Türkiye’de biliyorsunuz son 150 yıldır çok büyük İslami Hareketler olmuştur, bunlar sadece ülkemizde şeytan çağında, ahir zamanda dinimizin özüne uygun şekilde kalmasını sağlamamış, aynı zamanda dirayetli, yiğit, mücahit Müslümanlar yetişmesine vesile olmuştur…
Bu akımlar sadece ülkemizin insanını değil bütün Dünya Müslümanlarını etkilemişlerdir…
Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Mehmet Zahit Kotku, Mahmut Sami Ramazan Oğlu, Hacıveyiszâde Mustafa Sabri Kurucu, Yahyalılı Gönül Sultanı Hacı Hasan Efendi, Esad-ı Erbil Efendi, Mehmet Akif Ersoy, Süleyman Hilmi Tunahan, Said Nursi, Necip Fazıl Kısakürek…
Ve diğerleri…
Hepsi birer Şaman (gece zifiri karanlıkta yol gösteren önder) hepsi birer meşale, birer pınar, birer çınar…
Filizlendirmişler Ahir Zamanda İslam Nurunu ve Şükür Elhamdülillah bütün eksiklerine rağmen müthiş nesiller yetişmiş, yetişiyor da…
Bu isimler pak, bu isimler temiz, bu isimler, zorluklar içinde zindana, açlığa, itmeye kalkmaya rağmen Allah demişler ve başka bir şey dememişler…
Ömürleri bu kutlu yola mücahitlik yapmakla geçmiş…
Bu yazımda bu isimlerden birisi olan Said Nursi ile şu anda ihanet sarmalının lideri olan zat arasında biraz kıyaslar yapmak istiyorum…
Bunu özellikle İslam’a hizmet sadediyle bu adama inanan ve bu adamın peşinden giden, bu yolda samimi bir şekilde hizmet etmeye çalışan, karz-ı hasen (infak) yapan kardeşlerim için yapıyorum…
Şunu da söyleyeyim, ben de ABD’deki ihanet sarmalının başı olan adama inanırdım, vaazlarını dinlerdim…
Ama adam bizi kandırmış…
Bakın şöyle bir kıyas yapalım;
Said Nursi hiçbir zaman Yahudi ve Hıristiyanlarla işbirliği yapmadı,
Bu adam hem de Müslümanları satma pahasına yaptı…
Said Nursi bütün Müslümanların kardeş olduğuna inanır ve onun için İslam Birliğini savunurdu, buna Şam Hutbesi çok güzel bir örnektir…
Ama bu adam Müslümanları hiç sevmedi, Konya’da bile bu adamların kurumları Sivil Toplum Kuruluşları Platformunda yer almıyor.
Said Nursi zalimin karşısında durur ve zalime bütün gücüyle karşı çıkar, zalimle işbirliği yapmaz ve Allah için zalimi sevmezdi.
Ama bu adam zalimi çok seviyor, bu ülkenin yıllarca kanını emen sermaye gruplarıyla, siyonistlerle işbirliğine gidiyor ve zalime karşı çıkan Müslümanları da hiç sevmiyor.
Said Nursi siyaset yapmaz, politikaya karışmaz, İslam Dinini her şeyin üzerinde görür ve hiç kimseyle siyasi ya da politik mülahazalara girmezdi.
Bu adam hem Erbakan Hocamın döneminde kendini Müslümanları temsil eden siyasi grup gibi dünyaya lanse etmeye çalışmıştır ve hem de kendisine güvenen, devlet yönetimini paylaşan Recep Tayyip Erdoğan’la iktidar mücadelesine girişmiş, ülkemizi siyonistlerin, neoconların isteği doğrultusunda dizayn etmeye çalışmıştır…
Dava İslam davası değil, dava iktidar, para, hırs davasına dönüşmüş, ihanette dahil olmak üzere her türlü takla atılır hale gelmiş, cemaat papaz vakıflarına yardımda dahil olmak üzere her türlü çirkefin içinde girmekte hiçbir beis görmemiştir…
Said Nursi vatanına bağlıydı, kesinlikle bu topraklara ihanet etmezdi…
Bu adam bu ülkeye ihanet etmekte hiçbir beis görmemiş, Milli İstihbarat Teşkilatının dünyaya rezil olması pahasına bu milletin hayır paralarıyla yetişen insanları bu ülkeye ihanet için çok rahat bir şekilde kullanmıştır…
Fark açık…
Dert Allah Rızası değil kardeşlerim, bunu görmek zorundayız, bu adam bu ülkemize, topraklarımıza, kendisine inanan Müslümanlara ihanet etti.
Hesabını Allah görür, bizim işimiz hesap sormak değil, biz sadece şunu ifade ediyoruz, bu adam O ADAM değil…
Allah doğruyu görmeyi hepimize nasip etsin…
Amin…