Sistemin test aşamasına geldiğini belirten DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Sistem, kırılan faydan gelen sinyali, depremin sarsıntısı bize gelmeden önce bildirmiş olacak. Bu sismik kaynaktan uzaklığı göre bazen 10 saniye, bazen 20 saniye önceden olabilir" dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezinin 2 yıl önce çalışmalarına başladığı DEUSİS projesinde üniversitenin jeoloji, jeofizik, inşaat, bilgisayar ve elektronik mühendisliğinden akademisyenler birlikte çalıştı. Test aşamasına gelen sistem, şubat ayı sonunda test aşamasına girecek. Akademisyenler 6 ay boyunca 12 farklı noktada 24 saat boyunca yerin altını dinleyecek. DEUSİS, yerin altındaki fay kırıldığı anda sarsıntı henüz hissedilmeden önce uyarıda bulunacak. Uyarı, sismik kaynaktan uzaklığı göre 10, 15 ya da 20 saniye öncesinden ulaşmış olacak.
"6 ay boyunca 24 saat yeri dinleyeceğiz"
Hem bir sistemi geliştirip hem de yazılımını oluşturmaya çalıştıklarını kaydeden DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Dünya ölçeğinde farklı ülkelerin geliştirdiği çeşitli aletler var ama biz Dokuz Eylül olarak yerli bir ürün geliştirmek istiyoruz. Test aşamasına geldik. Depremin hareketini ölçen üç cihazı birlikte kullanıyoruz. Yerin altında bir deprem olduğu anda bunu algılayan cihaz, bize bir sinyalle bilgi veriyor. Biz bu sinyali bir yazılımla sayısal parametreye dönüştürdük. Bundan sonra da sistemin işletmesine geçeceğiz. 6 aylık deneme sürecinde 12 farklı noktada sistemi kuracağız ve sistem bize anlık veri sağlayacak. Yani 6 ay boyunca 24 saat yeri dinleyeceğiz" ifadelerini kullandı.
"AFAD ile protokol imzaladık"
Sistemde verilecek eşik değeri kendilerinin belirlediğini söyleyen Sözbilir, "Örneğin 5 ve üzeri büyüklükte deprem olursa bizi uyarmasını sağlayacağız. Kırılacak olan faydan gelecek sinyali, depremin sarsıntısı bize gelmeden önce bildirmiş olacak. Bu sismik kaynaktan uzaklığı göre bazen 10 saniye, bazen 20 saniye önceden olabilir. O sinyal geldiği anda örneğin metrodaki elektriği keseceğiz, doğalgazı keseceğiz, fabrikalardaki elektriği keseceğiz. Böylece deprem bizi salladığında hem deprem sırasındaki zarar azalacak hem de deprem sonrası çıkacak yangınlar önlenecek. Biz mekanizmayı geliştirdik ve AFAD ile bir protokol imzaladık. Bu protokol ile biz bilgiyi anında AFAD'a bildireceğiz, AFAD da bunu halka ya da kurumlara dağıtabilecek. Halk nezdinde bu uyarı telefonlara gelebilir, yani bir iletişim ağı ile birlikte işleyecek. Biz sadece sistemi oluşturacağız ve 6 ay sonra gerçek zamanlı şekilde İzmir'de çalışır hale gelecek" bilgisini verdi.
"Hedefimiz, ne zaman deprem olacağını bilebilmek"
Geliştirilen sistemin deprem olduktan sonra geliştirilen bir sensör sistemi olduğunu vurgulayan Sözbilir, "Bizim hedefimiz, deprem olmadan önceki depremin verilerini kullanarak ne zaman deprem olacağını bilebilmek. Dünyadaki bütün bilim insanları bunun için çabalıyor. Nasıl hava durumunu 15 gün önceden bilebiliyorsak inanıyorum ki ileride deprem olmadan 15 gün önce yazılım geliştirilerek nerede kaç büyüklüğünde deprem beklendiği söylenecek. Bunu yapmak gücümüz var. Çünkü biliyoruz ki deprem olmadan önce hem yerde hem suda hem de havada belli değişimler gerçekleşiyor. Bu değişimlerin hepsini ölçen bir sensör sistemi geliştirebiliriz. Aslında son hedefimiz, depremden önce depremin geleceğini bilmek. Bunun için de çalışmalarımız olacak. Ancak bu sistem, deprem olduğu anda bize gelmeden önce depremi algılamayı kapsıyor. Deprem yerin 10 kilometre altında olduğu anda biz daha sarsılmadan cihaz bunu algılıyor. Onu algıladıktan sonra sinyali verdiği anda biz onu bilgisayar ortamında sayısal parametreye dönüştürüyoruz. O depremin büyüklüğünü önceden biliyoruz. Bunu bir iki saniye içerisinde çözüyoruz" dedi.
İzmir için geliştirildi
İzmir için geliştirilen sistemin 100 kilometre uzaklıktaki bir fay kırıldığında algılayabildiğini sözlerine ekleyen Sözbilir, "Biz bunu İzmir için yapıyoruz ama sismik değeri yüksek olan her il için kullanılabilir. Türkiye'de sadece İstanbul'da deprem erken uyarı sistemi var. Marmara Denizi'ndeki bir fay kırılırsa görülecek zarar üzerinden çalışma yürütülüyor. Fay ile İstanbul arasındaki mesafe kısa olduğu için yaklaşık 8-9 saniye bir vakit olacak" diye konuştu.
Sistemin geliştirilmesinde Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Prof. Dr. Recep Alp Kut, Prof. Dr. Özgür Özçelik, Prof. Dr. Doğan Kalafat, Prof. Dr. Ali Pınar, Dr. Öğr. Üyesi Özgür Tamer, Doç. Dr. Mehmet Utku, Dr. Öğr. Üyesi Yunus Doğan, Dr. Öğr. Üyesi Reyat Yılmaz, Öğr. Gör. Dr. Özkan Cevdet Özdağ, Arş. Gör. Dr. Mustafa Softa, Öğr. Gör. Semih Eski, Dr. Recep Çakır ve lisans öğrencisi Kübra Sağır yer aldı.