NATO Zirvesi Türkiye’nin Zaferinin İlanıdır

Hamdi Bağcı

Aslında haklısınız NATO zirvesi yapılalı nerede ise bir hafta oluyor. Elbette bu güne kadar yazmalıydım ama yazmamamın temel bir nedeni vardı, zira Başbakanımız Ahmet Davutoğlu Konya’ya gelecekti. Ve böyle bir günde başka bir konuyu gündeme alamazdım, almadım. Ama NATO zirvesi mutlaka gündeme alınması gereken bir konudur, bu zirvenin tarihe not edilmesi gereken çok fazla yönü var, öyle olunca da ben de bu konuyu biraz gecikmeli de olsa sizinle paylaşacağım.

Galler'in Newport şehrinde 28 üye ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla 4 - 5 Eylül 2014 tarihlerinde düzenlenen NATO Zirvesi birçok açıdan tarihidir.

Birincisi Türkiye’nin yalnızlaştığı savını ortaya atana paralel ihanet çetesi, CHP, MHP ve diğer küçük partilerin argümanlarını çöpe atması bakımından tarihidir.

Türkiye yalnız değildir, ne tarih ne de coğrafya Türkiye’nin yalnız kalmasına müsaade etmez. Türkiye istese de yalnız kalamaz. Böylece paralel ihanet çetesi, CHP, MHP ve diğer küçük partilerin oluşturduğu ittifak en önemli söylevini kaybetmiştir.

NATO zirvesi bu açıdan baktığımızda Türkiye’yi frenlemek, hizaya getirmek isteyen şer odaklarının kesin ve net yenilgisinin uluslararası alanda ilanıdır. Yılanın beli net bir şekilde kırılmıştır. Bu elbette Yeni Türkiye için mücadele eden kadrolarda bir atalet oluşturmamalıdır ama tarih de bu günü net bir şekilde ilan etmiştir.

İkinci konu Suriye ve Irak konusudur. Türkiye’yi Suriye’de İran- Rusya ittifakı ile mücadeleye ve hatta yenilgiye zorlayan ABD, İngiltere, Almanya, Fransa gibi güç odaklarının yenilgisi ve Türkiye’nin galibiyeti anlamına gelmektedir bu NATO zirvesi.

Çünkü Suriye kendi başına Suriye değildir, Suriye’de başarılı olan, İran ve Rusya destekli Şii, Nusayri unsurları, aynı zamanda Irak’ta da güç dengesinin bozulmasına vesile olmakta ve IŞİD gibi bir Sünni oluşumun yolunu açmaktadırlar.

Bu da yine ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ittifakının yenilgisi anlamına gelmektedir. Zira buralarda boşalan güç havzalarını Rusya doldurmakta ve terör örgütleri güçlenmektedir.

Netice itibariyle ABD, İngiltere, Almanya, Fransa şunu anlamıştır, bu bölgede Türkiyesiz var olmalarının imkânı yoktur.

Mecburen Türkiye’nin tezlerini desteklemek zorundalar yoksa Ortadoğu’dan bu ittifak sökülüp atılacak ve bu da İsrail’in bitişi anlamına gelmektedir. İsrail bitsin bu sıkıntı değil de İsrail’in yerini daha tehlikeli bir şeytan almaktadır, asıl tehlike buradadır.

Netice itibariyle ABD, Almanya, İngiltere, Fransa eğer Suriye, Irak ve genel anlamda Ortadoğu’da varlık iddiasındalarsa bunu ancak Türkiye’nin işbirliği ile başarabilirler, yoksa çok net bir şekilde İran-Rusya ittifakına yenilmektedirler.

Neticede önümüzdeki günlerde Suriye’de ve Irak’ta Türkiye’nin tezlerini NATO kabul etmiştir. Esed artık gidicidir.

Üçüncü olarak Ukrayna konusu vardır ki, bugün ABD’yi en fazla kaygılandıran konu Ukrayna konusudur. Kabul ediyorum, Almanya Ukrayna konusunda Rusya ile aynı çizgide gibi görünüyor ama İngiltere, Fransa açısından aynı şey söz konusu değildir. Bugün itibariyle Avrupa’nın enerjisi tehdit altındadır, özellikle Rusya’dan gelen doğalgaz konusunda Avrupa ciddi bir tehditle karşı karşıyadır.

Yine bu minvalde düşünülmesi gereken bir diğer konu da ABD’nin önemli bir uç beyliği konumundaki Ukrayna -ki aynı zamanda NATO’dadır- Rusya’nın işgal tehdidi altındadır.

Ukrayna’da, Türkiye Rusya’nın yanında yer alırsa hem Avrupa Birliği ve hem de NATO biter. Elbette bununla birlikte Birleşmiş Milletler biter. Bunu Amerika çok iyi bilmektedir. Ve onun için ABD ve AB Türkiye’ye mecburdurlar.

Bütün bu gelişmeler Türkiye’nin elini güçlendirdiği gibi Türkiye düşmanlarının elindeki bütün argümanları da bitiren bir duruma işaret etmektedir.

Netice itibariyle bugün itibariyle şunu net bir şekilde ifade edebiliriz; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan daha Cumhurbaşkanlığının ilk haftasında önce Kıbrıs’ta, sonra Azerbaycan’da ve daha sonrada Galler'in Newport şehrinde NATO zirvesinde bütün dengeleri altüst etmiştir, Türkiye’nin bu süreçten net bir şekilde başarı ile çıktığını dosta düşmana ilan etmiştir.

Demek ki Türkiye’nin küçülmesini bekleyenler avucunu yalayacak, demek ki önümüzdeki 15 yıl Türkiye’nin büyümesinin sürdüğü bir süreç olacak ve demek ki biz Türkiye olarak Medeniyet mücadelesi yapabiliriz, zira buna zemin müsaittir.

Elbette önümüzdeki süreçte en önemli konu IŞİD ve PKK konusu olacaktır. Bu arada özellikle çözüm süresinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi çok büyük önem arzedecektir.

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığında bu sürecin geliştirilerek sürdürüleceğini İnşa Allah bekliyoruz.

Elbette burada belirtmemiz gereken bazı hususlar var ama onun için biraz erken olduğunu düşünüyorum. Şimdilik herkes şunu bilmelidir, Galler'in Newport şehrinde yapılan NATO zirvesi Yeni Türkiye’nin zaferini ilan etmiştir.

Ülkemize, tüm dost ve kardeş ülkelere, ümmete hayırlı olsun…