Sürekli bir gelişim ve değişimden söz ediyor yaşam koçları. Yeni hedefler belirliyor devletler daha da büyümek için. İhracat, ithalat, döviz girdisi, turist sayısı, füze rampaları, kazanç oranları, kâr marjları hep artsın istiyor birileri. Daha çok kazanalım daha çok harcayalım…
Dünyanın ve onun sakini olan insanın büyüme ve gelişme hedefleri nerde biter, hangi büyüklük hangi gelişme ile son bulur? Farkındayım, gelişme ve değişim vazgeçilmez bir süreç, ona bir şey dediğimiz yok. Gelişme ve değişimin günümüz dünyasında kapital ile ölçülüyor ve belirleniyor olması hangi vicdani ve insani yaklaşıma fayda sağlayacaktır?
Daha büyümek istiyor devletler, büyüyüp gelişmek istiyorlar. Büyümek ve gelişmek neye göre olacak ve dünya insanları hangi bedelleri ödemiş olacaklar?
Devletler büyüyüp gelişince insanlar rahat edecek mi? Mesela göçmen problemi çözülmüş olacak mı? Küresel ısınmanın olumsuz etkileri tersine bir hareketle yeniden dengeye gelecek mi? Mesela; 2025 yılı için dünyada açlık ve yokluk sınırında olan hiçbir devlet kalmayacak gibi bir hedef bahsedilen büyümelerin içinde yer alıyor mu?
Kapitalizm tüm gelişim ve değişim sürecini sayısal veriler ve paraya dair istatistiklere dayandırdığından beri tablolar, kâr-zarar sonuçları ve ulaşılan hedefler üzerinden büyüyor ya da küçülüyoruz. Para trafiğini kontrol edenler hangi ülkenin nereden nereye kadar büyüyeceğini hesap ediyor ve hatta ilkokul çocuğu gibi karne notu veriyor. Kurulan sistemin insanın huzuru, sağlığı ve refahını bu hedefler arasına koyduğunu söylemin dışında görmedik.
Ekonomi temelli dünya görüşlerinin yine insanın kendisinden neşet ettiğini biliyoruz. İnsanoğlu dünyaya dair yaşamının sonsuz bir haz ve bitmek bilmeyen bir arzu ile şekillenişine aldırış etmedi. İkinci ve üçüncü şahıslar ve hatta dünyanın öteki halkları gelişim ve değişimin paylaşılacağı birileri olmak yerine pay olarak görüldüler. Dünya dışında yeni hayat merkezleri ve yaşam izi arayan insan halen elinde bulundurduğu dünya hayatını adil ve hakkaniyetli olarak yaşamayı becerebilmiş değil.
Ticaret yollarını sürekli kendi lehine dizayn eden kapital sahipleri yeni bir dünya düzeni kurmanın çalışmalarını yaptı ve uygulamaya koydu bile. Büyümenin “kime ve ne kadar faydası olacak” sorusu planı yapanların cevabını vereceği bir sual olarak bekliyor. Görünen o ki yine bazı devletler Dolar üzerinden kâr açıklarken bazı devletler zarar etmeye devam edecek.
Şu an kurulu düzene alternatif bir düzenekten bahsediyoruz. Kapitalist sistemin alternatifi yine ekonomik temeller üzerine kuruluyor. İnsani ve vicdani bir kaygının ne kadar yer aldığını kim biliyor? İnsan daha ne kadar büyür dünyanın bir kenarında başka insanlar küçülmeye devam ederken?