Eşini öldürüp, kızını sakat bıraktı,
Enişte kayınbiraderini öldürdü,
Alkollü sürücü, Belediye Otobüsünü kurşunladı,
Yol verme kavgasında kan aktı…
Konya’nın üçüncü sayfa haberlerinde liste böyle uzayıp gidiyor.
Bu bir haftalık yada birkaç günlük değil. Konya’da bir gün içinde yaşanan asayiş haberlerinin sadece bir kısmı…
…
Havalardan mıdır nedir? dönem dönem yaşanıyor bu. Yani, Konya’da asayiş olaylarında bir artış yaşanıyor görüntüsü... Geçtiğimiz yaz aylarında da bu tip vakıalar bir anda tavan yapmış yada daha doğru bir ifadeyle artış yaşanıyor gibi bir his uyanmıştı tüm şehirde...
Ama bu bir ‘His’ olmanın ötesine geçmedi hiçbir zaman… Üst üste yaşanan kötü olaylar, sanki şehirde üçüncü sayfa haberleri artmış gibi düşündürüyor.
Oysa biz biliyoruz ki gerçek hiçte öyle sanıldığı gibi değil... En azından istatistikler öyle diyor… Bütün yıl bazında baktığınızda yaşanan adli vakaların sayısında herhangi bir artış olmuyor. Ama üst üste yaşanması sanki çok artmış gibi bir hava veriyor.
Korkacak bir şey yok, Konya hala huzur kenti! yani…
Ama artmış gibi görünen/gösterilen olay sayısı Konya’nın imajına zarar veriyor. Bundan daha kötüsü şehirde yaşayanların bu artıştan! duydukları üzüntü/hayal kırıklığı…
Bu sebeple belki de şehir için en önce yapılması gereken şey, kamuoyunun bu noktada aydınlatılması. İstatistiklerin halkın önüne konması…
Keşke aramızda bir ‘Gazeteci’ olsaydı da araştırıp rakamlarla koysaydı ortaya gerçekleri. Bekliyoruz işte! açıklansın diye…
Adli vakaların artmadığını, Konya’nın hala bir huzur kenti olduğunu biz biliyoruz ama vatandaşın tereddütleri var… Dedikoduların ve kulaktan dolma bilgilerin vatandaşın algısını yönetmesine izin verilmemeli…
Bu tereddütleri ortadan kaldırmak çok ta zor olmasa gerek.
Çünkü, ‘Neler oluyor?’ diye soran vatandaşın ‘Hiçbir şey olmuyormuş, yanılmışız’ rahatlığına ihtiyacı var…
...
‘İnsanlık Suçu’ terimine kafam basmıyor bir türlü. Yanlış tercüme kurbanı sanırım.
Aslı; “crime against humanity” imiş. ‘İnsanlığa karşı suç’ Biz insanlık suçu olarak tercüme etmişiz…
İnsanlara karşı işlenen suça niye ‘İnsanlık Suçu’ diyoruz ki?
Hayvanlara karşı işlenen suça ‘Hayvanlık Suçu’ demediğimiz gibi… Hırsızlığın adını ‘Mallık suçu’ koymadığımız gibi…
Suç’un sıfatı ‘İnsanlık’ olabilir mi? ‘İnsanlık’ suç mu bizim dilimizde?
Şimdi Esed’e kızıyoruz ‘İnsanlık Suçu’ işliyor diye.
Sorsa ‘İnsanlık’ suç mu diye? Vereceğimiz yanıt yok…
Katliamlara, Vahşetlere, soykırımlara ‘İnsanlık Suçu’ diyerek hafifletmiyor muyuz?
…
Türkiye’nin izlediği dış politika ‘Batılı ülke’ liderlerinin devrelerini yaktı.
Bir gün Türkiye’yi Osmanlı’ya özenmekle suçlayan, diğer gün Türkiye’ye methiyeler düzüyor.
Bir gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’la karşılaşmanın ne kadar zor olduğunu anlatan Batılı Lider, diğer gün Erdoğan’la karşılaşınca elini öyle bir sıkıyor ki hiç bırakmayacak gibi…
Ben en çok Fransa Cumhurbaşkanı Macron’dan korkuyorum.
Devrelerini yakında yakar mı yakar!