Türkler 751 Talas Savaşı ile ilk kez İslam’la tanışmıştır. Rabbimize hamd olsun o gün bugündür benliğimizi yitirmeden geldik. Hem Türklüğümüzü, kendi öz kültürümüzü kaybetmedik hem de İslam’ı ve de İslam’ın emirlerini gücümüz nispetinde uygulamaya gayret ediyoruz.
İnsanlığın var oluşundan beri her toplum kendi kültürünü oluşturmuştur. Yıllar içinde savaş, ticaret, evlilik vs. sebeplerle kültürel etkileşim ve kültürlerarası alışveriş görülmüş, baskın kültür zayıf kültürü etkilemiştir. Kimileri göz göre göre kimileri de ruhu bile duymadan başka kültürün bir numunesi durumuna gelmiştir.
Günümüze geldiğimizde yüzyıllardır süregelen köklü Türk-İslam kültürümüzün ne yazık ki bir kenara bırakıldığını bunu yanında kendi kültürümüzün aciz gibi gösterilip kökleri bizim yarımız kadar eski olmayan Batı kültürünün dayatmalarına maruz bırakıldığını hissediyoruz. Bunu şu örnekle açıklamak yerinde olur zannediyorum. Belirli günlerde bizim Ramazan ve Kurban Bayramlarımız var. Bunu bizden olmayan Batı dahi biliyor. Bizim insanımız ne yazık ki son yıllarda bayramlarda evlerinde kalıp misafir ağırlamayı yahut büyüklerine ziyarete gidip el öpmeyi tercih etmiyor. Kendi çocukluk bayramlarının tadını unuttuklarından olsa gerek bu heyecanı çocuklarının tatmasına izin vermiyor. Resmi tatili bulan kaçıyor bir yerlere tatile. Ye, iç, eğlen, dinlen. Nasıl olsa dünyaya bir daha gelmeyeceğiz.
Ramazan Bayramı’na ‘şeker bayramı’ diyen, Kurban Bayramı’nı Allah’ın emri değil de cinayet gibi anlatan, restoranlarda et yemeyi seven ama Allah uğruna kesine kurbana toplu hayvan katliamı gözüyle bakar bazı zavallılar. Kadir gecesi -ki ayetle sabit bin yıldan hayırlı en kutsal gecedir- bu geceyi önemsemez, Miraç kandilinden şüphe eder, Mevlit kandilini gündemine bile almaz.
Yine aynı zihniyettekiler resmi bayramlarda da Türk bayrağının dalgalanmasından rahatsız olur. Şanlı zaferlerin anlatıldığı filmleri izlemeye çekinir. Çocuklarına da izlettirmez.
Gelelim yılbaşı saçmalığına. Noel bizim neyimize? Biz Hz. İsa’nın peygamber olduğuna inanırız, onu diğer Peygamberler gibi severiz. Ammenna. Fakat onun Allah’ın oğlu olduğunu düşünen teslis inancına sahip Hristiyanlar gibi yılbaşı ağacı süslemeyiz, mutlu noeller dilemez, birilerini taklit edip hindi yemeyiz biz.
Hz. Peygamber’in (sav) çok güzel bir hadisi var bu konuda: “Kim bir kavme benzemeye çalışırsa o onlardandır.”
Yılbaşı geliyor diye sevinen, evini süsleyen, çocuklarına noel baba saçmalığını anlatan, dürüst bir insan gibi kapıdan gelen değil de hırsız gibi bacadan giren adamın uyduruk hikayesiyle çocukları oyalayan, yılbaşı bileti alıp harama giren aileler merak ediyorum kime benzemek gayretiyle yaşıyorlar.
Noel’in ne olduğunu merak edip araştırdım.
Türkçe’de yanlış olarak yılbaşı kutlamasıyla özdeşleştirilen noel, Latince’de “Tanrı’nın doğum günü” anlamına gelen ve Hz. Îsâ’nın doğum günü kutlamasını ifade eden dies natalis teriminin Fransızca karşılığıdır (noël).
Yeni anlamına gelen “Noio” ve güneş anlamını ihtiva eden “Hel” kelimelerinden oluşan “yeni güneş” anlamına gelmektedir. Bu kelime; Latince’de “Calendas” terimiyle ifade edilen “ilk gün, ayın yeni günü” anlamını da ihtiva etmektedir. Bu terim, Fransızca’da “haber” anlamına gelen “Nouvelle”, İngilizce’de “Mesih’in ayini-Hz. İsa’nın doğum kutlamaları” anlamını taşıyan “Christmas” ile açıklanmaktadır. Almanca’da “kutsanmış gece” anlamına gelen “Weihnachten” kelimesi kullanılır. Doğu Hıristiyanlığında ise Noel yerine “Epifani” terimi kullanılmaktadır (Erbaş,2003:23-24). İsa’nın doğuşunun hatırasına yapılan bir bayram olan Noel IV. Yüzyılda kutlanmaya başlanmıştır. Batıda 25 Aralık’ta, Doğu ve Ermeni Kilisesi’nde 6 Ocak’tadır.
Her bir günün bitişi ile ömür sayfamızdan hesabını vereceğimiz bir yeni gün daha birikmiş oluyor. Yeni bir yıla girince akıllı insan kendini sorguya çeker. Bu yıl Allah için neler yaptım? Kendim adına vatanım adına, dinim adına, insanlık adına ne gibi iyi işler başardım diye sorgular. Hatalarını ve günahlarını düşünür. Kullardan helallik ister. Allaha gözyaşı ve tövbeler içinde gece namazı kılarak yalvarır.
Unutmayalım ki sözcüklerimiz dahi bundan nasibini alır. Bu yüzden yeni yıl bize sağlık getirsin değil; Rabbim 2022’de bize sağlık versin diyelim. Yeni yıl müjdeli haberler getirsin değil; Allah yeni yılda iyi günler yaşayıp iyi günler görmeyi nasip etsin diyelim. Bana verdiği şeyler için hayat yahut eski yıla değil hem verdiği hem vermeyip beni koruduğu her şey için Alemlerin Rabbine teşekkür ederim diyelim. Çocuklarımıza da bu bilinci oluşturalım.