kendisi kadar ilgi çekici; bilbord ‘’öfkeni yen’’ olarak hazırlanmış kurum tarafından ve  ‘’ erkeksen’’ kelimesi de bir vatandaş      ( ki tahmin ettiğiniz gibi bir erkek ) tarafından spreyle yazılmış ve öylece kalmış...

Üzüldüğüm nokta, bu slogan bir çok kişinin canını sıkmış olacak ki, konuyu tamamen başka yerlere saptırıp içeriğini araştırmadan işlerine geldiği şekilde çok farklı yerlere taşımış ve sunmuşlar...

Aklı bu noktada devreye sokup neyin yanlış, neyin doğru olduğunu idrak edebilmeli kişi diye düşünüyorum..

Bu çarpıcı slogan KADEM'e (Kadın Demokrasi Derneği) aitmiş… Bunu öğrenip de kendileriyle konuşmamak olmazdı… Bende öyle yaptım; kalkıp Kübra hanım'la görüşmek üzere KADEM’e gittim…  Söyleşim de sadece bu slogan ve hikayesi yoktu tabi… Dünüyle, bugünüyle, yarınıyla yapmak istedikleriyle, hayalleri ve düşünceleriyle çok genç ama bir o kadar da köklü bir yapı vardı karşımda…  

KADEM, misyon ,vizyon, eğitim ,kampanya, etkinlik  ve faaliyetleriyle başarıya imza atan bir kurum. Özellikle 8 mart dünya kadınlar gününde kurulması ile ülkemizdeki mevcut siyasal, sosyal ve ekonomik düzenin gelişimine katkı sağlamak amacıyla kadınlarımızın birikimlerini, yeteneklerini verimli olarak kullanabilecekleri uygun zemini hazırlıyor. Kadınların aile içinde, ekonomik, sosyal ve kültürel hayatta üretken bireyler olmalarını destekleyen, sağlık, hukuk, çevre, sanat, spor, medya, ahlaki değerler gibi her konuyu çalışma sahası içerisinde kabul ediyor…

Cinsiyet ayrımı yapmadan herkese karşı her türlü şiddetle mücadele etmesi daha çok dikkatimi çeken misyonu oldu…

Özetlemek gerekirse KADEM ‘ Genelde insan hakları, özelde kadın haklarından hareketle, kadının erkeği, erkeği kadının tamamladığı cinsiyet adaletine inanan, geçmişin tek tip kadın anlayışına karşı farklılıkların kadını ve demokrasiyi zenginleştirdiğini benimseyen, ailenin birlikteliğini önceleyen, kadın ve erkeğin mevcut fırsatlara ve olanaklara eşit oranda sahip olması gerektiğini savunan, demokratik mekanizmaları kullanarak; siyasal, sosyal, ekonomik sürdürülebilir kalkınmada kadının temsil oranını artırmayı hedefleyen, bir sivil toplum kuruluşudur…

Bu bilgileri öğrendiğimde, kurumun insanlığa hitap eden hizmetlerini takdire şâyân buldum ve paylaşmak istedim.  Sadece kadınların değil, cinsiyet ayrımı olmaksızın herkesin desteklemesi taraftarıyım…

Duyarlı  her vatandaşın bu tür girişimleri en üst seviyede desteklemesi ümidiyle.. Selam ve duâ ile…