Türkiye olarak genç nüfusu ile övünen bir ülkeyiz. Her ne kadar nüfusumuz son zamanlarda yaşlanma eğilimi gösterse de Avrupa’nın önde gelen ülkelerine göre hale genç nüfusa sahip bir ülkeyiz. Genç ve dinamik bir nüfusa sahip olmak bir avantaj elbette ancak bu avantaj iyi yönetilmediğinde bir dezavantaja da dönüşebiliyor.
Şöyle ki genç bir nüfusa sahipseniz, bu gençleri şuurlu bir şekilde yetiştirmeniz gerekiyor. Zira bu gençler ülkenin geleceğini şekillendirecek insanlar. Milli ve manevi değerleri olan gençlere her zaman olduğundan daha fazla ihtiyacımız var ancak günümüz gençliğin büyük çoğunluğunun bir ideali ve amacı yok.
Son dönemlerde İmam Hatip Okullarının yaygınlaşması ile birlikte maneviyatı yüksek gençler yetişmeye başladı ancak bu konu üzerinde daha fazla durulması ve yeni çalışmaların yapılması gerekiyor.
Gençler bireyselleşip sadece tüketici bir birey haline geldiklerinden siyasete de doğal olarak mesafeli duruyorlar. Bunda ülkemizdeki siyaset anlayışının büyük payı var. Siyasi liderlerin üsluplarına ve söylemlerine baktıklarında siyasetçileri güvenilmez insanlar olarak görüyorlar.
Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun son dönemdeki belden aşağı açıklamalarından sonra sol görüşlü bir gencin siyasetle ilgilemesi beklenebilir mi?
Bir türlü kongresini yapamayan, farklı mahkemelerce farklı kararlar verilen ve kongre konusu adeta yılan hikayesine dönen MHP’de ülkücü bir genç siyaset hakkında nasıl bir düşünce içinde olur?
HDP hakkında konuşmuyorum bile…
Bu kadar olumsuz örneğin olduğu bir ortamda siyasetçilerin bu olumsuz imajını değiştiren isim ise kesinlikle Ahmet Davutoğlu oldu. Gelişiyle olduğu gibi gidişiyle de Türk siyaset tarihine örnek oldu. Tek kelimesiyle ülkede bir kriz çıkarabilecekken, ülke menfaatlerini düşünerek son derece yapıcı, birlik beraberlik dolu mesajlar verdi. Davutoğlu’nun Başbakanlık görevini bıraktığı konuşması gençler tarafından tekrar tekrar dinlenmeli. Demek ki ahlaklı bir siyasetin de yapılabilmesi mümkünmüş. Davutoğlu bunun yapılabileceğini herkese göstermiş oldu. Türk siyasetinde Davutoğlu gibi yapıcı siyasetçilerin sayısın artması gerekiyor.
Gençlerin siyasete uzak durmalarının bir başka nedeni de partilerin gençlik yapılanmalarından kaynaklanıyor. Partiler gençlik teşkilatlarını ayak işlerini yaptıracakları yapılanmalar olarak görüyorlar. Tamam, gençler partilerin çalışmalarında gençliğin enerjisini ortaya koyarak çalışmalarda en önde yer almalılar ancak gençlere de bir çırak muamelesi yapmak son derece yanlış bir tutum. Gençlere siz geleceğimizsiniz diyorsunuz ancak gerek önemi ve değeri vermiyorsunuz.
Gençler ülkelerin geleceğidir. Geleceğimizin teminatı gençleri ne kadar iyi yetiştirirsek yarınlara daha umutla bakabiliriz. Her alanda olduğu gibi gençlere siyasette daha iyi örnek olarak, onlara daha fazla sorumluluk vererek ve kendilerini değerli hissettirerek siyasette söz sahibi olmalarını sağlamalıyız.