"Selâm Fetih burcunda dirilen yiğitlere,
Ölüm yine vîrândır ve ândır şimdi ölüm.
Selâm, kıyam vaktinde vurulan yiğitlere,
Şehâdet ufkunda kan revândır şimdi ölüm.
Selâm, eğilmeyip de kırılan yiğitlere.."
(Nurullah Genç)
15 Temmuz 2016.. Sala seslerinin dün gibi kulağımızda çınladığı o gece tankın, uçağın, helikopterin, tüfeğin karşısına sadece inancı ve imanlı yüreği ile dikilen, bugünkü özgürlüğümüzün bedelini canlarıyla ödeyen 251 şehidimizi ve yüzlerce gazimizin yazdığı destanın ismidir "15 Temmuz".
Şehitler Köprüsünde: "Canıma güveniyorum, ben geçer giderim diyen varsa buyursun..." diyen polise vatandaşın: "Ben geçerim ağabey. Arkadaşlar haydi. İnsan bir kere ölür, adam gibi ölür. Öleceksek adam gibi ölelim" diyen ve peşi sıra köprüye giden yiğitlerin destanı.
O gecenin en kanlı noktalarından biri olan Saraçhane'deki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin önünde FETÖ'cülere karşı direnen, vatanımız uğruna canını vermeye hazırlanırken havuzdan abdest alıp şehadet için hazırlanan milletin destanı.
Aynı noktada canlı yayın yapan bir muhabirin 'halk korku içerisinde' demesi üzerine: "Halkın korkusu yok, yalan söyleme, halkın korkusu yok! Asker halka silah sıkıyor!" diyen halkın destanı..
"Sen namusumun bekçisi, ezanımın bekçisi, bayrağımın bekçisi sensin Mehmet'im. Kışlana dön." diye anons yapan Fatih Şehzade Camisinin müezzininin destanı.
Halkını meydanlara davet eden ve canını ortaya koyarak milletinin yanında duran Başkan Erdoğan'ın; 16 yaşındaki oğlu ile şehit düşen Erol Olçok'un; henüz 3 yıllık polis olan Şehit ikizler Ahmet ve Mehmet Oruç'un; ben şu an evlatsız yaşıyorum ama vatansız yaşayamam diyen şehit anne ve babalarının; tankların üstüne çıkıp altına yatan milletin; tekerlekli sandalyesiyle, kol değneğiyle meydanlara inen dede ve ninelerin; Aksakallı’nın emriyle, sonunda şehadet olduğunu bile bile gözünü kırpmadan darbeci Semih Terziyi vuran, darbe girişiminin seyrini değiştiren Ömer Halis Demir'in ve yüzlerce Ömer'in destanıdır 15 Temmuz.
Biri üç yıllık polis, diğeri daha üç aylık asker. Askerleri dövmeyin onların suçu yok diyen bayana "- Ablacığım sarılıyorum. Döver miyim hiç? O benim kardeşim... Kardeşim o benim!" diyen polisimizin destanı.
Kardeşi kardeşe kırdırmak isteyen, polisimizle askerimizi karşı karşıya getirmeye çalışan hainlere karşı bizi ayakta tutan yürek işte bu!
Ne güzel yazmıştı o gün hicret takviminin yaprakları:
"Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz." (Ali İmran, 39)
Gevşemedik ve hüzünlenmedik elhamdülillah. İnandık.
Rabbim ülkemizi fitne ve fesattan, namusumuza kast eden düşmanlardan muhafaza eylesin. Bu milletin ve ümmetin birlik beraberliğini daim kılsın. Karanlık geceyi aydınlığa çeviren tüm şehitlerimize Rabb'imiz rahmet eylesin.