”Namazda şifa vardır.” Hadis-i Şerif
Sürekli çalışan bir makinenin belli zamanlarda bakıma ihtiyacı gibi bedenin de günlük zaman dilimlerinde bakıma ihtiyacı vardır. Bu, iş verimi açısından önemlidir. ‘’Dinin direği” mesabesinde ve ebedi kurtuluşun reçetesi olan namazın sadece ibadet yönlü olmadığı, sağlık yönünden de faydaları sabittir. Sporun, temizliğin önemini anlatmaya gerek yoktur herhalde, çünkü bunu bilmeyen yok gibi, hastalıklardan ve enfeksiyonlardan korunmanın en kolay yolu temiz kalmaktır, işte namaz tüm bunları beraber sunar. Namaz da baş, omuz, dirsekler, bilekler, kalça eklemi, diz eklemi ve bunları destekleyen kaslar, gözler, kulaklar, beyin ve diğer iç organlar aktif olarak çalışırlar. Halik-ı Zü’l-Celal’in insanoğlunun kalbine daima kendisini hatırlatacak bir bekçi koyduğu namaz, ruhsal ve fiziksel hareketler manzumesidir. Başını günde seksen defa secdeye koyan bir kimsenin beynine ritmik olarak daha fazla kan ulaşır, beyin hücreleri yeterince beslendiğinden, hafıza bozukluklarına rastlanmaz. Bu insanlar daha sağlıklı bir ömür geçirirler, "demans senil" bunama hastalığına uğramazlar. Göz merceklerinin kasılmadan görebildiği ve böylelikle rahatlayıp dinlendiği mesafe 1,5 metre civarındadır. Bu mesafe ise, namaz kılan kişinin secde yaptığı yere olan uzaklığıdır. Bilindiği gibi namazda, secde yapılan yere bakılır ve böylelikle farkında olmadan göz mercekleri dinlendirilir.
Günde 40 rekat hesabı ile bu dinlenme takriben 1 saat tutar ki, bu nimet göz için bulunmaz bir sağlık reçetesidir. Namazdaki ritmik hareketler kalbin çalışmasını tetikleyip kanın bedenin en uç noktalarına gitmesini hızlandırır, kuvvetli kan akışından dolayı göz tansiyonu, katarakt veya karasu hastalığından korur. Namaz esnasındaki izometrik hareketler, midedeki gıdaların karışmasına, safranın kolay akmasına ve dolayısıyla safra kesesinde birikinti yapmamasına, pankreastaki enzimlerin kolay boşalmasına, kabızlığın giderilmesinde, böbrekte taş oluşumunun önlenmesinde rolü büyüktür. Kas ve eklem hareketleri artoz ve kireçlenme gibi hastalıkları önler. Rüku sırt ağrısına iyi gelir ve mide kaslarındaki yağların erimesini sağlar. Bağırsakların hareketi sağlanıp kabızlığı önlemeye yarar. İnsanların ihtiyarlıklarında boyun, bel ve diz kireçlenmelerine bağlı olarak hareket bozuklukları çekerler, yani bir nevi sakat kalırlar. Bu durum, hayatlarının son devresini ağrılar içinde geçirmelerine sebep olur. Düzenli olarak kılınan namaz, tüm bu arızaların en şahane önleyicisidir. Günde 5 defa huzur-u ilahide duran insanların beyinlerinde Dopamin, Interleukin-2 gibi maddeler salgılanır. Dopamin rahatlık, ferahlık veren, güzel duygular sağlayan bir maddedir. Interleukin-2 ise insanın savunma sistemini kuvvetlendirir. Bedende biriken statik elektriklenme, secde ile topraklama yapılmış olur, böylece beden zindeliğe kavuşur.
Müslüman yukarıda sayılan yararları için değil, sırf Allah emrettiği için namaz kılmalıdır.
Biz bu yazıda dünyevi ve uhrevi nice sırları fısıldayan namazın sağlık yönüne dikkat çektik. Hulâsatü’l-Hulâsa, daha bin bir çeşit tezahürleriyle namaz sağlığın temel kanunudur, namaz Nuh’un gemisi gibidir ona binen kurtulur, geriye kalanlar boğulur.
Eh! bu kadar faidesini saydıktan sonra başlamak için daha ne bekliyorsunuz? Hadi…
"fî emânillâh"…