NEFESLER TUTULDU…

Hayrettin Atak

Adaylık sürecinde son viraja girildi artık. Listeler yarın netleşecek ve seçim süreci de hız kazanmış olacak. Çok şey yazılıp çizildi aday adayları ve yaşanan süreç hakkında. Artık son sözü söylemesi için gözler Davutoğlu’nda…

Konya, tüm Türkiye’den bir kat daha fazla renkli ve hareketli günler yaşadı… Bunda en önemli etken de hem aday adaylarının sayısı hem de yüksek nitelikleri… 

Ancak şu da var ki insan hiçbir şeyi ilk günkü şevk, azim ve heyecanıyla, doğası gereği sürdüremiyor sanırım… Bu süreçte de bu fazlasıyla yaşandı. O heyecanı sürekli hissedebilen ve hissettirebilen insanlar zaten “Büyük Liderler” olarak tarihe geçiyorlar…

Aday adaylık sürecinde de bu yaşandı. Son dakikaya kadar heyecanını kaybetmeyen ve çalışmalarını belirli bir plan ve program dahilinde sürdüren birkaç kişi dışında aday adayları teker teker döküldü… Doğal belki bu durum ancak bu isimlerin aday olmaları ve seçilmeleri durumunda nasıl bir yol izleyeceklerinin de fikrini veriyor aslında…

Hizmet heyecanını ve çalışma azmini hiç kaybetmeyecek isimlerin seçilmesi umuduyla…

İyi yada kötü hangi tarafından bakarsanız bakın bu sürecin galibi de Ak Parti oldu. Hangi isimlerin listeye girdiği meselesinden çok 2023 vizyonu için bu çok daha önemli. Ak Parti seçimlerden öte, tüm süreçleri bile önde tamamlıyor. Bu da seçim sonuçları hakkında önemli ipuçları veriyor…

Meselesi şahıslar değil de dava olan herkes için önemli olanda bu sanıyorum…

….

Yıllar önce okuduğum ciddi “istihbarat” anekdotlarından birinde vardı şu yaşanmış, kısa hikaye; Güneydoğu kökenli bir örgüt, uyuşturucu ticaretinde hızlı bir yükseliş göstermiş ve pazara hakim olmaya başlamış. Emniyet, Mit ve Jandarma istihbaratı örgütün farkına varır varmaz işleyemez hale gelsinler diye içeri adam sokmaya başlar. Üç teşkilatın birbirinden haberi yoktur tabi… Örgüt büyüdükçe içeri sokulan adam sayısı artar tabi. Bir taraftan istihbarat akışı devam eder. İçeri alınanlar, tutuklananlar, öldürülenler ve devlete çalışması için ikna edilenler olur… Örgüt öyle bir hal alır ki içende devlet için çalışanlardan başka kimse kalmamış ve uyuşturucu ticareti tamamen istihbarat tarafından idare ediliyordur… Üç istihbaratın birbirinden haberi olmadığı için örgütün aslında bittiğini anlamak biraz vakit alır…  

CHP’nin seçimde kazanmak için olmasa da en azından ufak bir kıpırdama olsun diye olur olmaz kişileri kadrosuna katmaya çalıştığı yönündeki haberleri okuyunca bu anekdot geldi aklıma… Değil ulusalcı kanadı, benim bile midemi bulandıran bu kirli ilişkiler yumağı sonunda yaşanacak şeyde muhtemelen yukarıdaki hikaye gibi olacak… KK ‘en büyük hayalim dediği Başbakanlık koltuğuna hiç değilse dört yıllığına oturmak için’ öyle isimlerle donatacak ki partiyi, bir gün dönüp ardına baktığında da CHP’nin kadrolarından hiçbiri kalmamış olacak… Ulusalcılara duyurulur… Partilerine sahip çıksınlar…  Yoksa ne kadar çok oy alırlarsa alsınlar, seçimin gerçek mağlubu olacaklar…       

….

MHP ile HDP için söylenecek pek bir şey de yok artık. İkisinin de yürüttüğü sessiz, sedasız pasif siyaset bulundukları konuma ve alacakları oy oranına razı bir hava estiriyor… MHP küçük sağ partilerin kendisiyle ittifak kurmak için sarf ettiği yoğun uğraşla, HDP’de kendisine biçtiği İmralı ile Kandil arasındaki “postacılık” göreviyle ne kadar övünse azdır… 

Ülkenin geleceği için yeni politikalar üretmenin kendimizi yormanın ve üzmenin ne gereği var şimdi değil mi?