Öyle değil mi? Sevgiyle nefreti, samimiyetlesahteliği, hasbilikleriyakarlığı, sahtekarlıkla dürüstlüğü, hayalle hakikati, kısaca iyiyle kötüyü maddi planda gözümüze sokan bir görev üstlendi korana virüsü. On gün önce 25 liraya satılan bir dezenfektanı 70 lira yapan materyalist soysuzluğun; market raflarında makarna bırakmayan bencilliğin; nerdeyse gece uykusunu askıya alan bir bakanın çalışmalarındaki fedakarlığı görmeyen nankörlüğün; ikisinin de, insanlık adına ciğeribeş para etmediği halde birbirlerini suçlayan ABD-Çin yöneticilerinintrajedisini yaşıyoruz bir aydır.
’’Maalesef bir hastamı kaybettim. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum’’diyerek dünyada ölen insanlığın yeniden diriliş müjdesini veren Fahrettin Koca’ya bir paragraf açmadan olmaz.
Bu cümlede,89 yaşında ki bir canla aynileşmiş bir canın,arşa uzanansancısı vardır. Bu cümlede, tasavvufi ıstılahtan aşırarak söyleyelim;fena-fi-l hastadan (hastada yok olma)gelen ıstırabın, toplum vicdanını silkeleyen çığlığınsesi vardır. Bu cümlede bir mesleğin bütün çabalara rağmen Allah’ın takdirini aşamayacak olmanın yürek yangını vardır. O’nun çabalarında bütün sağlık personelinin meslek haysiyetini ve statüsünü çarparak katlayan hümaniter anlayışın özgünlüğü vardır. Şahsında da sağlık çalışanlarının hepsini yürek dolusu sevgilerle selamlıyor ve alkışlıyoruz. Allah (C.C)önce onları korusun.
Geçiyoruz.
Ev karantinasına alışmaya başladık. Yazılı ve görsel basın da üzerine düşeni yapıyor.
Özellikle yazılı basında dikkat çeken tartışmalar var. Bu virüs, biyolojik silah mı, yoksa kendiliğinden oluşmuş bir virüs mü? Bu sorunun cevabını vermek elbette kolay değil ama şu bilgileri degözden geçirme hakkımız neden olmasın? Diyorlar ki korona, kronik bir hastalığı olanlarla 50 yaş üstü insanlarda daha etkili. Çocuklar ve gençler üzerinde etkisi nerdeyse yok demeye getiriyorlar. Yani yaş arttıkça riskartıyor.‘’Şayet kendiliğinden oluşan bir virüs olsaydı hiçbir dış etkene bağlı kalmadan bir başka hücrenin içerisine girer ve hücre içinde bulunan mitokondrinin zarını delerek RNA’ya kendi RNA’sını sarmalayarak önlenemez bir şekilde yayılırdı. Çünkü virüslerde DNA yoktur sadece RNA vardır. Yani denildiği gibi genç ihtiyar ayrımı yapmaz genel bir yayılma gösterirdi. Yayılmada belli bir rezervasyondan söz ediliyorsa virüse bir müdahale var demektir’’ tespitine şu ana kadar bir itiraza rastlamadık yapılmışsa da biz görmedik.
Yukarıda ki bilgiyi, güvenilebilecek kaynaklardan alınanözellikle Pentagonda ‘’ Tehdit Azaltma Dairesine bağlı Lugin Merkezleri olarak adlandırılan Uluslararası Gıda Güvenliği ve Kitle Silahlarının Yayılmasını Engelleme Merkezleri tarafından organize edilen 25 ülkede 1500 e yakın şaibeli ölümcül biyolojik silah denemelerinde kobay olarak fare değil insan kullanıldığı’’ bilgisiyle birleştirince hiç değilse bile ‘’neden olmasın?’’ diyemez miyiz?Sıkı bir İsrail dostu olanMacron’un‘’ikinci dalga gençleri etkileyecek’’ açıklamasına, Bill Gates’in 5 yıl önceki TED X konferansını ekleyip hepsini toplarsak bir ‘’acaba’’ sentezi çıkmaz mı dersiniz? Selamlar.
Özel Not: Pozitif bir algı oluşturarak topluma moral pompalayan ve tedbir konusunda da gerekli bilgilendirmeyi esirgemeyen başta Yeni Haber ve Doğru Ses olmak üzere diğer (yerel, ulusal) yazılı ve görsel medya mensuplarının 24 saat çalışarak yaptıkları fedakarlığı unutmadığımızı ifadeyle tebrik ediyor, yürekten alkışlıyoruz.