Pendik'te trafikte yol verme kavgası nedeniyle hamile kadın ve eşine dehşeti yaşatan Seydioğlu Baklavaları'nın sahibi Hasan, Hüseyin Sel, tutuklama talebiyle geçtiğimiz günlerde gözaltına alındı.
Bu giriş hep tanıdık değil mi? Hatta unutuldu bile! Ülke de neredeyse hergün yaşanan şiddet olaylarına açlığımız yaşanan durumun bir yenisi olana kadar unutulup gidiyor!
İsimler farklı fakat olaylar neredeyse aynı. Şiddet!
Bireylerin olaylar karşısındaki refleksi, töleranssız şiddet! Sosyal medyanın gücüyle bu olay o hafta biraz daha tepkili karşılandı.
Trafikte bu şiddeti sergileyenlerin neredeyse hepsinin belinde silah. Sosyal medya hesaplarında ise bol-bol Türk bayrağı vatan, millet, Sakarya!...
Milli ve manevi değerlerin neresinde yazar bu davranış!
Genellemek doğru olmaz ama toplumun geneli vatan, millet, Sakarya diyerek birbirine kıyar hale geldi! Mitinglerdeki siyasilerin sesli iletilerini "Trafikte yol vermeyeni, kadın, kız, hamile, genç, yaşlı" demeden 'ez oğlum' anlamında algılandığı için sonuç yine sosyal bir hüsran.
Bu haberler normal olarak alıştırıldı, kabul gördü. Girişteki olayın benzerleri Konya'da da neredeyse hergün yaşanıyor. Sonra unutuluyor.
Bu olaylara karışan insanların sosyal statüleri de aslında baya garip. Trafikte, sokakta, topluluklarda olay çıkaranların hepsi ipsiz sapsız değil… Bir bakıyorsunuz koca koca esnaf, nüfuz sahibi insanlar falan…
İstanbul'da yaşanan o magandalığı yapan esnaflar sizi şaşırtmadı mı? Parası var, pulu var, derdi yok ama gücü çok. Had hudut bilmiyor…
Ahilik kültüründen bir haber esnafın sosyal olaylar karşısında "ben esnafım, param da var herkesi ezer geçerim" mantalitesinde olması, kadim kültürümüzün ne kadar da dejenere olduğunun bir göstergesi değil mi sizce de?
Ahilik temel olarak şu maddeyi esas alır. Ahi 'kardeşim' demektir. Türk esnafı güzel ahlaklı, sabırlı ve sevecendir. Bunlar nerenin esnafı, bu nasıl 'Müslümanlık, Türklük! Bir kadına hele-hele hamile bir kadına haklı veya haksız dahi olsan bu şekilde şiddet uygulamak hangi ahlaka, hangi kültüre, hangi medeniyete dayanır?
İş dönüyor, dolaşıyor 'Ceza Kanunu'na' geliyor. Bizi hiç bir zaman almayacaları Avrupa Birliği standarlarının ne işe yaradığını, toplumun olaylar karşısındaki reflekslerini gözlemleyerek görebilirsiniz. Hayvana şiddet, kadına şiddet, boşanmalar… Hepsi bilerek ve isteyerek Türk toplumunun yapısını itibarsızlaştırmaya ve bozmaya yöneliktir.
Sonra boğazda nargile tüttürürken; vatan, millet kurtaran ağabeyler, amcalar, 'Yav üstadım, toplum giderek yozlaştı' derken, kendilerinin de bu toplumun bir yapı taşı olduklarını unutuyorlar.
Türk aile yapısı için önemli çok hassas yasaları onaylanmasının felaketlerini hep birlikte yaşıyoruz!
Sonra Avrupa Birliği için esnetilmiş yasalar neyi etkiliyor? Türk Aile yapısını. İnsanların olaylar karşısında tutumunu ve sonrasında altı-üstü bir tatlıcıyı da etkiliyor!
AB’nin bozuk aile yapısı, sunni kültürü, olmayan değerleri, bizim kültürümüzün altında ezilmesi gerekirken, toplumsal bir tahakküm oluşturmaya çalışıyor.
AB gömleği bize dar geliyor gardaşım.