Geçtiğimiz haftasonu Milli Türk Talebe Birliği Konya’nın teşekkülü olan Anadolu Stratejik Düşünce Akademisi(ASDA) bünyesinde gerçekleşen “Yükselen Türkiye’de İdeal Gençlik” konulu konferans için Üstad Necip Fazıl’ın yol arkadaşlarından Mustafa Yazgan Hoca’yı ağırladık.
Konferans esnasında konu bir ara döndü dolaştı Müslümanlık,Müslümanlar ve siyaset üçlemine geldi. BİZe aşılanmaya çalışılan “Müslümanlar siyasetten uzak durmalı,siyasetten elini ayağını çekmeli” fikirlerine hep karşı olmuştuk zaten. BİZe göre Müslümanlar suya da dokunacaktı sabuna da. Zaman zaman bu köşeden de anlatmaya çalıştığım gibi kendine güvenen,başını yerden kaldırmış,heyecan,aşkı ve kini olan,ideallerinin peşinden koşmak isteyen insanların siyasetten uzak durmasını ya da bir şekilde siyasete soğuk durdurulmasını kendimize yakıştıramıyordum zaten.
Konferans olayına geri dönecek olursak Mustafa Hoca da bu konuda bizim gibi düşünüyordu Ya da biz Mustafa Hoca’lar gibi düşünüyoruz diyelim. Netti Mustafa Hoca ve güzel de bir ayrıntı yakalamıştı şöyle diyordu:
-“Müslümanlar elbette siyaset yapar,siyaset peygamber mesleğidir. Ancak bunu politika ile karıştırmayalım!” Evet aynen böyleydi zira Müslümanlar politikadan ve politik olmaktan geri durmalıydı vesselâm…
İşte ayrımımız,hassasiyetimiz tam olarak da bu olmalıydı. Yani “Siyasete EyvALLAH ancak politikaya dur!”
Bazen düşünmüyor da değilim, Hani BİZ’i tarihin derinliklerine gömmek için özellikle birtakım fitnelerle BİZ’i siyasetten uzak tutmaya çalışanlara karşı aceba siyaseti makam,mevki,para gibi maddeci şeyler yerine biraz daha mânâ için,vatan için,millet için,ümmet için yapanlar çıkmasaydı meydana zamanın gençleri olan bizler ne yapacaktık? Aynı yerimizde kalmaya devam mı edecektik? O durumda kabuğumuzu nasıl kıracaktık? Ya da Sen,ben,o yani BİZ geri dursaydık da malum partinin küfürbaz ve seviyesiz –ki bunu daha iki gün önce tekrar eden- genel başkanının küfürlerini duymaya devam edip ses edecek gücümüz olmasa mıydı? Bunu kendimize yedirebilecek miydik?
Hülâsa,
Elbette hata çokça olacaktır.Politikanın kiri siyasete bulaşmaya başlamıştır belki,doğrudur. Ancak;vatan için,millet için,ümmet için kısaca ALLAH için siyaset yapıp da BİZim önümüzü açanlardan ALLAH razı olsun. Demeden geçmeyeceğim. O konferans ve bu yazı boyunca aklıma Necmettin Erbakan ve onun bir sözü geldi. Ne diyordu ‘Müslüman Siyasetçi’ Erbakan:
“Eğer Müslümanlar siyaseti umursamazlarsa, bu kez Müslümanları umursamayan siyasetçiler başa gelecektir.”
Şükran… Şükran… Şükran…