Geçtiğimiz günlerde Strazburg’da AB karma parlamento toplantısına katılan Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun AB karma parlamentosunda sorulara cevap verirken , TBMM vekillerinden biri olan sayın Kürkçünün Karma parlamentonun resmi dili olarak Türkçeyi kabul ettiği bir günde sanki eline tutuşturulmuş bir kağıttan okur gibi İngilizce olarak yönelttiği sorular gündemimize girdi. Ancak sorduğu soruya da ve de başbakanımızın verdiği muhteşem cevabına da değinmeden geçemeyeceğim.
Sayın Kürkçü ‘’Temmuz 2015 tarihinden bu yana Türk silahlı kuvvetleri ile gerillalar arasındaki çatışma yüzlerce insanın ölümüne sebep verdi ve bunların yaklaşık 200’ü çocuk ve kadın ve 2000 kişi de göç ederek yerlerinden ayrılmak durumunda kaldılar, bununla birlikte güvenlik operasyonları esnasında insan haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle soruşturmalar başlatıldı Hükümetinizin bu bölgedeki Kürt sorunu ve Suriye meselesinde savaştan başka bir seçeneğiniz var mı? ‘’ sorusundan daha çok tercih edilen dili İngilizce olarak seçmesi çok manidardır. Peki sayın Kürkçünün sorduğu soru ile değil de ,yabancı dilde İngilizce soru sorması ile neyi amaçladığı üzerine yazmak istedim . Bu soru ile ülkemizin Terörle haklı mücadelesinde masum insanların öldürülmesi bahanesi ile bir yerlere mesaj vermek istemiştir. Bu konuşma dili ile Avrupalıların anlayacağını umut ederek zaten bir türlü kabullenmek istemediği bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve başkanını şikayet etmek istemiştir. Esas vermek istediği mesaj ise AB karma parlamentosunda Türkiye’nin gücünü zayıflatmak ve ülkemize en azından bir kınama veya ambargo gibi yaptırımlara zemin hazırlamak istemektedir. Terörle mücadele de köşeye sıkışan PKK’nın nefes almasını sağlayarak müzakerelerin ve çözüm sürecinin tekrar başlatılması için batıya mesaj vermek isteyerek ve batılı ülkelerin Türkiye’ye PKK ile tekrar masaya oturması için baskı yapmalarını umut etmektedir. Son günlerde muhalif medya, terör örgütü ve batılı devletler hep bir ağızdan çözüm sürecinin tekrar başlatılması için çağrıda bulunmaları da tesadüf değildir. Sayın Kürkçünün unuttuğu detay ise, bundan 15-20 yıl önceki hükümetler gibi dik durmaya çalışsa da ekonomik olarak batıya bağımlı hükümetler olduğunu sanmaktır. Ama zaman değişti , şimdi ekonomisi , Askeri gücü ve siyasi olarak Cumhuriyet tarihinin en güçlü halk desteğini alan bir Başbakan olduğunu unutmuş veya bunu kabullenmek istemiyor. Sorusunu Türkçe yerine İngilizce sormasını Sayın kürkçü sosyal medya hesabından oradaki parlamenterlerin anlaması için İngilizce sordum, diyerek izah etmesi de burada yazdıklarımızı doğrular nitelikte.
Sayın Davutoğlu’nun , Kürkçüye böyle bir mekan ve resmi dilin Türkçe kabul edildiği günde kendisine oy veren Türk ve Kürtler için Türkçe sormasını isterdim ve özgürlük kavramının güvenlik olmadan asla söz konusu olamayacağını Devlet otoritesi yerine Kamu düzenin sağlanmasının ne kadar mühim olduğunu sanki talebelerine ders veren bir hoca edası ile bilge adamlığını bir kez daha konuşturarak , bunu medeniyetin beşiği kabul edilen AB parlamentosunda göstermiştir. Kürkçünün gerilla diyerek meşruiyet kazandırmak istediği PKK teröristlerinin kazdığı çukura akademisyen kimliği ile soruyu soranı adeta gömerek bir kez daha göstermiştir. Sorduğu sorunun cevabı karşısında eriyen sayın Kürkçünün lacivertin değişik renklerini sergilerken oturduğu yerin kendisini ne kadar rahatsız edildiği gözlerimizden kaçmadı. Ne diyelim darısı diğerlerinin başına. SAYGILARIMLA