İçişleri Bakanlığı geçtiğimiz hafta sonu 31 ilde 2 gün sürecek sokağa çıkma yasağı ilan etti.
Bu yasak sonrası halk sokağa dökülüp sözde ihtiyaçlarını gidermeye çalıştı.
Marketlere akın eden vatandaşların aldıkları ürünler sosyal medyada gündem oldu.
Değişik anlara şahit olduk.
Enteresan olan nokta kimsenin anlam veremediği sokağa dökülenlerin, sanki hiç tanıdık değil gibi garipsenmesi…
Aslında hemen herkesin evinde o akşam bir tedirginlik yaşandı ve dışarıya çıkıldı, bu olayı olgun karşılayıp evinde oturanlar bir elin parmaklarını geçmez eminim.
Ve bunun sebebi bence evde olmayan ihtiyaçları karşılamak değildi.
Kısıtlanma korkusunun vermiş olduğu bir dışavurumdu.
Bir kısım gerçekten açıklamanın verdiği kısıtlılıkla sabah uyanınca alacakları ekmeği almaya gitti ama hepsi bunun için çıkmadı.
Özellikle petrollerdeki ve bankamatiklerdeki kalabalık anlam verilemeyecek bir derecedeydi.
Kimisi de sadece meraktan dışardaydı.
Neden bu fikirdeyim?
İnsanların iki gün yemeden, içmeden durabileceği ürünleri almasından tabi ki…
O fotoğraflar gündeme gelince herkesin aklına neden sorusu geldi.
Fotoğrafı ilk gördüğümde bende güldüm ama yine o akşam yapılan bir röportajda muhabirin neden dışarı çıktınız sorusuna “Merak ettim kalabalığı” diyen kişiden sonra anladım ki o gün elinde kola, luppo, pırasa ile görüntülenenlerde sadece meraktan çıkmışlar.
Yine de komik sahnelerin yer aldığı o akşam hiçbir reklam firmasının yapamayacağını vatandaşlar yaptı.
Sevenler bilir, Luppo Şölen markasının sandviç kekidir. Bazı tüketiciler tarafından Ülker Halley yerine tercih edilir.
Ve o gün twitter taglerine girecek kadar konuşuldu.
Tabi aklıma okuduğum bir kitap sebebi ile bu konuda başka varyasyonlarda geldi.
Eğer okuduysanız Murat Menteş’in “Dublörün Dilemması” kitabında bir bölüm vardı. Bilmeyenler için bahsedeyim.
Kitap birkaç bölümle bir olay işliyor, o bölümlerden birisi ajans hizmeti veren “Şant-Ajans…”
Kitapta büyük firmaların rakiplerine yönelik yaptırdığı çalışmalarda aynı ürünleri üreten firmanın ürünlerini karalama yapacak bir ekip oluşturuyorlar.
Belli bir süre ülkenin farklı yerlerinde rakip ürün bir şekilde kötü lanse ediliyor ve piyasadan siliniyor.
Burada tabi ki iki firma arası böyle bir durum yaşanmadı ama vatandaş eliyle bu duruma yol açacak güzel bir reklam yapılmış oldu. Adamın Luppo almasına en çok kızanların bile tagleri gördükçe bilinçaltında bir istek uyandı.
Tüm bunlardan sonra Luppo’dan önce davranıp fake hesaplardan yapılan; “Halkımız merak etmesin onları Luppo’ya boğarız” paylaşımları da güldürdü.
Öyle ya da böyle herkesin dilinde günlerdir dönüyor.
Luppo’yu alan kişinin amacı bilinmez bir soru olarak kalsa da, bilinen bir gerçek, halk eliyle yapılan gelmiş geçmiş en kaliteli reklam oldu.
Aslında bu tarz olaylarda firmalar krizi fırsata çevirmeli bence…
Benim firmaya önerim; Luppo ile ilgili “Zor günlerde bile vazgeçemeyeceğiniz lezzet” konulu reklam çalışması yapsa harika olur.