Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor.
Soruşturma kapsamında önceki gün tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sonra savcılığın talebi üzerine yeniden gözaltına alınan Narin Güran'ın amcası Salim Güran'ın işçisi olduğu öğrenilen R.A, savcılıktaki sorgusunun ardından çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Soruşturma kapsamında tutuklu sayısı 11'e yükseldi.
Soruşturma kapsamında çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince "Suç delillerini yok etmek" suçundan tutuklanan amca Fuat Güran'ın eşi Hediye Güran gözaltına alındı.
Tutuklu amca Salim Güran'ın yeniden ifadesi alındı
Soruşturma kapsamında, 2 Eylül'de tutuklanan amca Salim Güran'ın dün cezaevinden götürüldüğü Diyarbakır Adliyesi'nde soruşturmayı yürüten 3 savcı tarafından ifadesi alındı. İşlemlerinin tamamlanmasının ardından Güran, cezaevine götürüldü.
Güran, savcılıkta, olay günü yaptıklarına ilişkin daha önce jandarma ve savcılıkta verdiği ifadeleri tekrarladı, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti.
Aracına farklı çocukların bindiğini savunan Güran, "Sadece Narin'in DNA'sının çıktığına ilişkin herhangi bir diyeceğim yoktur." dedi.
Soruşturma kapsamında tutuklanan Mehmet Selim Atasoy'un olay günü tarlada kızlarının olmadığını, sadece oğlu ve kendisinin olduğunu belirttiğinin aktarılması ve "olaydan 2 gün önce Salim'in kızlarını köydeki evine götürdüğü" yönündeki beyanlarının sorulması üzerine Güran, şunları kaydetti:
"Bu beyanı kabul etmiyorum. Olay günü kızları da tarladaydı. Kızlarını ben olay günü eve götürdüm. 20.00 sıralarında bana telefon geldi ve 'Narin kayıptır.' dediler. Beni arayan kızım Gizem'di. Köyün içine arabayla gittiğimde bütün köy kapıdaydı. Ben telefonla jandarma komutanını arayıp 'Kardeşimin kızı kayıptır.' dedim. Yürüyerek aramaya katıldım. Sabaha kadar arama yaptık."
Güran, "18.59'da okulun önünden geçtiğinin kamera kayıtlarından tespit edildiği"nin belirtilmesi üzerine, o yolu kullandığını aktardı.
"Mehmet Selim Atasoy telefonla arayıp, 'Yolda ileri geri giden şüpheli bir araç var' demesinin üzerine hemen M'yi Hüseyin amcasının evinin önünde bırakıp hızlıca şüpheli aracın olduğu yere doğru gittim. Söz konusu kameranın önünden geçme nedenim de budur." diyen Güran, olay günü, tutuklu Nevzat Bahtiyar ile saat 15.08'de yaptığı görüşmenin içeriğinin içme suyu olduğunu iddia etti.
Savcılığın, "Sizden ele geçirilen cep telefonuna ilişkin yapılan Dijital Materyal İnceleme Raporu'nda 23 Ağustos gününden önceki tüm normal arama ve WhatsApp arama kayıtlarını sildiğiniz anlaşılmıştır. Neden arama kayıtlarını silme ihtiyacı duydunuz?" sorusu üzerine Güran, "Sürekli telefonumda bulunan dijital verileri siliyorum. Narin'in ölümüne ilişkin herhangi bir delili yok etme amacı taşımıyorum." ifadelerini kullandı.
“Sizin ailenin birçok üyesinin 21 Ağustos gününe ilişkin telefonunda bulunan arama, mesajlaşma, whatsApp kayıtlarını sildikleri tespit edilmiştir. Neden böyle bir şey yapma ihtiyacı hissetmişlerdir?" sorusu üzerine Güran, aile üyelerinin neden bu verileri sildiklerini bilmediğini ileri sürdü.
Soruşturma kapsamında tutuklanan Nevzat Bahtiyar'ı tanıdığını aktaran Güran, ifadesine şöyle devam etti:
"Nevzat Bahtiyar'ın aleyhime söylemiş olduğu tüm hususlar yalandır. Kesinlikle olay günü Nevzat'a seslenmedim. Onu 15.00-16.00 saatleri arasında kesinlikle görmedim. Sadece saat 20.00'den sonra köyün içine evime doğru ilerlerken bir kalabalığın içerisinde gördüm. Bu beyanlarını kabul etmiyorum. Yeğenim Narin'i öldürerek cesedini arabama yükledikten sonra kendisine teslim etmedim."
"Olay günü Nevzat Bahtiyar'ın sizi aradığında tarlada olduğunuzu ve devamındaki süreçte saat 20.00'ye kadar Nevzat Bahtiyar ile hiç görüşmediğinizi söylemenize karşın alınan HTS analizlerinde olay günü saat 15.21 ile 15.46 saatleri arasında Nevzat Bahtiyar'ın beyanı ile uyumlu birlikte olduğunuz anlaşılmıştır. Bu çelişkiye ilişkin beyanınız nedir?" sorusunu Güran, "Kesinlikle olay günü Nevzat Bahtiyar ile görüşmedim. Baz analizleri yanlıştır. Bu hususu da kabul etmiyorum." şeklinde yanıtladı.
Olay günü, tutuklu Mehmet Selim Atasoy'un oğlu R.A. ile farklı saatlerde yaptığı telefon görüşmeleri de sorulan Salim Güran, tarla ile ilgili konular konuşmuş olabileceklerini, konuşmaların içeriğini hatırlamadığını söyledi. R.A. ile saat 18.37, 18.42, 18.51 ve 18.54'te yaptığı görüşmenin içeriği de sorulan Salim Güran, konuşmaların "şüpheli" olarak değerlendirdikleri beyaz araçla ilgili olduğunu iddia etti.
"Mehmet Selim Atasoy'un sizi araması üzerine okulun önünden geçerek beyaz renkli arabayı kontrol etmeye gittiğinizi beyan ettiniz. HTS incelemelerinde Mehmet Selim Atasoy'un sizi 18.27’de aradığı, ancak 18.59'da okulun önünden geçtiğiniz kamera görüntüleri ile sabit olduğu, ayrıca R.A. ile 18.37-18.54 arasında yapmış olduğunuz 4 görüşmenin araba ve tarlaya ilişkin olduğunu ve arabayı kontrol ettiğiniz noktada gerçekleştiğini, sonrasında tarlaya ve sondajın olduğu yere gittiğinizi beyan ettiniz. Bu durum okul kamerası önünden 18.59’da geçtiğiniz sabit olduğu hususu ile çelişmektedir." denilerek, söyleyeceklerinin sorulması üzerine Salim Güran, bu hususta söyleyeceği bir şey olmadığını kaydetti.
Narin'in annesi: Kızıma neden zarar verdiğini bilmiyorum
"Kasten öldürme suçuna iştirak etmek" suçundan tutuklanan anne Yüksel Güran, savcılıktaki ifadesinde, olay günü Batman'a giden eşi Arif Güran'a Narin'in kaybolduğunu söylemediğini, köyden birinin eşini arayıp Narin'in kaybolduğunu ilettiğini belirterek, "O da beni aradı ve 'Narin nerede?' diye sordu. Ben de 'Bilmiyorum' dedim ve bana kızdı. Saat kaçta aradı bilmiyorum. Telaşa düşer, kaza yapar diye Narin'in kaybolduğunu söylemedim." ifadelerini kullandı.
Narin'in kaybolduğu gün amca Salim Güran'ı aramadığını, çocuklarının kendi telefonuyla aramış olabileceğini öne süren Güran, kendisine yöneltilen "Tüm gün evde olduğunuzu, özellikle Narin'in kaybolduğu saatlerde evde olduğunuzu beyan etmenize rağmen Narin'in 15.15'te kurstan gelerek patika yola girdiği ve evinizin olduğu tepeye çıktıktan sonra dönüp arkadaşlarına el salladığı dosya kapsamında sabit olmasına karşın Narin'in eve gelmediğini beyan ettiniz. Bu hususta diyecekleriniz nelerdir?" sorusunu, "Bahsettiğiniz saatlerde eltim Hediye'nin bizde olduğunu hatırlıyorum. O geldiğinde biz yatıp uyuyorduk." diye yanıtladı.
Savcılığın, "Kolluktaki müşteki olarak alınan ifadenizde Hediye'nin saat 16.00 sıralarında eve geldiğini beyan etmenize rağmen şu anki ifadenizde 15.15'te beraber oturduğunuzu söylemektesiniz." demesi üzerine Güran, saatte bakmadığını, bu nedenle saatleri yanlış söylemiş olabileceğini ileri sürdü.
"Olay günü 15.15 civarlarında Salim ile bir arada mıydınız?" sorusuna Güran, "Hayır değildim. Salim'i sadece dinamoyu çalıştırmaya gittiğimde Hüseyin Güran'ın evinin önünde olduğunu gördüm. Kendisi ile bir araya da gelmedik." yanıtını verdi.
Güran, Narin'i Kur'an kursuna gittikten sonra görmediğini, Salim Güran ile de ilişkisinin olmadığını söyledi.
Narin'in ölümüyle ilgili şüphelendiği kimse bulunmadığını aktaran Güran, eşinin de husumetlisi olup olmadığını bilmediğini anlattı.
"Nevzat'ın ifadesinde sizin ahırınızın olduğu kısımdan Salim'in kendisine doğru 'Nevzat hazırlan seninle işimiz var.' diye bağırdığını beyan ettiği, sizin evin konumu Nevzat'ın bulunduğu yere daha yakın olması da değerlendirildiğinde Salim'in seslenmesini duydunuz mu?" sorusuna karşılık Güran, "Ben kesinlikle böyle bir seslenme duymadım. Evde klima çalışmaktaydı. Pencereler de bu nedenle kapalıydı. Bu nedenle bu seslenmeyi duymamış olabilirim." dedi.
Savcılığın, "Evinizde bulunan halıları Narin'in kaybolduğu gün veya sonrasında değiştirdiniz mi?" sorusu üzerine Güran, şunları söyledi:
"Halıları değiştirmedim ancak eve insanların gelip gitmesi nedeniyle hatırladığım kadarıyla 5-6. günde kız kardeşim Yasemin bana gelerek halıların kirlendiğini, temiz halım olup olmadığını sordu. Ben de temiz halım olduğunu söyledim. Yasemin temiz halıyı alıp serdi. Eski halım da evde yıkanmamış halde bulunmaktadır."
"Narin'in kaybolduğu gün Salim'e veya herhangi bir kimseye battaniye verdiniz mi?" sorusu üzerine de Güran, "Kimseye herhangi bir battaniye vermedim. Ancak olay nedeniyle evime gelen giden çok fazla olduğundan benim evimden Salim'in evine uyumak için battaniye götürmüşse de bir bilgim yoktur. Şehir dışından bu olay nedeniyle ziyaretimize gelenlerin çoğunluğu benim evim, Salim'in evi ve kız kardeşim Saliha Kaya'nın evinde uyumaktaydı." ifadelerini kullandı.
"Hiçbir bilgim yoktur"
"Nevzat Bahtiyar ifadesinde kızınız Narin Güran'ın cansız bedenini kendisine Salim'in verdiğini belirtmiştir. Bu hususta ne biliyorsunuz?" diye sorulması üzerine Güran, şu beyanlarda bulundu:
"Hiçbir bilgim yoktur. Nevzat ve Salim her zaman birlikte gezerler. İyi arkadaştırlar. Onları her zaman birlikte görüyordum, dost olduklarını biliyorum. Bu hususu ilk defa jandarmada gözaltına alındığımda öğrendim. Bizim Salim ile ailecek herhangi bir husumetimiz yoktur. Kızıma neden zarar verdiğini bilmiyorum. Salim'in bize neden böyle bir şey yaptığını bilmiyorum."
Güran, mahkemedeki ifadesinde de Narin'in Kur'an kursuna gitmeden önce, kuzenlerini özlediği için kurstan sonra eşinin amcası Hüseyin Güran'ın evine gitmek istediğini, buna önce karşı çıktığını sonra izin verdiğini belirtti.
Saat 14.00'e doğru Narin'in evden çıktığını aktaran Güran, "Yemek hazır olunca Muhammed'den Narin'i çağırmasını istedim. Muhammed geldi ve Narin'in yenge Maşşallah'ta olmadığını söyledi. Maşşallah'a seslendim, Maşşallah bana Narin'in onlarda olmadığını söyledi. Sonra korkmaya başladım çünkü Narin bensiz bir yere gitmez." diye konuştu.
Soruşturma kapsamında tutuklanan Nevzat Bahtiyar ile aralarında husumet bulunmadığını ileri süren Güran, ifadesinde şunları söyledi:
"Salim ile Nevzat birbirlerini çok severler. Can ciğer arkadaşlardı. Benim hiç kimseyle ilişkim yoktur, Salim ile de ilişkim yoktur. Salim'in de herhangi bir kimseyle ilişkisi olduğunu ne duydum ne gördüm. Kesinlikle Narin'in nasıl öldürüldüğünden haberim yoktur, Narin benim ciğerimdir. Narin, Kur'an kursu için çıktıktan sonra eve hiç gelmedi. Enes'e (Narin'in ağabeyi) yüzündeki morluğu sorduğumda bana, mısır tarlasındaki sapların geldiğini söyledi. Suçlamaları kabul etmiyorum."
Tutuklulara olay günü soruldu
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve sevk edildiği sulh ceza hakimliğince "kasten öldürme suçuna iştirak etmek" suçundan tutuklanan Enes Güran, mahkemede savcılıktaki ifadelerini tekrarladığını kaydetti.
Güran, savcılıktaki ifadesinde, olay sonrasında gözünde oluşan morluğun sorulması üzerine, Narin'i mısır tarlasında ararken mısır koçanlarına çarptıklarını öne sürdü.
Arama çalışmaları sırasında bir hastanede kimliği belirsiz, Narin olduğu değerlendirilen bir çocuk ihbarı olduğunu öğrendiklerini söyleyen Güran, şöyle devam etti:
"Hastaneye gittim. Gittiğimizde Narin olmadığını anladım ve köye geri döndük. Döndüğümüzde üzüntüden kendime birkaç defa yumruk attım. Morlukların, mısır çöplerinden mi yoksa yüzüme doğru attığım yumruklardan mı kaynaklandığını tam olarak bilmiyorum. Morluklar, sinirden her iki elimle de yüzüme doğru vurduğum ve diğer gözümde de bir morarma olmadığı için büyük ihtimalle mısır tarlasında bir elimde telefonun ışığını tutarken arama yaptığım için mısır koçanlarının ve çöplerinin gözüme değmesiyle oluşmuş."
"Sinirden kolumu ısırdım, ısırık izi bu sebeple oluştu"
Kolundaki ısırık ve sırtındaki tırnak izine benzer izlerin sorulması üzerine Güran, şu ifadeleri kullandı:
"Narin'in kaybolduğu üçüncü gün evimize gelenler oluyordu ve evde herkes ağlamaya başladı. O an çok üzülmüştüm. Ağlarken babamın beni görerek üzülmesini istemediğim için kolumun üzerine kapanarak ağlamıştım. Sinirden kolumu ısırdım. Isırık izi bu sebeple oluştu. Kesinlikle kolumu kardeşlerim ya da başka biri herhangi bir sebeple ısırmadı. Sırtımı kesinlikle kimse tırnakla çizmedi. Kimseyle kavgam ya da tartışmam olmadı. Kardeşimi arama esnasında yorgunluktan sırtımızı duvarlara yaslamamız, yıkık evlere sürünerek girmemiz gibi durumlardan kaynaklanmış olabilir. İzlerin üçüncü kişi tarafından yapılmış olabileceği şeklindeki durumu kesinlikle kabul etmiyorum."
Tutuklu amcası Salim Güran ile babası, ailesi ya da bizzat kendisi arasında herhangi bir husumet ya da sıkıntı olup olmadığı sorusunu Güran, "Son dönemde babam ile Salim amcam arasında küslük ve husumet bildiğim kadarıyla yoktu ancak 2023 yılı Aralık ayında aralarında bir alacak verecek sorunu olmuştu. Salim Güran, babama araba için bir miktar para vermiş ve daha sonra parasını geri istemişti. O dönem sık sık parasını istediği için babam da huzursuz olmuştu. Bunun üzerine amcam Erhan Güran ikisini bir araya getirip olayı çözmeye çalışmıştı ancak Salim Güran bu görüşmeye gelmemişti. Amcam Erhan, Mersin'deki arkadaşından aldığı parayı babam adına Salim Güran'a vermişti. Olay sebebiyle babam ve amcam uzun süre konuşmadılar." şeklinde yanıtladı.
Nevzat Bahtiyar'ın Narin'i, Salim Güran'ın öldürüp kendisinin saklaması için verdiği şeklindeki beyanının sorulması üzerine Güran, şunları kaydetti:
"Kardeşim Narin'i eğer belirtilen şekilde Nevzat bulunan yere bıraktıysa bunu ancak Nevzat'a tehditle, para teklif ederek yapılabileceğini düşünüyorum çünkü Nevzat ekonomik durum itibarıyla da güçsüz ve sönük bir kişiliktir. Kendisine böyle bir olayda teklif edilse para için yapabilir, ailesiyle tehdit edilse köyde çok fazla gücü olmadığı ve sönük bir karakter olduğundan korkarak yapmış olabilir ya da Nevzat Bahtiyar'ın ailesinden biri Narin'e zarar verdiyse bunu saklamak için yapmış olabilir. Narin'i arama çalışmaları sırasında Nevzat sadece bir kez kısa süreli camide yanımıza geldi."
Babasına neden Narin'in kaybolduğunu iletmediklerinin sorulması üzerine Güran, "Narin'i aramaya çıktığımda cep telefonum evdeydi. Bu sebeple arayamadım. Annemin neden aramadığını ise bilmiyorum." dedi.
Güran, ifadesinde şunları kaydetti:
"Narin benim en sevdiğim kardeşimdir. Ben ona kesinlikle hiçbir kötülük yapmadım. Narin'i öldürmedim. Kesinlikle herhangi bir istismar eyleminde bulunmadım. Narin'in başına ne geldiğini, bunu kimin yaptığını da bilmiyorum. Narin kaybolduktan sonra köyde bu konuyla alakalı bir aile meclisi toplandığını, bir karar alındığını da kesinlikle görmedim. Kimseden sakladığımız bir husus yoktur. Narin'in başına gelenin sebebini kesinlikle bilmiyorum."
Güran, mahkemede verdiği ifadede de 21 Ağustos'ta Malatya'dan Diyarbakır'a geldiğini, babasının otogardan kendisini aldığını anlattı.
"Annem sofrayı serdi, mutfağa giderken bana, 'Narin nerede?' diye sordu, ben de Narin'i görmediğimi söyledim. Narin'i aramaya başladık. Narin'i ararken jandarmayı aramak aklıma gelmedi, jandarmayı kimin aradığını da bilmiyorum, telefonum yanımda olmadığı için jandarmanın hangi saatte geldiğini bilmiyorum. Narin'den etkilendiğim için ilk ifademde arama saatini yanlış belirttim, sonra aklıma gelince düzeltmek istedim ancak olmadı, sonraki ifademde düzelttim." diyen Güran, suçlamaları kabul etmediğini kaydetti.
"Aile büyükleri ile Narin kaybolduktan sonra bir defa toplandığımızı hatırlıyorum"
Tutuklanan diğer zanlılardan amca Fuat Güran, nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde olay günü Van'da olduğunu, Narin'in kaybolduğu ikinci gün köye geldiğini belirtti.
"Aile büyükleri ile Narin kaybolduktan sonra bir defa toplandığımızı hatırlıyorum. Hangi gün toplandığımızı hatırlamıyorum. Toplantıda hatırladığım kadarıyla Ali Rıza, Erhan, Ümit, Kurtuluş, Memduh, Barış, Mehmet ve Yalçın Güran ile Berat, İmran, Muhammed ve Hasan Kaya ve ben vardım." ifadelerini kullanan Güran, Narin kaybolduktan sonra köyde çıkan yangına ilişkin şu beyanda bulundu:
"Yangın çıktığı esnada camide çay dağıtıyordum. Elektrik gidip gelince dışarıya çıktım, tellerin birbirine değdiğini gördüm. Yangının bu sebeple çıktığını düşünüyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum."
Narin Güran'ın kuzeni Muhammed Kaya, Salim Güran'ın dayısı, Narin'in ise dayısının kızı olduğunu belirterek, olay sabahı saat 08.30'da Salim Güran'ın evinde olduğunu anlattı.
O gün düğün davetiyesi dağıttıklarını belirten Güran, bu sırada telefonda Narin'in kaybolduğu bilgisinin kendilerine iletildiğini ifade etti.
Güran, köye gelip arama çalışmalarına katıldıklarını anlatarak, "Dedem Mehmet Şerif Kaya'nın çiftliğine jandarma ile gittik. Burada kameranın şifresini bulamadığımız için inceleyemedik. Suçlamaları kabul etmiyorum." dedi.
"Salim Güran bizi dinledi, '(Narin'i) 17.40'ta gördüğünüzü söyleyin.' dedi"
Narin'in babasının amcasının kızı Birsen Güran (19), olay günü Narin'in saat 14.00'te evlerinin kapısını çaldığını, kuzenleri Hatice ve Fatma'yı sorduğunu belirtti.
Narin'e Hatice ve Fatma'nın anneannesine gittiklerini söylediğini anlatan Güran, saat 19.00-19.30 sıralarında Narin'in kaybolduğunu öğrendiğini, arama çalışmalarına katıldığını kaydetti.
Güran, şu beyanlarda bulundu:
"Çoğu kişi Narin'i görüp görmediğimi bana soruyordu. Ben de Narin'in kaybolduğu gün gördüğümü söyledim. Melike ile bu konuyu konuştuğumuzda Salim Güran bizi dinledi. '17.40'ta gördüğünüzü söyleyin.' dedi. Salim bana 'Saati değiştirirsen senin başın yanar.' dedi. Sıkıntı çıkacağını düşündüğüm için ilk söylediğim saati değiştirmek istemedim. (Salim Güran) Ona inanarak o şekilde ifade verdim. Salim'in son günlerde söylenenlerle gerçek yüzünü öğrenince acaba saati hatırlamadım mı diye düşündüm, hatta bu konuyu Melike ve annem ile de konuştum. Her gün annem ve Melike ile bu saati konuşuyorduk."
"Kızlarıma kapıyı çalan kim dediğimde Narin olduğunu söylediler"
Narin'in babasının amcasının eşi olan Maşşallah Güran (46), Narin'in babası Arif Güran ve tutuklanan amca Salim Güran'ın kayınbiraderinin oğulları olduğunu belirterek, olay günü eşi ve torununun Batman'a taziyeye gittiğini söyledi.
Öğleden sonra kapılarının çalındığını anlatan Güran, ifadesinde şu beyanlarda bulundu:
"Kapı çalındı, evde saat bozuktur ancak ikindi ezanı muhtemelen okunmuştur, kızlarıma kapıyı çalan kim dediğimde Narin olduğunu söylediler. Kızlarımın anlattığına göre Hatice ve Fatma'yı sormuş, kızlarım da anneannelerine gittiklerini söylemiş. 18.00 ve 18.30 sıralarında eşim ve görümcem geldiler. Daha sonra Osman Güran geldi. Saat kaç olduğunu hatırlamıyorum ancak akşam ezanı henüz okunmamıştı. Sonra Salim ve oğlu Miran geldi. Yukarıya çıktım kızlarıma 'Çay ve yemek yapın.' dedim. Aşağıya indiğimde Salim kalkmıştı, eşimin söylediğine göre işçisi Salim'i aramış."
Narin'i kaybolduğunu öğrenince sabaha kadar aradıklarını belirten Güran, kendisine sorulması üzerine Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar'ın arasının iyi olduğunu, birbirleri ile görüştüklerini bildiğini aktardı.
"Silinen kayıtlarla ilgili bir bilgim yoktur"
Narin'in halasının eşi Mehmet Şevket Kaya, bir sitede özel güvenlik görevlisi olduğunu, olay günü 08.00'de mesaisi bittiğinde eve gittiğini, 13.00 sıralarına kadar uyuduğunu, uyandığında eşi ve çocukları ile onlara kıyafet almaya gittiklerini belirtti.
Eve döndüklerinde Narin'in kaybolduğunu öğrendiklerini, onu aramaya başladıklarını anlatan Kaya, köyde çıkan yangının sorulması üzerine şunları söyledi:
"Ömer Faruk Güran vardı. Tellerden kıvılcım atıyordu. Yangınla bir ilgim yoktur. Telefonumla hiç uğraşmam, telefonum sürekli kızlarımın elindedir. Bu sebeple silinen kayıtlarla ilgili bir bilgim yoktur."
Olay günü Salim Güran arayarak nerede olduğunu sormuş
Tutuklu amca Salim Güran'ın işçisi olduğu öğrenilen Mehmet Selim Atasoy, bahçe sulaması yaptığını, Salim Güran'ı da bu nedenle tanıdığını belirtti.
Atasoy, olay günü kendisiyle tarlaya gelen kızlarını 15.00'ten sonra eve bıraktığını anlatarak, yemek yedikten sonra 15.30 sıralarında kendisini Salim Güran'ın aradığını ve nerede olduğunu sorduğunu, ona evde olduğunu söylediğini ifade etti.
Atasoy, şunları kaydetti:
"Salim biraz erken gelip karanlık olmadan suyunu değiştirmemi söyledi. Yemekten sonra çıkıp Ramazan'ın olduğu tarlaya gittim. Saat 16.00'yı geçiyordu. Gittiğimde oğlum Ramazan ile Salim oturuyorlardı. Bir süre onlarla oturdum. Tarlada yaklaşık 2,5 saat çalıştım. Bu sırada saat 18.00- 18.30 civarında telefon geldi ancak suyun içindeydim cevap veremedim. Salim beni aradı, suyun patladığını söyledi. Ben de hallettiğimi söyledim. 19.00 civarında oğlum ile Salim'in yanına gittim onlar orada oturuyorlardı. 19.30-19.40 civarında Salim'i aradılar, ayağa kalkıp yürüdü. Bana 'El fenerini de al köye ineceğiz.' dedi. Salim'in arabasına binip köye gittik. Gittiğimizde kalabalık vardı. O sırada Salim eve gidip üstünü değiştirip geleceğini söyledi. Nevzat'ı tanımam, köyün içerisine dahi girmem."
Narin Güran'ın babası Arif Güran: Bu işi devlet çözecek, inanıyorum
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve önceki gün sevk edildiği adliyede savcılıktaki ifadesinin ardından serbest bırakılan baba Arif Güran, Tavşantepe Mahallesi'nde amcasının evinin bahçesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, eşinin, oğlunun, ailesinden çok sayıda kişinin tutuklandığını hatırlatması üzerine Güran, bu süreçte devletin elinden gelenin fazlasını yaptığını belirterek, kızının sağ bulunmasını temenni ettiğini ancak bunun mümkün olmadığını ifade etti.
"Ölü bulunması bile, şu an kızımın bir mezarının bile olması devletin çabasıyla." diyen Güran, soruşturmayla ilgili gizlilik kararı bulunduğunu anımsattı.
Güran, bu süreçte devletin elinden gelenin fazlasını yaptığını dile getirerek, "Allah'ın izniyle kim olursa olsun devlet ortaya çıkaracak. Kim yakalanmışsa kim tutuklanmışsa illa ki bu süreç işleyecek, yavaş yavaş devlet bunların hepsini ortaya çıkaracak." ifadelerini kullandı.
Kızının öldürülmesiyle ilgili ilk verdiği ifadesinin de son verdiği ifadesinin de aynı olduğunu belirten Güran, dosya ile ilgili bir şey söylemek istemediğini belirtti.
Baba Güran, şunları kaydetti:
"Devletin savcıları şu an gereken ne ise yapıyor. Benimle herhangi bir şey paylaştıkları yok. Ben de her şeyi sizden duyuyorum. Sizden ricam bu yalan haberlerle, dedikodularla artık kızımın acısını yaşayamıyorum."
Kızının mezarını sabaha karşı ziyaret etmiş
Kızının sabaha karşı mezarını ziyaret ettiğini anlatan Güran, "Gece sabaha karşı geldiğimde kızımın mezarını ziyaret ettim. Tanımadığımız kişilerin gelip kızımın mezarında fotoğraf çekmesi... Fenomenler nemalanmasınlar." dedi.
Gazetecilerin, gözaltına alınmasına ilişkin sorusu üzerine de Güran şunları söyledi:
"Ben misafirdim, gözaltı değildi. Allah onlardan razı olsun, jandarmamız elinden geleni yapıyor, yapmaya da hala devam ediyor, süreç devam ediyor. Sürecin bittiği yok. Kızımın cenazesi bulundu. Sadece bununla bitmeyecek. Şu an devletin, savcıların araştırmaları devam ediyor. Bunu da hep beraber göreceğiz."
"Kim bizden ne istedi?"
Güran, bir gazetecinin yaşadığı duyguları sorması üzerine, "Allah kahru perişan etsin, bir baba ne demek ister? Allah kahretsin. Kim bizden ne istedi? Çekirdek bir aileydik. Lüks bir hayatımız yoktu." ifadelerini kullandı.
"Salim Güran'dan şüpheleniyor musunuz?" sorusunu ise Güran şöyle yanıtladı:
"Devlet kimden şüpheleniyorsa, devlet bugün beni de alabilir onu da alabilir, herkesi de alabilir. Bu soruşturmanın selameti için devlet herkesi alabilir. Bu soruşturma bitene kadar bütün köy de alınabilir, ben de alınabilirim ama netice olarak bu işi devlet çözecek. Ben buna inanıyorum. Devlet kızımın kanını yerde bırakmayacak."
"Şüphelendiğiniz birileri var mı?" diye sorulması üzerine Güran, şüphelendiği kişiler olsaydı jandarma ile paylaşmış olacağını, jandarmadan habersiz bir şey yapmadığını dile getirdi.
"Devletin, Valiliğin yaptığı açıklama ne ise doğrudur"
Arif Güran, soruşturmada tutuklanan Nevzat Bahtiyar'ın ifadelerini okuyup okumadığını soran gazetecilere, bunun kendisinin değil devletin işi olduğunu söyledi.
Herkes gibi beklediğini ve çok yorgun olduğunu anlatan Güran, "Sizden ricam medyada bazı insanlar ailem için çok fazla yorumlar yapıyor. Şu an devletin, Valiliğin yaptığı açıklama ne ise doğrudur." diye konuştu.
Oğlu Enes'in tutuklanmasına ilişkin soru üzerine Güran, oğlunun daha önce de gözaltına alındığını hatırlatarak, bunun devletin ve savcıların kararı olduğunu belirtti.
"Bunu normal mi karşılıyor musunuz?" sorusu karşısında ise Güran, "Bu süreç normal midir kardeşim? Kim yakalanıyorsa yakalansın. Netice olarak bu soruşturmanın başa gitmesi için herkes yakalanabilir. (Nevzat Bahtiyar) O şahıs her akşam camide yanımıza oturan bir insandı. Bunların çirkin yüzü görünmüyor maalesef. Hangi devirde yaşıyoruz? 4-5 çelişkili ifade vermiş. Bu savcıların işi. Biz o kadar güçlüysek devletten önce kızımızı bulurduk." dedi.
Tavşantepe Mahallesi'nin yaklaşık 90 haneli olduğunu, burada 5-6 ayrı soyadına sahip ailenin yaşadığını belirten Güran, bu toprakların dedelerinden kaldığını, mahallede Güran soyadına sahip 10-12 hane bulunduğunu söyledi.
"Türk milleti kızımı manevi olarak kızları saydı"
Bu olayın ne olduğunu bilmesi halinde zaten yetkililerle paylaşacağını dile getiren Güran, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnanıyorum adalet yerini bulacak. Allah hepinizden razı olsun. Türk halkı kızıma sahip çıkmıştır. İnşallah katil de ortaya çıkarılacaktır. Türkiye Cumhuriyetinde yaşıyoruz, her şey ortaya çıkacak. Medyaya karşı herhangi bir tavrımız yoktur. Buradaki herkese teşekkür ederim. Herkes kızım için buradadır. İnşallah devlet Allah'ın izniyle kızımın katilini bulacak. Türk milleti kızımı manevi olarak kızları saydı."