Geçtiğimiz salı günü ülke olarak çok önemli bir değerimizi kaybettik. Büyük küçük, genç yaşlı herkes tarafından sevilen, insana insan olduğu için değer veren psikolog ve yazar Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu'nu ebedi hayata uğurladık. Bilinen bir hastalığı olmayan, ani ölümüyle tüm Türkiye'yi yasa boğan Doğan Cüceloğlu 83 yaşındaydı. Türkiye onu belki de en çok yaptığı televizyon programları ile tanıdı. Günümüzde göremesek de bundan bir on yıl önce falan Üstün Dökmen, Doğan Cüceloğlu gibi psikologlar televizyonda toplum için yararlı programlar yaparlardı. Böylece daha fazla insana psiklojinin ve insanca yaşamanın ne demek olduğunu anlatabiliyorlardı. İşte taa o zamanlardan Türk halkının gönlüne giren Doğan hoca, toplumun tüm kesimleri tarafından çok sevilen bir hocaydı.
Doğan Hoca, 11 çocuklu bir ailenin 11. çocuğu olarak Mersin Silifke'de dünyaya geldi. Annesini kaybettiğinde 10 yaşındaydı. Yıllar sonra bir röpartajında annesinin ölümünü anlatırken, "Annen yoksa kimsen yok." sözleri hafızalara kazınmıştı. Lisedeki edebiyat öğretmeninin etkisiyle Psikoloji bölümünü okumuş ve böylece ömrü boyunca sürecek olan insan olmanın manasına doğru yolculuğu başlamış. Evet tek işi insandı. Siyaset, magazin, popülerlik hiçbir zaman onun için önemli olmadı. Bugün kendine aydın veya sanatçı diyen bir çok kişi siyasetle ilgili yorum yapmaktan ya da magazin sayfalarını süslemekten ileriye gidemiyor. Siyasi görüşünü belirtip tek bir kesimin desteğini almak için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Oysa Doğan Cüceloğlu'nun siyasi görüşünün ne olduğunu hiç kimse bilmez. Onun için bunun hiçbir önemi de yoktur zaten. O, sağcısı, solcusu, kadını, erkeği toplumun her kesimi tarafından sevilen ve de sayılan gerçek bir aydındı.
Doğan Cüceloğlu, kendi özel hayatında yaşadıklarını anlamlandırmaya çalışırken hem kendine hem de diğer insanlara ışık tuttu. Yaşadığı acılar ona her şeyi bilmediğini, öğrenmesi gereken çok şey olduğunu gösterdi ve yalnız bilgi yönünden değil, insan olarak gelişmesi gerektiğine inandı. Kendini geliştirme süreci içinde kitap yazmaya başladı. İlk kitabı 'İnsan İnsana' bu sürecin ilk ürünü olarak ortaya çıktı. Kendi gelişim süreci içinde kazandıklarını kitaplar yoluyla paylaşmaya devam etti. Onun yararlı çalışmalarını anlatmak için sayfalar yetmez. Kitaplarını bu zamana kadar okumadıysak bile, bundan sonra okuyarak onun engin bilgilerinden ve hayat tecrübesinden faydalanabiliriz.
Doğan Cüceloğlu, aramızdan ayrılsa da kitaplarıyla, sözleriyle her zaman hayatımızda yol gösteren, hep yanımızda olan bir rehber olmaya devam edecek.
İşte yol gösterici sözlerinden bazıları:
Bir ebeveynin çocuğuna verebileceği en büyük hediye, ona her koşulda ayağa kalkabilecek gücü kendinde bulabilme yetisini kazandırmaktır.
Ölümün аvcılık yаptığı bu dünyаdа kuşku vе pişmаnlık için zаmаn yoktur,аncаk kаrаrlаr için vаkit vаrdır.
Şimdiki rahatından fedakarlık yapamayan anlamlı, coşkulu ve güçlü bir gelecek için uğraş veremez.
Mükemmel değil, iyi insan yetiştirmeyi hedefleyin
Her olayda öğrenilecek bir şey vardır; akıllı insan kendini suçlamak yerine, 'Bu olaydan ne öğrenebilirim?' diye düşünür.
Hiçbir kitabın veya seminerin size düşündüremeyeceği şeyleri, çocuğunuzla yaptığınız sohbetler sırasında düşünebilirsiniz.
Annen yok, kimsen yok, bir şey istemeye hakkın yok.
İnsanların gözlerine bakın; bazıları ışıl ışıldır, bazıları donuktur. İnsanların gözlerindeki ışıltı, iç dünyalarında ne kadar var olduklarını yansıtır.
Çocukluğunu doya doya yaşayamamış bir insanın mutlu olması çok zordur.
Benim çocuğum benim beklentilerimi gerçekleştirmek için değil, kendi hayallerini keşfedip onları gerçekleştirmek için yaşamalı.
Doğan Cüceloğlu'na Allah'tan rahmet, ailesi ve sevenlerine başsağlığı dileklerimizle.