Ak Parti’nin adayları sahada vatandaşla konuştuğu zaman, hükümetin yaptığı ve yapmayı planladığı icraatlerden bahsediyor. Peki yakım, yıkım, yok ediş vaatlerinde bulunan bazı partilerin vekilleri halka neyi anlatıyor merak ediyorum doğrusu.
Allah korusun da savaşa girip yenilseydik, düşman bizden neyi talep ederdi sizce?
A- Kanal İstanbul durdurulacak.
B- Külliye yıkılacak.
C- Nükleer santraller durdurulacak
D- FETÖ’cüler serbest bırakılacak.
E- 3. Havalimanı yıkılacak.
Evet, savaş çıksa düşmanlarımız bunların tümünü isterdi. Ne yazık ki muhalefet partilerimiz de bunları istiyor…
Son 5-6 yıldır bol keseden atma modası başladı bir de. Süleyman Demirel dönemindeki siyasi mitingleri yeniden izler gibi oluyorum.
“O ne veriyorsa ben iki katını veriyorum” tonlarında konuşmalar, bol keseden atıyorlar falan.
Daha önce çok yalan söyleyen siyasetçi oldu fakat halkın bu kadar aptal yerine konulduğu bir seçim dönemi olmadı neredeyse.
“Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısını sadece Müslüman kimliği ile açıklamaya çalışmaktan öteye gidemeyenler, “Halk dindar adamı mı seviyor, o zaman camiye gidelim” algısıyla, hatta “Ben de 50 kere namaz kılmıştım” cümlesini kuracak kadar basit bir politika güdebiliyorlar.
Utanmasalar “Benim dedem de hacıydı” klasik yaklaşımına sarılacaklar.
Bizim salak olduğumuza ve hemen kanacağımıza o kadar inanmışlar ki, çok komik görünüyorlar.
Hadi bunları da geçtim, seçimleri kazanmak için; yakmak, yıkmak ve yok etmek üzerine vaatler kurgulayan siyasetçilerin, seçmenden oy alabileceğini düşünmesine şaşıyorum doğrusu.
Konya’da bu vaatlerle çalışma yapamazsınız mesela. Yok arkadaş, ben yaparım diyenlere işte Konya, işte arşın, hadi bakalım denemesi bedava.
Konyalılar boy ölçüsü almayı çok iyi bilirler, benden söylemesi.
Hatta inanmazsanız Abdullatif Şener’e sorabilirsiniz. Anlatsın size gittiği her yerde, boyunun ölçüsünü nasıl aldıklarını…
Hadim Belediye Başkanı Ahmet Hadimioğlu’nun “Hadim Eğiste Viyadüğü” ile ilgili paylaşımını görmüşsünüzdür belki. O devasa yatırım yükseliyor, gurur veriyor. Başkan Hadimioğlu, böyle devasa bir projenin kendi memleketinde yükseldiğini gördükçe kim bilir ne kadar gurur duyuyordur.
42 ila 166 metrelik 8 orta ayak üzerinde inşa edilen Eğiste Viyadüğü'nün toplam maliyeti 220 milyon lira. Projenin tamamlanmasıyla Konya-Alanya arası 2 saate iniyor. Bin 372 metre uzunluğunda olacak viyadük hem Konyamız hem de ülkemiz adına umut vadeden büyük bir yatırım.
Hani yakıp, yıkacaklarmış ya, Abdullaltif Şener şimdi Hadim’e gidip “Seçilirsek eğer, 25 Haziran'da inşaatı durduracağız, yapılan direkleri sökeceğiz, Türkiye'nin en yüksek ve dünyanın da ikinci yüksek (1372 metre uzunluğundaki) Hadim Eğiste Viyadüğü’nü yıkacağız” dese…
Hadimliler’den alacağı cevap belli aslında…
Yok canım, daha neler. Böyle mantıksız bir cümle mi olur demeyin!
Adamlar ciddi ciddi bu şekilde propaganda yapıp oy toplamaya çalışıyorlar.
Aklı başında bir vatandaş bu propagandaya prim vermez, Konyalıların ise bu propagandaya vereceği cevap belli…
Konyalılar sorar adama; ”O direkleri sökünce ne yapacaksınız acaba?”
Kısacası bu propaganda Konyalıya sökmez.
13 Mayıs 2017'de YHT'ye binerek Ankara'dan İzmit'e gitmiş ama Yüksek Hızlı Tren için "Hızlı trenler bizi güçlendirmez" diyerek hor görmüş olan Temel Karamollaoğlu, geçtiğimiz günlerde de Sivas’ta Hızlı Trenlere çakmıştı ya hani. Hızlı Trenler göçü hızlandırıyormuş. Aklıma geldi birden.
Diyelim ki 25 Haziran’da bu yakım, yıkım ve yok ediş ekibi kazandı, bunların Konya için vadedecekleri şeyler belli aslında…
“Hızlı Tren sizin neyinize be Konyalılar, hayırdır göçecek misiniz?”
Tek şerit yol neyinize yetmiyor, babanızın evinde bölünmüş yol mu vardı sanki.
Millet Bahçesi, Şehir Meydanı, Ecdat Parkı da neymiş, biz o arazileri verecek bir ülke düşmanı vakıf, dernek buluruz.
Çok ararsınız o cillop gibi yolları, otel gibi hastaneleri.
Bir de Şehir Hastanesi yapacaklarmış, bak bak bak…