Devletler, sırları ve serleriyle büyüktür. Büyük devletler, devlet adamlarıyla milletlerini de büyütürler mütemâdiyen.
Türk milleti, dünyada en çok devlet kurmuş olan milletlerden biridir ve kurulan devletlerin çokluğunu, millete önderlik eden insanların çokluğunda aramak gerekir.
Bir millet için devlet adamlarının çokluğu, o millete Allah’ın en büyük lütuflarından biridir. Türk milleti de, o lütuftan nasibini almış milletlerden biridir.
Sadece bu topraklarda bile en az bin yıllık geçmişi olan bu millet, buralara gelinceye kadar bir bin yılı daha geride bırakmıştır.
Hulâsa, milleti millet yapan geçmişidir. Bu milletin geçmişinde nice bin yıllar geçmiştir.
Osmanlı’nın temeli, bir harpte zayıftan yana tavır sergilemekle atıldı. Ertuğrul Gazi Anadolu’da batıya doğru ilerlerken önüne iki ordu çıktı. Tarafları bilmiyordu ama “zayıftan yana durmak kahramanlıktır” dedi ve harbin rengi değişti. Harpte zayıf olan Alâeddin Keykubad idi, güçlü olan ise Tatar Moğol hükümdarıydı. Savaşı Alâeddin Keykubad kazandı ve Ertuğrul Gazi’nin yardımını karşılıksız bırakmadı. Domaniç ve Ermeni dağlarını yaylak, Söğüt’ü de kışlak olarak Ertuğrul Gazi’ye verdi ve zayıftan yana olan bir merhamet çınarının filizleri böylece atılmış oldu.
Bu milletin fıtratında olan merhamet ve zayıftan yana olma duygusu, günümüzde Türkiye’mizi bir kurtuluşun tek çaresi olan devlet konumuna getirdi.
Gazze’nin gazâsı, Suriyelinin sızısı, Doğu Türkistan’ın sessiz çığlığı, Myanmar’ın, Arakan’ın, Somali’nin feryatları Türkiye’de karşılık buldu.
Masum yüreklerin sessiz çığlığını, kalbinin en ücra köşelerinde haykırışa dönüştüren bu millet, bu Devlet’in sahibidir ve iyi ki varsın Türkiyem.
Bu topraklar, her dönemde liderleri bağrından çıkarmış ve bu milleti ümitsiz bırakmamıştır. Bu millet de mazlumları ümitsiz bırakmamıştır.
Seçtiği liderleriyle masumlara ses, dara düşmüşlere nefes olmuştur.
Allah, bu milletin liderinin gayretini gâyesine hizmetkâr kılmıştır ve masum gönüller bu lideri bağrına basmaya devam edecektir.
Dünyayı fellik fellik dolaşan, dolaştığı topraklara bu milletin merhamet filizlerini eken, masum yüreklerde bu sevdayı büyüten ve dünyanın bu milletten haberdar olmasını sağlayan liderine vefa, vatan evlâdının en birinci vazifesidir.
Bu milletin kaderini uçurumun kenarına getiren, Devlet’in sırlarını el âleme pazarlayan sinsi bir yapıdan kurtaran liderine vefa, vazifelerin en güzelidir.
Vatan evlâdının, ekmek diye yola çıkan ama bu milleti ekmeğinden edecek insanlara dikkat etmesi gerekiyor.
Vazifeyi ifaya şurada iki gün kaldı.
Vatan evlâdına yapılan en büyük iyiliklerden birisi, liderini bizzat kendisinin seçmesidir. Vatan evlâdının da ilk sorumluluğu liderine sahip çıkmasıdır.
Her bir vatan evlâdı, vazifeyi ifada ihmâle düşmemeli ve vazifesini hafife almamalıdır.
Önümüzdeki seçimlerde, bize dayatılana değil, dayandığım ve güvendiğim bir lidere oyumu kullanacağım.
Talebim, milletvekili seçimlerinde de, seçeceğim insanı ya da insanları bizzat kendimin belirlemesidir.
Nefsine mahkûm olanlara değil nefesine hâkim olanlara, nüfûzu olanlara değil nefesi olanlara oy vermek en büyük temennimiz olsun.
Adâlete, iyiliğe, kanaatkârlığa, diğergamlığa, hitâbete, cemiyet insanı olmaya, paranın kıymetsizliğini öğrenmeye ve vatanperverliğe nefesi olanlara…
Duânızı eksik etmeyin efendim.