12 Nisan 2019 Dönüşüm Çin’de de olsa gidip alın başlıklı yazımda 2013 yılında yapılmaya başlanan tren güzergâhları ile Çin’in Avrupa’ya açılması ve ticaret hacmini artırmasından bahsetmiştim.
Elektronik aksam taşıyan, 42 adet 76 metreküp yükleme hacmine sahip konteyner yüklü vagondan oluşan tren Kars üzerinden Türkiye’ye giriş yaptı.
Yaklaşık 850 metre uzunluğundaki China Railway Ekspress, 6 Kasım’da saat 14.30’da Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan tarafından karşılandı. ‘Tek Kuşak Tek Yol’ projesi kapsamında tarihi Ankara Garı'nda düzenlenen karşılama törenine, Çin ve bölge ülkelerin yetkilileri de katıldı.
Konuşmaların ardından çalınan çanla birlikte gara giren yük treni, daha sonra protokol tarafından uğurlandı.
Törende ayrıca söz konusu ülkeler arasında China Railway Ekspress’in ‘Trans-Hazar güzergâhının kalite gelişimi desteklenerek yeniden oluşturulmasına’ yönelik protokol de imzalandı.
Projenin kara ayağını oluşturan İpek Yolu Ekonomi Kuşağı, Çin'den başlayarak, Kazakistan, Moğolistan, Rusya ve İran üzerinden Avrupa'ya ulaşacak. Bu noktada hat üzerinde kara ve demiryolu bağlantıları inşa edilirken, bölge ülkeleri ile ticareti artırıcı ve kolaylaştırıcı yatırımlar gerçekleştiriliyor. Bu girişimlerle hem diğer devletlerin, hem de Çin'in az gelişmiş iç bölgelerinin kalkınmasına katkı sağlanması hedefleniyor.
Projenin deniz hattını oluşturan 21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu ise Çin'in Pakistan üzerinde inşa ettiği demiryolu ağlarına entegre edilerek, Umman Denizi ve Bengal Körfezi'ne açılan limanların bulunduğu yeni bir deniz ağı ortaya çıkaracak. Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru olarak anılan bu hat, özellikle Pakistan ekonomisi için can suyu niteliğinde. Söz konusu koridor sayesinde, Malaka Boğazı'na alternatif bir yol elde eden Çin'in arz ve tedarik güvenliğini artırması bekleniyor.
Bununla birlikte projeler tamamlandığında Asya'yı Avrupa'ya bağlayan kara hattı, deniz ağı ile Afrika'yı da içine alarak kıtaları birleştirmiş olacak. Aynı zamanda tarihi İpek Yolu'na atıfta bulunan Pekin yönetimi, küresel alanda olumlu bir imaj oluşturmak adına hedeflenen iletişim ve ulaşım projelerini "İpek Yolu" ismiyle tanıtıyor.
Bu bağlamda adı geçen projeler, "Demir İpek Yolu", "Kara İpek Yolu", "Deniz İpek Yolu", "Hava İpek Yolu" ve "Dijital İpek Yolu" olarak anılıyor.
Batıya göç edenlerin sayısı neden artıyor?
Cumhurbaşkanlığı 2020 Programı'nda açıklanan verilere göre, 2018'de yurtdışına göç eden vatandaş sayısı, bir önceki yıla göre %20 artarak, 137 bin kişi oldu. Bunların %30'unu İstanbul'dan gidenler oluşturuyor. Yunanistan'da 25 bin, Makedonya'da 12 bin, Karadağ'da ise 2 bin yerleşik Türkiye vatandaşı olduğu belirlendi.
Özellikle varlıklı kesim, Yunan Adaları'nda, Karadağ'da, Makedonya'da, Portekiz'de gayrimenkul satın alıp, yatırım yaparak o ülkenin vatandaşı oluyor ve ülkesini terk ediyor.
Yurtdışında 6.5 milyon Türkiyeli bulunuyor. Türkiye'deki göçmen sayısı ise 5 milyonu geçti ve Suriyelilerin sayısı 3 milyon 700 bin kişiye ulaştı. Bunlardan sadece 63 bini kamplarda, geri kalanı ise illerde yaşıyor. Suriyeli kadınların doğurganlık hızının, kişi başına 5.3 çocuk olduğu da belirlendi.
Sonuç olarak;
Beklentiyi değiştirmez isek kaçırdığımız sadece tren olmaz, birçok tren olur.
Ekonomide özellikle hem yüksek enflasyon hem de durgunluk veya küçülme söz konusuysa hem enflasyonu düşürmek hem de büyümeyi yükseltmek gerekecek demektir.
Bu birbiriyle çelişen iki hedefe birlikte ulaşabilmenin tek yolu beklentileri olumlu yönde değiştirmekten geçer.
İnsanların gelecek hakkında olumsuz beklentiler içinde olmaları yatırım yapmalarını, çalışmalarını, üretmelerini gelecekle ilgili her türlü kararlarını olumsuz etkiler.
Bu beklentileri olumlu hale getirmeden birbiriyle çelişen makroekonomik hedefleri birlikte çözmek mümkün değildir.
Beklentileri olumlu hale getirebilmenin yolu insanlara gelecekte neler olacağını, bütün ayrıntılarıyla anlatan programlar açıklamaktan geçiyor.
Bu programlarda belirli bir hedef yılı konulması ve oradan bugüne doğru geri gelinerek her yıl, her ay, hatta her hafta neler yapılacağının ayrıntılı olarak belirtilmesi şart görünüyor.
Hatta bu bile yeterli değil programın inandırıcı olabilmesi için edilen eylemlerin bazılarının program yürürlüğe girmeden önce başlatılması gerekiyor.