Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmasına yarın devam edilecek.
Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar, "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor.
Davada ikinci duruşma yarın yapılacak.
Cumhuriyet savcısının mütalaasını sunduğu davada, 4 sanığın yargılanmasına Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilecek.
Narin Güran olayı hakkında...
Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı.
Annesi dahil 12 kişi tutuklanmıştı
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.
Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.
Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım'da başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralık'a ertelenmişti.
İlk duruşmanın ardından Cumhuriyet savcısı hazırladığı 14 sayfalık mütalaayı celse arasında mahkemeye sunmuştu.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Yanık: Perşembe günü Diyarbakır'da olacağız
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, Narin Güran cinayeti davasının perşembe günkü duruşmasını komisyon üyesi milletvekilleriyle takip edeceklerini bildirdi.
Yanık, 2024'te yaşanan insan hakkı ihlallerine ve Komisyon çalışmalarına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Dünyanın birçok noktasında çatışmaların, krizlerin, savaşların yaşandığını ifade eden Yanık, İsrail'in Gazze'deki saldırılarında yaklaşık 55 bin kişinin hayatını kaybettiğini, 110 bin kişinin yaralandığını hatırlattı.
Gazze'de yakıcı bir insan hakkı ihlalinin yaşandığını vurgulayan Yanık, Baas rejiminin devrildiği Suriye'de halkın, ülkelerini, özgür, bağımsız, toprak bütünlüğü korunmuş şekilde yeniden ayağa kaldıracağını dile getirdi.
Yanık, Suriye'de çok sayıda kişinin yerinden edildiğine işaret ederek, "Sednaya Hapishanesi'nde yaşanmış işkencelere, tutsak olarak tutulan insanlara baktığımızda, Suriye'deki Baas rejiminin insanlara ne yaptığını, Suriyelilerin neden ayaklandığını, neden sığınmacı olmayı tercih ettiğini, neden geri dönmeyi göze alamadıklarını anlarız. Sednaya Hapishanesi, Suriye'deki yaşananların bir özetidir. Sednaya, insan hakları karnesinde kendisine yer bulamayacak kadar kötüdür." değerlendirmelerinde bulundu.
Türkiye'nin, Rusya-Ukrayna savaşının sona ermesi için elinden geleni yaptığını ve yapmaya devam ettiğini anlatan Yanık, Birleşmiş Milletlerin (BM) çözemediği tahıl krizini Türkiye'nin çözdüğünü kaydetti. Derya Yanık, Rusya-Ukrayna arasındaki tahıl krizinin çözülmesinin, Afrika ülkelerini açlıktan kurtardığına dikkati çekti.
"Keşmir'deki Müslüman kardeşlerimizin özgürlüklerine kavuşması önemli"
BM'nin ve uluslararası kuruluşların çözemediği en uzun süreli insan hakkı sorununun Keşmir konusu olduğuna işaret eden Yanık, Keşmir sorununun bir an önce çözülmesi gerektiğini belirtti.
Yanık, "Keşmir'deki Müslüman kardeşlerimizin bir an önce özgürlüklerine kavuşması Türkiye açısından önemli. Bunu da her fırsatta dile getirmemiz gerekiyor. Keşmir meselesini, insan haklarının konuşulduğu her zeminde söylemeye devam edeceğiz." diye konuştu.
"Doğu Türkistan'daki soydaşların da temel hak ve özgürlüklerine ulaşamadığını" ifade eden Yanık, bunun sağlanmasını gerektiğini vurguladı.
Arakanlı Müslümanların hak ve özgürlüklerine kavuşamadığını dile getiren Yanık, bölgede insan hakkı ihlallerinin sürdüğünü söyledi.
Derya Yanık, Sudan'da da insan hakkı sorunları yaşandığını ve yaklaşık 3 milyon kişinin ülkesini terk ettiğini belirterek, "Dünya genelinde 120 milyondan fazla mülteci var. Avrupa'da artan mülteci sayısıyla beraber İslamofobi ve ırkçılığın da arttığını görüyoruz. Bu, sorunların hem çözümünü hem de sonuçlarını zorlaştıran bir durum." dedi.
Savaşlardan, çatışmalardan ve her türlü krizden ilk önce kadınların ve çocukların etkilendiğine dikkati çeken Yanık, Filistin'de hayatını kaybedenlerin yüzde 65'ini kadın ve çocukların oluşturduğunu, 2 yaş altındaki çocuk sayısının yaklaşık 3 bin olduğunu kaydetti.
"Uluslararası sistemin yapması gereken çalışmayı Türkiye olarak biz yaptık"
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Yanık, Türkiye'nin arabuluculuğunda Somali ile Etiyopya arasında anlaşma imzalandığını hatırlatarak, iki ülke arasındaki krizin Türkiye sayesinde sona erdiğini vurguladı. Derya Yanık, şöyle devam etti:
"Uluslararası sistemin, BM mekanizmalarının yapması gereken, yıllardır göz ardı edilen çalışmayı Türkiye olarak biz yaptık. 2024'ün insan hakları karnesi çok iç açıcı ve iyi değil. 2025'te herkes, bütün kurum ve kuruluşlar kendi sorumluluklarını, üzerlerine düşeni yapmalıdır. İnsan hak ve hukukunu gözeten bir dünya bırakmalıyız. Bunun için gayret etmeye, çalışmaya devam edeceğiz."
Türkiye'nin insan hakları konusunda bugüne kadar önemli çalışmalar yaptığını anlatan Yanık, Komisyon olarak hak ihlalleri konusunda başvuruları incelediklerini belirtti. Komisyonun yerinde incelemeler de yaptığını anımsatan Yanık, şunları kaydetti:
"Perşembe günü Diyarbakır'da Narin Güran kızımızın duruşması var. Komisyon olarak duruşmayı izlemek üzere perşembe günü Diyarbakır'da olacağız. Yenidoğan çetesi davasını da Komisyon olarak takip ediyoruz. Hem dava hem bireysel başvurularda Komisyon olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İslamofobi ve ırkçılıkla ilgili yurt dışında inceleme ziyaretleri yapıyoruz. Irkçılığa maruz kalan vatandaşlarımızla, Müslüman topluluklarla görüşmeler yapıyoruz. Komisyonumuzun çalışmaları bu merkezde devam edecek."
Yanık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde dünyada barışın tesisi için ellerinden geleni yapacaklarını ifade etti.
Türkiye'nin, insan haklarının gelişmesi ve dünyada güvenliğin sağlanması noktasında elini taşın altına koymaktan çekinmediğinin altını çizen Yanık, iktidarları döneminde insan haklarının geliştirilmesi için her türlü mekanizmayı kurduklarını sözlerine ekledi.